E-Dergi

küçük İskender'e yazılan mektuplardan, e - postalardan, notlardan oluşan kitap, okur olmanın dışına taşarak 'tanışılmamış arkadaş' konumundaki bir grup insanın veryansınlarını, ürünlerini, hayallerini, umutlarını ve eleştirilerini içeriyor. Günümüz gençliğinin otoportresi de sayılabilecek olan 'Kanlı Lağım Fareleri', hayatın uç noktalarındaki insanları, yalnızlığını arayanları, sistemi sorgulayanları, kendilerini kayıp kuşak olarak adlandıran 80 kuşağının tehlikeli maceralarını anlatıyor. o yıllara ilgi duyan ya da o yıllarda yaşamış olup anılarını canlı tutmak isteyenler için ilginç bir kitap

A'dan Z'ye sayfalarında bir Türkiye portresi çizen kitap, onbir bölümde Çetin Altan'dan, Mete Tunçay'a, Tansu Çiller'den, Yaşar Topçu'ya otuzbir insanı sayfalarına konuk ediyor. Kimi zaman İslam devletinin sorgulandığı, kimi zaman da Susurluk olayının ve güncelliğini hiç kaybetmeyen konuların incelendiği kitap, okuyucularını gazetede yer almış röportajlarla aydınlatıyor.neşe düzel radikal gazetesinin pazartesi yazılarında yaptığı röportajlarda sorduğu sorularla karşısındakini köşeye sıkıştırmasını çok iyi beceriyor. okunması gereken bir kitap

Y. Doğan Çetinkaya'nın kaleme aldığı '1908 Osmanlı Boykotu: Bir Toplumsal Hareketin Analizi' isimli çalışma, günlük basının etkisiyle, siyasal mobilizasyonun kitleler üzerindeki gücüyle bu toplumsal hareketin özelliklerine ve önemine dikkat çekiyor. Geniş kapsamlı bir arşiv araştırması yapılarak hazırlanan kitap, II. Meşrutiyet döneminin dünyasına, insanlarına içeriden ve onların tarafından bakmaya çalışıyor.

Yapılan arkeolojik kazılar sonucu Türk gençliğinin tarih bilimiyle tanışıklığının yeşil tahtada başladığı ortaya çıkmıştır. İlk olarak Sosyal Bilgiler paketinin içine sıkıştırılan tarih bilimi sonra bağımsızlığını ilan etmiş ve ortaokul sıralarından başlayarak Türk gençliğinin yakasından bir türlü düşmemiştir...
Toprak altından çıkarılan taş tabletler ve kitaplar incelendiğinde anlatılan mevzuların hep aynı olduğu görülmüş: İlkçağ uygarlıkları, çıktık Orta Asya bozkırlarından geldik Anadolu'ya, yüce büyük Türk devletleri, İslam tarihi Bedir Savaşı, Selçuklu, Osmanlı, anlı şanlı Kurtuluş Savaşı, Atatürk Devrimleri, araya da Reform ve Rönensans sıkıştırmaları falan... Bu kazılar sonucunda tarih derslerinin Türk gençliği için hep bir dejavu etkisi yarattığı ortaya çıkmıştır. Uzmanlar, bilgilerin belki üç belki de dört kere tekrarlandığı ama hep ön belleğe alınarak sınav denilen bir uygulamadan sonra çöp sepetine atıldığını söylüyor. Tarihle Türk gençliğini böylesi haşır neşir eden büyüklerinin elbet bir bildiği olsa gerek diye düşünüyor insan. Meğer amaç yıllar sonra, Türk gençliğinin tarihsizlinin farkına varmasını ve kendi isteğiyle tarihe merak sarmasını sağlamakmış.
Tabii bu işin mavrası. Gelelim sadede, 40 yılını tarih öğretmeye adamış Korel Haksun ezbere dayalı eğitim sistemiyle tarihin öğretilemeyeceğinin farkında olan bir öğretmen. Bunun için kağıdı kalemi eline alıp iki ciltlik 'Tarihten Notlar' kitabını hazırlamış. Kitapta tarihin ne olduğundan, neyi nasıl anlattığından bahsettikten sonra insanlığın ortaya çıkışından başlayarak Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüne kadar olan süreci anlatıyor. Yani bir nevi bize barış çubuğu uzatıyor...

Bir ada gezintisinde tanışan Bülent ve -Bülent'in tanımıyla Mavili Kız, bir ömür boyu sürecek aşklarının başında olduklarının farkında değildirler. İstanbul Üniversitesi'nde sanat tarihi okuyan genç kız ve bir subay olan Bülent, birbirlerini ilk tanıştıkları andan itibaren severler. Ancak iki aşık asla bir araya gelemezler... Bülent Akkurt'un kendi yaşam öyküsünden yola çıkarak kaleme aldığı 'Erguvanlar Açarken', bir aşk öyküsü. Birbirini çok seven ama birleşemeyen iki gencin yaşadıklarını anlatan kitap üç bölümden oluşuyor. Yazar ilk bölümde aşıkların tanışmalarını, ikinci bölümde ise Bülent'in sevgilisinin ailesiyle
tanışmak için İzmir'e gidişini anlatıyor. Ancak bundan sonrası beklenmeyen olaylara sahne oluyor ve genç aşıkların yolu sonsuza kadar ayrılıyor... 'Erguvanlar Açarken' hüzünlü bir aşkı okumak isteyenler için.