Toplam yorum: 3.080.805
Bu ayki yorum: 483

E-Dergi

CemC Tarafından Yapılan Yorumlar

23.05.2013

kitapları yarıda bırakma sorunumdan kurtulduğumu sanıyordum...aynı dertten muzdarip olduğumu anlamam için bu kitaba başlamam gerekiyormuş. teşekkür ederim Murat Menteş. İnşaallah ileride iyi bir edebiyatçı olursun.
05.05.2013

Kim düşündü ise Türkçesi ile vermeyi, işte ondan Allah razı olsun diyebilirim gönül rahatlığıyla. osmanlıca sözlükle ilgilenmek iyi güzel de, ben yaşlanıyorum, uğraşamıyorum biraz. O sebeple; cidden okuduğum kadarıyla çok etkileyici bir eser. Senelerce orijinali babamın kütüphanesinde durdu çirkin kapağıyla. Bu cep boyunun orijinal hali son derece özenli güzel kapağa sahip. Renk seçimi de gerçekten güzel. Sayfalar özenli hazırlanmış. Ve şiir: akıp gidiyor. Hepimizin evinde olmalı.
05.05.2013

Öncelikle çok iyi bir çeviri. Ve ardından; çok rahat okunan, kesinlikle sarkmayan, teklemeyen; çok iyi yazıldığını düşündüğüm bir eser. Kendi adıma cinayetlerin ayrıntılı bir şekilde anlatılmadığı kitapları seviyorum. Cerrah adlı kitabı bu yüzden iki kere bırakmıştım. S.J. Bolton'ın eserleri galiba Mary Higgins Clark tarzı gibi düşünülüyor. Yazarın olay örgüsünü beğendim, ana karakteri işleyişi de bana çok iyi geldi. En son John Katzenbach'ın başyapıt olduğunu düşündüğüm 'Psiko Analist' adlı kitabını okumuştum. O kitaptan sonra gene beni sonuna dek okumaya itecek bir kitap bulamam diyordum; uzun zamandır kitapları yarıda bırakıyorum zira. Ancak, S.J Bolton ve kitabın çok güzel çevirisi beni şaşırtmış oldu. Şimdi, plânım şöyle: Bu kitabın ardından Katzenbach'ın Şizofren'ini mi okumalı, yoksa Bolton'ın Zehir adlı kitabını mı okumalı? İşte bütün mesele... Son olarak şunu söyleyeyim: kitabın henüz 250. sayfasındayım. Bir haftada 250 sayfa? Helâl. Gençlik günlerime dönüyorum herhalde.
24.04.2013

bugüne dek okuduğum en etkileyici kitaplardan birisiydi. Çok fazla kitabı yarıda bırakıyorum. Bu kitabıysa elimden bırakamadım. Yazarın kimlik konusuna olan ilgisi beni çok etkiledi. Kitabın ilk kısmı son derece ilgi çekici bir yıkılış manzarası sunuyor,. İkinci bölüm ise son derece ilgi çekici yeni kimlikler inşa edilmesini anlatıyor. Son kısım özellikle de final bölümü bir tür psikanaliz seansı gibi çözülüyor. Katil artık psikanalist gibi, yüzleşme ânında orada. Psikanalist ise bir katil gibi. Roller değişmiş ya da bütün roller aynı bütün içerisinde bir araya gelmiş gibiler. Yazarın üslûbuna olan hakimiyeti ve bunun hiç bir an sarkmaması ve kitabın giderek daha karanlık bir tona bürünmesi, bu arada insanların psikolojik çıkmazları ve kapana kısılmışlıklarına yoğunlaşılması çok doğru seçimler kesinlikle. Kitabın kalburüstü bir eser olmasını sağlıyor bu. Yazarın diğer kitaplarını merak ediyorum.
25.03.2013

Drizzt Do'Urden'ı Kartal'daki kitap fuarında raslantıyla gördüğüm bir kitabı okumaya başlayarak tanıdım. hayatımda ilk kez böyle bir kitap okuyordum.40 yaşında hem de. Bu üçlemeyi gerçekten çok sevdim; çünkü Drizzt'in arayışı, kimlik bulma çabası, aradığı şeyin sürekli ahlâki bir temele dayanması beni çok etkiledi. Üç kitapta da birbirini takip eden geliştiren ve 3.kitap sonunda nihayete erdiren bir gerilim ve gelişme var. Ayrıca Clacker karakteri de bütün trajikliğiyle seneler sonra bile hatırladığım bir karakter. Zaknafein da öyle. İşin kötü tarafı şu: bu serinin devamı olan kitaplarda çok savaş var ama psikolojik arayışlar, ifadeler ve üslup pek yok. Serinin tamamını (12 kitap) okumadım. Okuduklarım oldu, ve yarıda bıraktıklarım da oldu. Hiç bir devam kitabında bu ilk üç kitaptaki bütünlüğü, psikolojik yapıyı ve önemlisi ve edebiyatın da en önemli meselelerinden birisi olduğuna inandığım karakter geliştirme, karakter oluşturma , bunu ifade etmeyi bulamadım. Anayurt, Sürgün ve Miras üçlemesi için ise 10 üzerinden 10 veriyorum.