• Özel Tim evimize postallarla girdi. Küfürler, bağırmalar arasında babamı aldılar. 36 gün işkencede kaldı. İşkenceden çıktığında ancak birilerinin desteğiyle yürüyebiliyordu. Beş yıl hapis yattı. Çıktığında asosyal, içe kapanık, ürkek bir adamdı. Beni dağa çıkaran, babamın acılarına ettiğim tanıklıktır. Ailem beni davul, zurnayla dağa yolladı. Askere gitmek istemiyordum, arkadaşlarım dağdaydı. ‘Onlara karşı savaşmam.’ diyordum. (AZAD)
• Camisi olmayan bir Sünni köyünde büyüdüm. Bir keresinde askerler peşime düştüler. Bir ağacın üstüne tırmandım. Askerler geldi, bir derenin kenarında dinleniyorlar. Suyla oyun oynuyorlardı. Silahıma davransam belki 20 askeri öldürürdüm. Kendim de ölürdüm. Baktım ki hepsi benim gibi çocuk. Vazgeçip onlar gidene kadar bekledim. (KENDAL)
• Annem beni çağırıyor, diyor ki adın Şevin. “O zaman niye okulda adım başka oluyor? Neden nüfus cüzdanımda Şevin değilim?” diye sorardım. Annem oturur anlatırdı: “ Evet, biz Kürdüz, bu ülkede yaşıyoruz ama izin vermiyorlar.” / Köyümüz 1990’da yakıldı. Çocuktuk, hiçbir şey bilmiyorduk. Asker gelip beşte hepimizi köyün dışına çıkardı. Bütün erkekleri çırılçıplak soydu. Yengem herkesin önünde karda doğum yaptı. Erken doğumdu. Herhalde korkudan bebek iki hafta erken geldi. Asker o sırada erkekleri soymuş, işkence yapıyordu. Dayımın oğlu Kur’an’ı aldı, onlar Kur’an’ı da alıp ateşe attılar./ Bizler oyuncağı silah olan çocuklardık./ Hebun arkadaş, asker tarafından helikopterden atılarak öldürüldü./ Dilime elektrik verdiler, bir yıla yakın sesim çıkmadı./Öcalan, Kürtlerin son peygamberidir.( ŞEVİN)
Bu alıntılar Doğu’daki sosyal yıkımın şahitleridir. Devlet yıllarca yanlış politika izlemiş, kimsenin insanlığına saygı göstermeden türlü zulüm ve işkencelerle meşruiyetini sağlamış. Ne olmuş sonunda: Al sana bir sürü dert. Yazar PKK mensuplarının insani taraflarını hakikaten başarıyla anlatmış. Ama bazı yerlere hiç girmemiş nedense. Eksik kalmış. Eksiği olan her şey kusurlu ve güvensizdir. Örgütün uyuşturucu kaçırdığını, İsrail ile aralarındaki ittifakı, yaptıkları kaçakçılıkları, orada milliyetçiliği artıracak provakatif eylemleri, canlı bombaları vs. hiç anlatmamış. Kitaba batılı gözlükle bakarsanız Doğu’ya bakışınız daha da olumsuzlaşır. Ama buradaki insanların yerine kendinizi koyarsanız kitap sanırım daha manalı hale gelir. Ayrıca siyasi bir yaklaşımla bu kitabı okursanız sadece kin kazanırsınız, sosyolojik bir bakışla okursanız sizlere kendini açacaktır kitap. Bir Türk bu kitabı okurken önyargılarından kurtulabilirse ve yazarın girmediği konuları biraz es geçerse Kürt sorununu anlamamıza faydalı olur değilse bu kitap ancak bir zehir olup kardeşliğimizi zehirler.