Toplam yorum: 3.081.289
Bu ayki yorum: 967

E-Dergi

Sinan Civelek Tarafından Yapılan Yorumlar

10.12.2004

Wilson’un Ondört notası, büyük savaştan önce İngiliz yönetimi altına giren Mısır için bir kurtuluş umudu oldu ve 1919 yılı başlarında kurulan Vafd Partisi, İngiltere’ye karşı Mısır genelinde ayaklandırma hareketi başlattılar. Ancak “İngiliz Yöneticiler de, partinin ileri gelenlerini tutuklayıp Malta’ya sürdü, bu olayların daha da şiddetlenmesine neden olunca Mısır’lı liderleri serbest bıraktı ve onlarla anlaşma yoluna gitmek istediler.” 97
Daha sonra her ne kadar İngiliz yönetimi Valf Partisi liderleriyle anlaşmaya çalışsalar da, Valf Partisi liderleri İngilizleri tamamen Mısır dışına çıkarmak istemeleri bu görüşmelerin tıkanmasına neden oluyordu. Nitekim Mısır’da tutunamayacağını anlayan İngiliz Yöneticiler Valf Partisinin istekleri doğrultusunda 28 Şubat 1922 yılında yayınladığı bir bildiri ile Mısır’a bağımsızlık verildiğini açıkladılar. Böylece Mısır Krallığı kurulmuş oldu. Hıdiv I. Fuad Mısır Kralı oldu. Ancak Mısır’daki azınlıkların haklarını üzerine alarak Mısır’a sözde bağımsızlık vermiş oluyor.
10.12.2004

1930’un Ekim ayında yayınlanan bu rapora göre Filistin’de Arap ve Yahudi işbirliğine dayanan bir yönetim kurulmasının bu topraklar üzerinde en iyi çözüm olabileceğini savunmaktadır. İngiltere Başbakanı Ramsey Mac Donald’ın isteği üzerine Lord Passfield’in hazırladığı rapordur. Bu rapora göre Arap halkının üçte biri topraksızdır. O yüzden İngiliz Manda yönetiminin esas görevi bu bölgeye olan göçü sınırlandırmak olmalıdır. Çünkü bu rapora göre bu göçler Araplar için hem toprak yetersizliğine hem de bölgede Arap işsizliğine neden olmaktadır.
Bu rapor doğrultusunda denilebilir ki; “İngiltere’nin Filistin meselesine çözüm bulmak için hazırladığı belgeler için de Arapları destekleyen, Arapların görüşlerini benimseyen tek belge Passfield Beyaz Kitabı olmuştur.”
10.12.2004

II.Abdülhamid, Osmanlının durumunu göz önüne alarak Mısır üzerinde etkinliğini azaldığını hissedince, devletin sıfıra yaklaşan gücünü orada kullanmak yerine bu topraklara elde etmek isteyen devletlerin çekişmesine bırakmayı tercih etmiştir. Yalnız bu durum tüm Osmanlı toprakları için geçerli değildir. “Örneğin Osmanlı devleti saygınlığı için Filistin (Yahudiler devlet kurmaya çalışıyor), Doğu Anadolu (Ermeniler bir Ermeni devleti kurmak istiyor) ve bütün dinler için kutsal sayılan Hicazdaki toprakları korumak için devletin son gücünü bile harcamaya hazır beklemektedir.”
10.12.2004

Birinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasın da Ortadoğu’nun kalıcı bir çözüme kavuşturulamamasın ana nedeni İtilaf Devletlerinin askeri başarılarını politik başarılarla desteklememesinde yatmaktadır. Örneğin, ” Sevr antlaşması daha yürürlüğe girmeden havada kalmış, Versay antlaşması ise İkinci Dünya Savaşının tetikleyicisi olan Hitler’i yaratmıştır.48
Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Avusturya-Macaristan gibi, Osmanlı gibi büyük İmparatorlukların sonu olmuş ancak şu da ortadadır ki bu büyük savaş günümüze kadar devam edecek olan Ortadoğu sorunun ana nedenini teşkil etmektedir.
Birinci Dünya Savaşı’ndan en kazançlı çıkan ülke İngiltere’dir. Çünkü Ortadoğu’daki kurduğu ve kuracağı sömürge devletlerini rahatsız edeceği muhteri olan Almanya’yı uzunca bir süre Ortadoğu’dan uzaklaştırmış oldu. Nitekim bu şekil itibariyle Ortadoğu’ya egemen olması daha kolay olacaktır. Fransa ise Ortadoğu’da elde ettiği kazançlarla birlikte İngiltere’den sonra savaştan kazançlı çıkan diğer bir ülke oldu. İtalya’da Akdeniz’de elde ettiği adalarla birlikte Akdeniz ve çevresindeki etkinliğini artırmıştır. “Böylece bu üç devlet özellikle Akdeniz ve Ortadoğu’da büyük egemenliğe sahip oldular.”49
Ayrıca savaş sonrası şunu da belirtmek gerekir ki Birinci Dünya Savaşı, dünya sahnesine çıkmasaydı bile Osmanlının Ortadoğu’ya yönelik birçok savaşa girmesi kaçınılmaz olurdu. “Çünkü daha savaş başlamadan önce Ortadoğu’yu hedef alan birçok gizli ve açık olarak imzalanmış antlaşmalar mevcuttur.”50 Örneğin 1914 yılında Osmanlının savaşa girmesinden sonra yer altı kaynaklarıyla en stratejik noktalardan birisi olan Musulluda savaşa katabilmek için büyük gayret sarf etmiştir. Netice itibariyle Birinci Dünya Savaşı sonrasında hedeflediği başarıyı sağlayacaktır.
10.12.2004

Açıkça görüldüğü gibi Boğazlar’da olsun, Anadolu’da olsun, Ortadoğu’da olsun 1. dünya savaş esnasında yaşanan hakimiyet kurma çabaları yüzünden uluslararası hukuk yönünden açık bir sorun olan Sykes-Picot Antlaşmasına doğru bir yönelim başladı. Daha savaş sonuçlanmadan Fransa, Suriye ve Çukurova çevresine yerleşmek istiyor, ancak bu yerler savaşın İtilaf Bloğuna dönmesinde büyük rol oynayan Mekke Şerif’i Hüseyin’e vaad edilmişti. 1916’nın Kasım ayında bu toprakların Şerif Hüseyin’e peşkeş çekildiğini öğrenince 21 Ekim 1915 yılında başlayan görüşmeler tıkanma noktasına geldi. Bu durum İngiltere’yi tedirgin edince bu topraklar üzerinde Arapların yerine Fransa hakimiyetini kabul edince 3 Ocak 1916’da bir taslak antlaşması yapıldı.Ancak, İngiltere tarafından Rusya’nın onayı olmadan anlaşmanın geçerli olmayacağı şartı Fransa’ya kabul ettirildi.