Toplam yorum: 3.084.879
Bu ayki yorum: 4.564

E-Dergi

cigdema Tarafından Yapılan Yorumlar

15.09.2005

Bertholt Brecht "tanrılar tek bir iyi insan bulmak umuduyla dünyaya inerler " demiştir. oysa devrim fransasında ise "kana susamış tanrılar"ellerinde giyotinle siyasal tercihlerin ve safların sık sık birbirine karıştığı bir toplumda ölüm saçmışlardır.
yazar bu kitapta ihtilal günlerini ve böyle bir ortamda yaşanan bir aşk hikayesini de anlatır. bu aşka son verebilecek olan tek kuvvet giyotindir. baskı rejiminin altında özgürlüğe ve adalete susayan insanlar bu susuzluklarını devrimle gidermeye çalışmışlar; kralı devirmişler ama kanı durduramamışlardır.
12.09.2005

Arkadaşınız için ne yaparsınız? Onu bir ömür boyu koruyup, kollayıp sırtınızda taşırsınız. peki ya onun hayallerinin yıkıldığı tek dayanağının kaybolduğu anda, onu başkalarının eline başka zalim ellere bırakırmısınız. Kitabı bugün okudum ve bitirdiğimde gözyaşlarıma hakim olamadım.
herkesin mutlaka okuması ve yakınlarınada mutlaka okutması gereken bir roman olduğunu düşünüyorum.
12.09.2005

Anlatılan, Emma Bovary’nin trajik hayat hikayesi ve karşılıksız aşkları gibi görünmekle birlikte, yazar Emma’nın şahsında, 19.yüzyıl Fransız kadınının kıstırılmış hayatını, toplumsal değer yargıları ve ahlak ölçülerinin iki yüzlülüğünü ele alıyor.
Emma Bovary, okuduğu romanların etkisiyle burjuvaziye hayranlık duyan, aristokrasinin bir parçası olmayı hayal eden ve buna ulaşmak için çabalayan, bu sınıfa dahil olamasa da, en azından aristokrat sınıfına yakın bir sınıf içinde bulunmayı arzulayan bir kadındır. bir üst sınıfa dahil olabilmesinin tek yolunu da o sınıftan erkeklerle birlikte olmakta bulmuştur. Kocası Charles ise pasif, silik, karısının isteklerini karşılamaktan uzak biridir. İşini annesi sayesinde elde eder, karısının hırsı nedeniyle de felakete sürüklenir.
Emma Bovary’nin başka bir hayata duyduğu ihtiras, çok büyük hayal kırıklıklarına sebep olur.

çok güzel bir klasik kitap. tavsiye ediyorum
11.09.2005

kitabı elime aldığımda adının verdiği etkiyle daha çok şey bulacağımı sanmıştım ama olmadı. romantik bir aşk hikayesi beklerken ailesine, karısına ihanet etmiş fakat bu ihanetin suçluluk duygusunu hissedeceği yerde karısını terketmemiş olmanın hala acısını çeken bir adam romanın kahramanı. bu bir erkek değil de aynı durumda bir kadın olsaydı bu hoşgörüyü gösterirmiydik acaba. ben kitabı beğenmedim ama tabiki tercih meselesi
09.09.2005

Adını ordunun kırmızı giysileri ile ruhban sınıfının siyah cüppelerinden alır “Kırmızı ve Siyah”. Hikaye Kral X.Charles’in tahtta oturduğu 1820’lerde geçer. Verrieres köyünden Julien Sorel isimli akıllı ve yükselme tutkuları ile dolu bir gencin hayatı üzerinden dönemin Fransa’sının bütün kesimlerine yönelik ağır bir eleştiri yöneltir Stendhal.
Kırmızı ve Siyah aslında bilindik bir aşk hikayesi. Genç adam ve evli kadın, genç adam ve zengin soylu kız. Peki neden bu kitap yüz yılı aşkın bir süredir büyüsünü yitirmemiş bir klasik eser.
Yazarın bu aşk hikayesinde ve sonunda yaşanan trajedinin ardında yatan toplumsal gerçekleri yansıtabilmesi farklılaştırıyor bu romanı. Bourbon hanedanının restorasyon dönemini konu edinen “Kırmızı ve Siyah”ta, Julien Sorel gibi insanların kaderini belirleyen bu burjuva çağının ahlaklı, zeki ve kahraman insanları nasıl tükettiğini ve toplumun çözülmesini işliyor.