E-Dergi

En sevdiğim yazardan bir solukta okunan harika bir kitap daha. Dönemle ilgili ince bilgiler eşliğinde harika olay örgüsü ile bir anda üstadın peşine takılırken buluyorsunuz kendinizi.

Serbest türde yazılan şiirler maalesef beni pek heyecanlandırmadı. Ancak şiirlerin hangi duygular ışığında yazıldığını ve hangi anlamları taşıdığını anlamamız yönünden kitabın sonunda bulunan açıklamalar kısmı için iyi düşünülmüş bir bölüm diyebilirim.

Pek çok kimsenin keyifle okuduğu Nazan Bekiroğlu'nun bu kitabı maalesef bana hitap etmedi. Özellikle aynı kelimelerin yerlerini değiştirerek ardı sıra benzer cümleler kurması kimi zaman bende bıktırıcı bir etki bıraktı. Ancak Hz. Yusuf'un çölde gecelediği kesiti kurt, ayna ve rüzgarın diliyle aktarımı oldukça etkileyiciydi.

Gayet sade ve anlaşılır bir dille yazılmış olan öykü, yabancısı olmadığımız karakterlerle bezenerek önümüze getiriliyor. Yazar tasvirleriyle de yaşanılan ortamı zihnimizde kurmamıza yardımcı olurken bunu bizi sıkmadan akıcı bir üslupla dile getiriyor. Bir öyküye göre de oldukça sıra dışı bir sonu olduğunu söylemem gerek.

İstanbul'un sayısız önemli simgelerinden birinin, Süleymaniye Camii'nin yapım aşamasının anlatıldığı eser, bizlere bir yandan da döneme ait bilgiler vermekte ve dönemin önemli kişilerini bizlere tanıtmakta. Tiyatro oyunu olarak yazıldığı için okumakta zorlanacağını düşünenler olabilir ancak sade üslubu ve akıcı kurgusuyla yazar bizleri kitaba bağlamayı başarmış.