E-Dergi

Dinlenmek, tatil yapmak, güneşlenmek, stres atmak ve eğlenmek için bir fırsat kabul edilen bu yaz aylarında; kitap okumak, okutmak ve kitaptan bahsetmenin ne kadar zor bir uğraşı olduğunu baştan kabul ediyorum.
Geçenlerde sohbet imkanı bulduğum gazeteci yazar, aynı zamanda kitap kurdu dostumuz, şöyle bir tespitte bulunmuştu:
"Gidip Antalya'da plajları gezelim, kim turist kim yerli hemen size söyleyebilirim. Gelen turistler bu güzel doğal ortamı değerlendirmek için kitap vb. şeyler de okuyorlar" deyince üzüldüm tabi.
Ben turist değilim ama hem kitap okuyorum hem doğayı, hem de insanları. Yakalayabildiğim güzellikleri de sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.
Seyahat ettiğim yerlere çok kitap taşımam da gerekmiyor. Okumaya değer kitapları raflarda hazır bulabiliyorum.
İşte bu kitap da, okuma sırasına aldıklarımdandı. Bursa'da karşıma çıkacakmış demekki.
Kitabı okuyunca; hüzünleneceksiniz, tebessüm edeceksiniz ve farklı duygu, düşüncelere dalacaksınız.

 Kitabın adını önce, "bir ekonomik tetikçinin vicdanı" olarak düşünmüş yazar.

Küresel imparatorluğa dönüşmek isteyen bir akıl, niyet ve iradenin, görünmeyen planda döndürdüğü dolapları, bir itirafçının dilinden, birinci elden dinliyoruz.

Birey ve toplum olarak, ayaklarımızın yere sağlam basması için, küresel aktörleri, ne yaptıklarını ve daha neler yapabilecekleri konusunda fikir yürütebilmemiz gerekiyor.

Tehlike analizi yapabilmek için sadece önümüzdeki obje ve unsurları görmek yetmiyor, dağın arkasına da göz atmak gerekiyor.

Bu anlamda işimiz zor. Kısıtlı bilgi, önyargılar, bireysel beklentiler, politik çekinceler; sağduyulu, mantıklı, objektif ve realist bir bakışı yakalamamızı engelliyor.

Biz yerel, gereksiz ve geçersiz gündemlerle zaman tüketirken; küresel ekonomik tetikçiler, bağlı oldukları güç odaklarına yeni ekonomik, politik ve askeri alanlar açmakla meşguller.

İşlerini tüm donanımlarıyla, en üst düzeyde yapıyorlar ve karşılığınında en yüksek ücretle alıyorl

Yaşama, estetik açıdan sanat gözüyle bakmak, yorumlamak.
Evet insanın bu yönü noksan olunca, yaşamı gereksiz ve bilinmez bir yolculuk olarak algılayabiliyor.
Yazar tüm kitaplarında felsefi bakış açısıyla etik ve estetiği her zaman öncelikli planda tutuyor.

Demokrasi anlayışı, bilinci, kalitesi toplum geneline yayılmadan, kural ve kahramanlarla demokratik toplum oluşturmak mümkün değildir.
Sistem sadece orkestra şefi durumunda olmalıdır.
Bu ortak bilinci oluşturma yolunda, makaleler içeren bir eser.

Felsefi Düşünce Tarihine ilgi duyup da, Francis Bacon’u okumamak büyük bir kayıp olurdu.
Afşar Timuçin Bey’in kitaplarından dolayı ilgi duydum bu düşünüre.
Yukarıda listelediğim üç kitabını ayrı ayrı tanıtmaktansa, yazarı hakkında kısa öz bilgiler vermeyi tercih ettim.
O çok yönlü bir düşünür, kolay anlaşılır bir aydınlanmacı.
O bir aile hekimi, sosyal trafik memuru, yaşam uzmanı, iyi bir öğretmen, gözlemci, denetleyici,
çok yönlü bir bilge, bilinç ışığı.
Ahlak, erdem, doğal yaşam ve dayanışmayı baş ilke edinmiş bir filozof.
Eserleri; 400 yıl önce yaşamış bir bilgeden hayat dersleri içeriyor.
Bu fikir, düşünce, niyet ve eylem donanımı, asırlar boyunca, günümüze dek niçin değerler mirası
yolu ile daha da insanileştirilerek, güncellenerek aktarılamamış.
İnsan hayrete düşüyor ve üzülüyor doğrusu. Doğru ve gerçeğin kırk kapısı var ise, kırk kapısını da gösteren yüzlerce gönüllü özverili düşünce insanı varken, insanilik katsayımızın yükselmemesi
ayrıca araştırılmaya değer bir konu.