E-Dergi

Yazar öykülerden oluşan bu kitabında romanlarındaki hayal gücüne dayalı gerçeküstü anlatım tarzına yoğun bir şekilde yer vermiş. Geçmişten günümüze, ülkemizden bir çok yabancı ülkeye farklı konumlarda geçen hikayelerde genel olarak hüzün ağırlıkta olsa da mizahi bir dille anlatılan öyküler de mevcut. Bazı öyküler yazarın sanki özellikle sadece kendisinin okuyup anlayabileceği şekilde oldukça kapalı yazılmış.

Kitap gerçekte 1976 yılında yaşayan fakat uyku halindeyken 2150 yılına gidip gelen bir insanın o dönemin insanlarıyla yaşadığı şaşırtıcı deneyimleri anlatıyor. Makro felsefeyi anlatan hikayede geleceğin insanlarının hayat anlayışının ve yaşam tarzlarının nasıl mükemmelleştiği anlatılıyor. Makro felsefenin ana dayanağı olan her şeyin bir olduğu ve iyi veya kötü her şeyin makro bakış açısıyla mükemmel olduğu kavramı işleniyor kitapta. Oldukça derin felsefi kavramlar olsa da öğretici ve düşündürücü bir kitap.

Kendisinin de psikolojik problemleri olan bir psikiyatrın yaşadığı hayatı anlatmasıyla başlıyor kitap. Yazar kitabın ilk bölümlerinde sistemi ve sistemin çarkları arasında sıkışıp kalmış insanları ağır bir şekilde eleştiriyor. Daha sonra hikaye birden gerçek üstü ya da (G.G.Marquez'in ustası olduğu) büyülü gerçekçilik akımına kapılıp bambaşka bir yöne gidiyor. Rüyalarındaki kızı arayan, onu bulan ama bulduğuyla yetinmeyip hayattan daha fazlasını isteyen Yusuf'un biraz gerçek biraz hayal hikayesi kitabın sonunda yine psikiyatra bağlanıp bitiyor. Kitabın sonunda bazı konular sanki kitabın devamı gelecekmiş gibi muallakta kalmış. Bu kitabı severseniz yazarın ikinci romanı olan Uzakların Şarkısını da severek okuyabilirsiniz, ikinci romanda yazarın tarzı kendini daha çok belli ediyor.

Yaşadığı bunalımdan kitap yazarak çıkmaya çalışan bir yazarın hikayesiyle başlayan kitap sonradan yön değiştirerek masalla gerçek karışımı bir hikayeye dönüşüyor. Kitabın ilk bölümleriyle sonraki bölümleri arasında biraz kopukluk var gibi. İlk bölümde yazamayan bir yazarın psikolojik sorunları anlatılıyor. Sonraki bölümler ise gerçek üstü anlatım tarzında, bir adam ve konuşabilen papağanı etrafında geçen olayları anlatıyor. Finalde ise masalla gerçek karışıyor. Yazarın anlatım dili oldukça akıcı, sıkılmadan okunuyor. Kitabın sonunu biraz yadırgasam da genel anlamda güzel bir kitap.

M.Ö. 19-10. Yy.lar arasında yazıya geçirildiği düşünülen destanda Babil ve tüm evrenin Tanrı Marduk tarafından yaratılışı anlatılıyor. Kitabın sunuş kısmında eski dönem Mezopotamya halkları hakkında kısa fakat öğretici bilgiler verilmiş.