E-Dergi

'Dördüncü Boyut' bir yanlış anlama yüzünden başlayan ölümcül bir kovalamacada, yolları kesişen üç grup insanın hikâyesini konu alıyor. Son zamanlarda sıkça kullanılan bu teknik, okura bir evrensel göz ekliyor ve yazarın tanrısal kimliğini perçinliyor. Bambaşka kesitlerden alınan karakterlerle, farklı yaklaşımlar ve bakış açıları denemeye zorlanan okur, giderek artan gerilimden de nasibini alıyor. Sinemada da sıkça kullanılmaya başlanan bu 'çokboyutlu' zamanlama, aynı anda olan birçok olayı bir ileri bir geri sararak ince detaylarla harmanlanmış. Figüran gibi görünen karakterler bir anda büyük işler altından çıkıveriyorlar.

Uriel Heyd, bu kitapla köklerimize iniyor. Uriel Heyd, Ziya Gökalp yazılarında sadece yerel veya Türkiye'ye özgü konuları işlemiyor aynı zamanda birey ve devlet, devlete karşı özel teşebbüs, çok uluslu ve tek uluslu gibi hâlâ tartışılmakta olan konular üzerinde duruyor. 'Türk Milliyetçiliğinin Kökleri' adlı kitapla Uriel Heyd, Ziya Gökalp'in düşünce yapısını ve felsefesini çözümlemeyi amaçlıyor.

Doğa Bilimleri Tarihi adlı kitap bilimin anlamı ve kapsamının ne olduğuna, bilimsel yöntemin kapsam ve sınırlarının nasıl belirlendiğine, olguların nasıl değerlendirilmesi gerektiğine değiniyor. Bilim Felsefesi ile bilim tarihini içerisinde bulunduran 'Doğa Bilimleri Tarihi', insanın gelişimini ve ilk uygarlıktan başlayarak Antik dönem filozoflarını inceliyor. Doğa Bilimleri adı altında köklü bir tarihin filozoflarını barındıran kitap, doğayı anlamaya özen gösterenlerin beğenisine sunuluyor

'Erguvan Güzeli', İsrauiralı bir çobanken Bizans İmparatorluğu'na kadar yükselen Leon ile Antuza'nın aşkını anlatıyor. III. Leon'un 717 yılında tahta çıktığı dönemde Bizans'ı ele geçirmek isteyen Arap ordularını zekasıyla nasıl bozguna uğrattığına, tarihe geçecek bir zafere nasıl imza attığına değinen kitap, 'rum ateşi'ni icat edip ilk kez bu savaşta kullanılmasını sağlayan Kallinikos'a ve Leon'un onun kızı Antuza'ya duyduğu derin aşka yer veriyor

Batılı yazarlar çağdaş olarak görülen dünyada dinin yerini saptamaya çalışırken, Hırıstiyanlığın giderek önemini kaybetmesi, değerlerin kaybolmuş olduğuna işaret etmişlerdir. Bugünlerde özellikle dikkatimizi çevirdiğimiz Batı Avrupa'daki iki devletin laiklik problematiğini nasıl yaşadıklarını inceleyen 'Laiklik Arayışları',
son yıllarda gündemi çok meşgul eden din ve siyaset ilişkilerine daha farklı şekilde bakmamızı amaçlıyor.