E-Dergi

Felsefe, edebiyat, din, tıp gibi alanlara merak salıp gülünç derecede faaliyetlerde bulunan iki arkadaşın girişimlerini okuyoruz. Yazar aslında dönem eleştirisini bu iki arkadaş üzerinden yapıyor. Açıkçası okumakta zorlanılan bir kitap. Herkesin ilgisini çekemeyebilir.

Kitapta yaşlı adamla genç adamın konuşmalarını okuyoruz. Yaşlı adam insanın da aklında yalnızca otomatik makina olduğunu düşünüyor. ’’İnsanın ne olduğunu, kendi yapısıyla birlikte kalıtsal özellikleri, yaşam alanı ve ilişkilerinin getirdiği etkilere de bağlıdır sadece dış etkenler tarafından yönlendirilir, yönetilir, komuta edilir. Hiçbir şey oluşturmaz, fikir bile.’’ Peki bu makineyi bir şey yapmaya iten nedir? Kendi ruhunu tatmin etme dürtüsü! İnsanın aklının ve özgür iradesinin irdelendiği bu kitabı okumak keyifliydi.

İki bölümden oluşan Kırmızı ve Siyah okuması biraz zor olsa da psikolojik tahlilleri güzel olan bir kitap. Siyasi bir roman ancak aşkı,tutkuları,hırsı yazar oldukça derin işlemiş. Restorasyon dönemini belirgin olarak hissedebiliyoruz. Toplumsal sınıf üstünlüğünün kabul etmeyen Julien Sorel’in tabir uygunsa soylulara göre kibirli haline tanık oluyoruz.

‘’İçinizdeki güç canlandığı zaman, çevrenizdeki hayat da yeni bir anlam kazanacak, şimdi görmediğiniz şeyleri görecek, işitmediğiniz şeyleri işiteceksiniz: Sinirleriniz birer tel gibi ses verecek, dünyaların müziğini duyacaksınız, otların büyüdüğünü işiteceksiniz. Bekleyin, acele etmeyin, bir gün kendiliğinden olacak bu.’’ Oblomov sizi bazen sinirlendirebilir bazen üzebilir bazen endişelendirebilir! Ama ne olursa olsun beğenirsiniz.

Realizm akımının etkisinin görüldüğü kitapta her karakterin toplumun bir sınıfını yansıtacak şekilde seçilmiş olduğunu görüyoruz. Kitap Madan Vauquer’in otelinde yaşayanları tanıtmayla başlıyor. Goriot Baba sadece iki kızının mutluluğu için yaşayan, onların mutlulukları için herşeyi yapabilen bir babadır. Eserden çıkarılacak sonuçlardan biri de aslında çocuk yetiştirirken önemli olan çocukların tüm isteklerini yerine getirmek değildir. Kitabın sonunda baba hatasını farkediyor ancak iş işten geçmiş oluyor. Herşeyini feda eden babanın ne ölürken ne de ölüm sonrası cenazesine dahi kızları katılmıyor. Kitapta aşk, ihtiras, fakirlik,sınıflar arası ayrım gibi konuları da görüyoruz. Ayrıca otelin sakinlerinden üniversitede hukuk okuyan Rastignac’ın yüksek sınıfa girme uğraşını ve bu sınıfın içine girince nelere şahitlik ettiğini görüyoruz. Yani Paris’in yüksek sınıfının ahlaki çöküşünü Rastignac ile takip ediyoruz. Cümleleri uzun ve zorlu da olsa kısa sürede okuyabileceğiniz bir klasiktir.