E-Dergi

önceden yazdığı yazıları önsözleri önümüze getiren yazar, yaptığı tespitlerin doğruluğunu ispatlamış. kitap genel olarak Kürt acilimi ve Suriye soununu anlatmis. Yazarın değindiği başlıca konular: Yanlış kullanılan Kürt açılımı, sorunu çözmeye değil oy kazanmaya çalışan bir iktidar. sorun: egitimsizlik, ekonomik ve kültür-dil sorunu. Bunun için süreci uzatmanın anlamı yok. süreci uzatmak ne yapacağını bilmemenin göstergesi. açılımın fikir babası ABD, o yüzdendir ki iktidar altını dolduramiyor. Habur'dan teslim olan teröristleri karşılayan kalabalıklar "terörü destekleyen Kürt halkı" algısı oluşturdu. bu da kırılma noktası oldu. "Analar ağlamasın, akan kan dursun" sloganı PKK propagandasidir. Hükümetin"Esad gitsin" politikasının başarısızlığı.

Birkaç yerde kitabın eklerinden bahsetmesine rağmen herhangi bir ek konmamış.40 yıl önceki devletin yaptığı hataları vurgulanmış,bazı bölümlerde yaşadığı özel Anılarından bahsetmiş.90 yıllık Cumhuriyet tarihinde devletin huzuru oluşturamamasının altında imalı bazı ifadeleri var.Güneydoğu'da çözümün askerde olduğunu düşünenleri eleştirmiş,askeri beceriksiz göstermiştir.Askere olan antipatisini kitabın birçok yerde bahsetmiş.Çözüm sürecine sadece bir bölümde değinilmektedir. Yazarın anılarının çözüm sürecine katkılarını bulmak, keçiboynuzu içinde balı bulmak kadar zor. Kitap 2015 basımı olmasına ve çözüm sürecinin başarılı olmadığı ortaya çıkmasına rağmen süreci övmesi, ve kullandığı bazı ifadeler dikkate alındığında sanki birilerine güzel görünmeye çalışma gayreti içinde olduğu düşünülebilir. Yaptığı görev itibariyle halkla iç içe yaşadığı düşünüldüğünde Devletin tüm organlarının yaşanan terör sorunu ile ilgili ne yapması gerektiği konusunda bazı hususlara değinmesini beklerdim.

Kitabın girişindeki Kürt dosyası üzerine yapılan çalışmalar ve gayretlerin gizli bir el tarafından nasıl sona erdirildiği kurgusu çok başarılı olmuş. Mantıklı sebepler ve sonuçlarla ilişkilendirilmiş. Ancak bu olayın Muhsin Yazıcıoğlu ile dolaylı ilişkisine bir yol açılabilmektedir. Başlangıçtaki bu girişten sonra kitabın neredeyse ortalarına kadar geçen bölümde konudan biraz sapılmış, yazar farklı düşüncelerini araya serpiştirmiş gibi bir hava oluşturulmuş. İsterdim ki, Yazıcıoğlu suikasti ile ilgili farklı yerlerde daha çarpıcı gerçeklere yer verilip olayın iç yüzü biraz daha aralanmış olsun. Ancak birkaç gerçek dışında çok çarpıcı konular da yazılmış sayılmaz. daha somut ispat ve isimlerin ortaya konulabilmesini beklerdim.

Türkiye'de en nadir yetişen uzmanlardan birisi de terör uzmanıdır. Bunlara en iyi örnek şahsi kanaatim Prof.Dr. Ümit Özdağ'dır. Bugüne kadar yaptığı çalışmalar ve ortaya koyduğu ürünler incelendiğinde Ümit beyin terör konusundaki bilgi ve birikimine hayran olmamak elde değildir. Bu kitabında da Ümit bey, yıllardır ülkemize musallat olmuş, zarar vermek için kardeşi kardeşe düşüren PKK terör örgütünün gelişimini ve örgütün bitirilmesi için yapılması gerekenleri ayrıntılı ve anlaşılır biçimde ortaya koymuştur. Bunun için sadece askeri kuvvetlerin yeterli olmadığını "topyekün savaş" denilen, devletin tüm unsurları ile bu terör illeti ile nasıl savaşması gerektiği tüm ayrıntıları ile anlatılmıştır. Ürettiği çözüm önerilerinin siyasi, ekonomik, askeri, eğitim, adalet, gibi birçok alanda olması gerektiği, ancak devletin tüm unsurlarınca sorun sahiplenilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Yazar Amerika'da geleceği görebilen bir kişi olarak tanınıyor. Kitap her ne kadar 2014 yılında basılmış olsa da içindeki bilgiler 2004 yılına kadarlık bir bölümü içermektedir. 11 Eylül saldırısı ile başlayıp Irak harekatını da içerecek şekilde tüm olaylar ABD gözlüğü ile anlatılan kitabın tamamının okunmasından önce sonuç bölümünü okumayı tavsiye ediyorum. Çünkü sonuç bölümü tüm kitapta altını çizeceğiniz bölümlerin toplandığın bir bölüm olmuş. Bir gram bal için bir kilo odun yemeğe gerek yok diye düşünüyorum.