Fırtınalar, Halil Cibran
Mezar Kazıcısı: Kemik ve kafataslarıyla dolu Hayatın Gölgesi vadisi.
-Çocukların felaketi babalarının verdiklerindedir. Kim kendini, babalarının, dedelerinin bağışlarından sakınmazsa, ölülerden biri oluncaya kadar ölülerin kulu olarak kalır.
-İnsanları, evlerinin, mahkemelerinin, mabedlerinin etrafında yığılan ölü cesetlerinden kurtaran mezar kazıcılığı yap.
-Fildişi parçalarıyla, altın ipekleriyle süslenmiş odalarda, ümitsizliğin gölgesiyle ölümlerin nefesleriyle dolu barınaklarda durdum, çocukları sütle birlikte köleliği emerken, oğlan çocuklarını alfabeyle beraber boyun eğmeyi bellerken; kızları elbiselerine tutsaklık ve baş eğmeyi astar olarak geçirmiş giyerken, kadınları itaat ve uysallık yataklarında uyurken gördüm.
-Ama kulluk, dilsi kulluk, sağır kölelik, topal kölelik, saçları ağarmış kölelik, alacalı kölelik, çarpık kölelik, kambur kölelik, uyuz kölelik…
-Karga gibi uğursuz ama ötüşlerini mabetlerde satar.
-Dudaklarımı aşktan bahsetmek için kutsal ateşle paklamıştım; dudaklarımı açınca konuşmak için, kendimi dilsiz olarak buldum.
-Hayat , siyah gecelerle astarlanmış beyaz günleri giyinen bir kadındır.
-Kalbimde insanların kutsadıklarına karşı bir tiksinti, yüz çevirdiklerine yönelik bir sevgi var.
-Mürekkeple yazan, kalbinin kanıyla yazan gibi değildir.
-Özgürlük uğrunda ölmek teslim olmanın gölgesinde yaşamaktan daha şereflidir, kim elinde kılıç varken ebedilik kucaklarsa hakkın ölümsüzlüğü ile birlikte o da ölümsüzdür.
- Bir çanlar taifesi var. Bunlar insanları mabedlere çağıran ama kendileri girmeyenlerdir.
.....................
hoşunuza gittiyse yukarıdaki alıntılar bu kitabı okumalısınız