E-Dergi

Hüseyin Nihal Atsız'dan yaşadığı dönemin devlet ricaline müthiş bir eleştiri. Karakterleri gerçek isimleriyle adeta bombardımana tutuyor.
Özellikle 1960 askeri darbesini ve 2001 yılı Rusya'sını neredeyse birebir tahmin etmesi hem şaşırtıcı hem de kitabı yazarken sağlam temeller üzerinden hareket ettiğinin en büyük göstergesi olarak kabul etmek gerek.

Niyazi Mısrî, Yunus Emre'nin izinden giden onun gibi sade ve coşkulu şiir yazmaya çabalayan mert ve eğilmeyen mübarek bir isim. Gerçek ismi Mehmet, Nakşi şeyhi bir babanın oğlu olarak Malatya'da dünyaya gelmiş. Niyazi şiirde kullandığı mahlası, Mısrî ise Mısır'da eğitim aldığı için o nisbetle anılmış. Babası Nakşi olsa da kendisi sesli zikir ve devranın karakterine ve coşkunluğuna daha uygun olduğunu düşündüğü için Halvetilik yoluna intisap ermiştir.
Kitapta her ne kadar Niyazi Mısrî anlatılmış olsa da hikâyenin arka kısmında Osmanlı Devleti'nin adeta koşar adım çöküşe gidişini izliyorsunuz. Merhume Emine Işınsu Abla'nın sade ve akıcı kaleminden Niyazi Mısrî'yi okumak gerçekten büyük şans. Emine Işınsu bu kitaptan bahsederken "Niyazi Mısrî benim için büyük lokmaydı" demişti. Yine de kıvrak kalemiyle bu zor lokmanında üstesinden geldiği söyleyebilirim.

Tarihi roman yazmak öyle göründüğü gibi basit bir olay değildir. Atatürk'ün tarih konusunda söylediği ''Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir; yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtan bir hal alır.'' şeklindeki veciz sözü tarihi roman konusunda da geçerlidir. Her ne kadar roman karakterlerini yazarın kafasında kurguladığı şekilde okusak da ve doğru olanda bu olsa da; bilinen şahsiyetleri konu alan romanlarda karakterin tarihi kayıtlarla sabit olan hayatını çarpıtmadan işlenmeli. Çınar Ata bu romanında tarihimizin en ilginç karakterlerinden birisi olan Sarı Saltuk'u konu almış. Yazarımız romanı yazarken tarihi hakikatlerden kopmamak adına Prof. Necati Demir ve Şükrü Haluk Akalın başta olmak üzere Sarı Saltuk konusunda çalışma yapmış bir çok isme kitapta atıfta bulunuyor olması ve okuduğumuz eser bir roman olmasına rağmen dipnotlarla kaynakçalar veriliyor olması adeta yapılan titiz çalışmanın göstergesi gibi.

Birebir içerisinde yaşadığımız olaylar olsa da tekraren hatırlamak adına güzel bir çalışmaydı.
Yazarları titiz çalışmaları ve cesaretleri nedeniyle tebrik etmek lazım.

Kitabı Kitapyurdu'nun sesli kitap uygulamasından dinledim.
Bir siyerden ziyade kronolojik bir tarih kitabı hissi uyandırdı. Yine de ayırdığım zamana değdiğini söyleyebilirim. Ayrıca seslendirme de oldukça başarılıydı.