Toplam yorum: 3.080.946
Bu ayki yorum: 624

E-Dergi

karaademm Tarafından Yapılan Yorumlar

17.02.2021

bir asır boyunca ‘bilimsel ve somut olanı’ yazan bir tarihçi Halil İnalcık.
Profesör İnalcık.

Burada 1962-2005 yılları arasında yayımladığı
9 makale ve bir konferans metnini bulacaksınız.

Atatürk ve Atatürkçülük kavramını ‘içi boş’ söylemlerle ifade etmekten kaçınan makaleler bunlar. Her yazdığı kelimenin-cümlenin altını bir şekilde dolduran yazılar.

Tabi Atatürk’e değinirken ‘Hilafet’, ‘Türk Modernleşmesi’, ‘Devrimlere yabancı tarihçilerin bakışı’ gibi birçok başlığa da atıf yapacak İnalcık.

Yine devamında ‘Türkiye-Japonya Modernleşmesi’, ‘Türk Tarih Şuuru’, ‘Ziya Gökalp’ ve ‘Kıbrıs Sorunu’ da yazdıkları arasında yer alacak.

Tarihi, ‘tarih bilen’ bir adamdan okumak isteyenlere hitap ediyor bu yazılanlar. Buyurun.
13.02.2021

“... bu kitap, bir lokma ekmek için kötü işi şartları içinde zehir gibi bir hayatı yaşayanlardan derlenmiş malzemeyle meydana gelmiştir.”

Daha ne desin Orhan Kemal? Daha nasıl açıklanabilir bir eser?!

İflahsızın Yusuf, Köse Hasan ve Pehlivan Ali.

Adana’nın Ç. köyünden Çukurova’nın ‘bereketli topraklarına’ emek ve ekmek için gelen üç arkadaş. Ne farklı bir kasaba ne de farklı bir şehir görmüş üç arkadaş onlar.

Çalışacak, alın teri dökecek ve köylerine dönecekler. Sözde. Öyleydi ufacık dünyalarındaki düşleri.

Peki şehir neler planlıyor onlar için? Göz ardı edemez mi sizce bu üç arkadaşın düşlerini?

Bu denli yalın, bu denli bizden, bu denli içimizden yazmayı nasıl başarıyor Orhan Kemal bilmiyorum.

Ama bildiğim bir şey var ki ‘emekçi’ onun kaleminde her anıyla vücut buluyor. Toplum onun kaleminde ‘yüz kızartıcı’ her tavrıyla ben buradayım diyor.

Türk Edebiyatının ‘nadide’ eserine hazır mı yürekleriniz? Buyurun.
09.02.2021

ADA. TEPE. DUTLAR.

Ada’da ‘Andronikos’ karşılayacak bizleri sekizinci yüzyıldan. Bizans İmparator 3. Leon vardır. Ve ‘ikonoklazm’ adı verilen bir süreçle ‘dinsel’ resimler, ikonalar kaldırılacaktır.

İşte burada başlar maceramız. 18 yaşında başlayan keşişlik serüveni 33’ünde de devam eden bir keşiştir Andronikos.

O güne dek sormayan, kimseyle-kendiyle çatışmayan bir keşiş.

Çatışacak. ‘ikonaların kaldırılmasına’ karşı çıkışı onu kahraman yapacakken, bu duruma karşı çıkmayacak olması iyi bir keşiş yapacaktır:

“Puta yapıcılığa da kötü bir şey diye bakıyordu. Orası da belliydi. Ama niye resimler karşısında tapınmağa devam ediyordu? Andronikos, bir orasını çıkaramıyordu.(s.32)

Kaçacak. Bir Ada’ya kaçacak.
Peki dönüş? Olacak.
Peki bir ceza? Elbette.

Tepe’de peki? İoakim karşılayacak burada. Andronikos kaçma yolunu seçmişti. İoakim ise ondan ‘on yıllar’ sonra ‘kalma’ yolunu tercih edecek.

Onu neler bekliyor peki satırlar arasında?

Buyurun.
07.02.2021

“Şiir, hep var olmuştur benim için. Bir şekilde yazmışımdır.”

Onu daha çok denemeleriyle tanıyor olsak da ‘şiirden kopamayışını da’ dile getirir söyleşilerinde. Galiba yazını’nın bu denli ‘sarftan’ uzak olmasını sağlıyordu şiir.

1001 Gece Denemeleri başlığı altında yayımladığı eserlerin 1975 tarihli olanı elinizde.

Sadece ‘şiir ve şaire’ odaklanmayacak. Edebiyat tarihinin tozlu koridorlarını bir bir aralayacak bizler için.

İsim vermeyeceğim. Zira eserlerini okuduğumuz yerli veya yabancı yazarlardan onlarcasını elbette bulacaksınız burada.

Onların eser yazım süreçlerine, hayvan sevgilerine, eleştirmenlere, deha - delilik ilişkisine, önsöz alışkanlıklarına ve daha nicesini barındıran birçok başlığa şahit olacaksınız burada.

Tekrar tekrar söylemekten bıkmayacağım, bıkmayalım: O, Türk Edebiyatının halen daha ‘değer verilmeyi bekleyen’ en yetkin kalemlerinden. Buyurun.
07.02.2021

“diyelim ki bombalar yağmayacak bir gökyüzüne
meydanlarda yakılmış hürriyet bayrağı kitaplara
diyelim ki barış ve emek türküsüne
bütün neşem ve boylamlarda savaşıyoruz
halklar ayağa kalkmışlar” (s.72)

Duvar adlı şiir kitabı sonrası uzun bir süre şiir yayımlayamamasını ‘şiiri yaşamaktan yayımlamaya vakit kalmıyordu’ olarak açıklıyor Attila İlhan ‘meraklısına notlar’ kısmında.

İstanbul-Paris-İzmir üçgeninde gidip gelen bir Attila İlhan vardır. Yaşayan, yaşarken yazmaya çalışan bir şair ve yazar.

cinayet saati’nden kaptan’a, emperyal oteli’nden sisler bulvarı’na dek yine ‘duygulanımların, emeğin, ümidin’ yolculuğuna çıkaracak bizleri kalemiyle. Buyurun.