E-Dergi

Anarşizm sistemi hakkında çokça yanılgıya düştüğümü anladığım bir kitap oldu. Güzel oldu. Bazi yerlerini okurken tabi ki dünya siyasal tarihinden de bir takım örnekler verince bilmediğimi hissettim ve araştırma gereği duydum. Ayrıca bu kitap bana iki tane daha yazar kattı. İyi ki okumuşum. Bir kadın gözünden, öyle gurur duydum ki Emma Goldman ile tanıştığıma.

Öncelikle spoiler verebilirim. O yüzden dikkatle okumanızı oneriyorum. :) Kitap tek kelime ile mükemmel. Firdevs mükemmel bir kadın. Mücadeleci bir kadın. Erkeklerin boyunduruğundan, kölesi olmaktan kendisini tamamı ile arıtmış. Küçüklükten itibaren gördüğü tacizler sonucunda, bir çocuk tacize uğradığında neler algılar, bunu bize sunmuş. Firdevs, küçük yaşta sırf zengin diye kendisinden 40 yaş belki büyük bir adamla evlendirilir. Sevdiği adam, sevdiği kadın çıkar karşısına. Ama hep çekmiştir. Hep erkeklere guvenemeyecegini acı tecrübeler sonunda anlamıştır. Bel altı düşünen adamlara fazlasıyla vurgu yapmıştır. Hayat kadının, evli köle bir kadından daha fazla özgür olduğunu , başına gelenlerden dolayı savunmuştur. 

Kitap bitti. Ben de bittim. Bir günde bitti. Akıcı. Aslında konu akıcı olması değil, kadın, kadınlar. Okunması gerek. Her okunulan hikayede haz almak mümkün değil. Ancak bazı hikayeler var ki derine işliyor. "Kendimi Neden Bu Şehirde Öldürdüm" özellikle çok beğendim. Kadın olmak gerçekten zor. Özellikle bu ülkede yaşayan kadınların gerçekten yaşadığı , hergun haberlerde ya da gazetelerin 3.sayfa haberlerinde seyrettiğimiz haberleri bulacaksınız. Ama çok daha farklı bir dil ile yazmış Mine Söğüt. Harika ve marjinal bir kadın. Seviyordum zaten kendisini ama bu kitapla daha çok sevdim. İçime işledi. Yalnız biraz karamsar bir ruh halinde iseniz benim gibi, moraliniz bozulabilir. Hep karanlık, hep ölüm...

Kitap muhteşem bir kitaptı. Pınar Kür'un bu kitabı fazlasıyla müstehcen bulunmuş ve toplatılması kararı verilmiş. Ancak kitabı okuduğunuzda tamamen olayı saptırmak amaçlı böyle bir durumun ortaya atıldığını kavrayabileceksiniz. Kitap üç bölümden oluşuyor. Yargıç Faik İrfanin düşünceleri, Melek'in düşüncelerinden ve Yalçın'ın düşüncelerinden oluşuyor. Pınar Kür; Melek ve Faikin bölümlerinde bilinç akımı tekniği kullanmış. Melek'in düşüncelerini okurken açıkçası ben zorlandım. Noktalama işareti yoktu:) Tutunamayanlar kitabında olduğu gibi. Ancak tabi yine anlıyorsunuz ama bazen kopabiliyorsunuz. Yalçın bölümü ise tamamı ile olayın kopuş noktasi. Herşeyi algıladığımız bölüm olarak karşımıza çıkıyor. Bir kadın nasıl sindirilir. Kul olur. Satılır , pazarlanir, nasıl kadını bir hiçliğe iter toplum?

Evrensel hak ve hukuktan bahsederek insanları orta noktada buluşturmanın önemini vurgulamış bu kitabında bana göre. En ilginç tespiti ise insanların 3 dil bilmesi gerektiği ile ilgili olanı idi bana göre. Dil, yeri geliyor dinden bile daha önemli bir hal alıyor ki kendisine göre böyleymiş ki bence de haklı. Dilini kaybeden, kültürünü kaybeder. O yüzden de insanların kesinlikle ana dilini bilmesi ve koruması gerektiğini söyler. İkinci olarak da İngilizce dışında bir dil öğrenilmesini savunur. En son noktada İngilizce olmaz ise olmaz zaten. El mahkum bilin. :) Kitap güzeldi. Beğendim . Tavsiye ederim.