E-Dergi

Eser, sosyalizm eksenine kurulmuş. Kabadayı Martin'in Yazar Martin olma serüvenini işlemiş. Ve Martin'in yukarıdaki sorulara kendi zihninde verdiği cevaplar ile toplumun fiilen verdiği cevaplar karşısında düştüğü bunalım sonucu intihar etmesiyle sonlandırılmış... Daha fazla açıklama, kitabı okuma isteğinizi azaltacaktır, eminim buna... Zira ben de Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam adlı romanının özetini Doç. Dr. İsmet Emre hocamın kaleminden okumuş, özetin doyuruculuğu sebebiyle kitabı okumaktan vazgeçmiştim... Uzun zaman sonra ancak okuyabilmiştim C.'yi...

Sabahattin Ali'nin bu kitabında Değirmen ve Kürk Mantolu Madonna'nın kalitesini göremedim ne yazık ki... Sabahattin Ali'nin özellikle de Değirmen'deki muhteşem betimlemeleri bu eserde bir işkenceye dönüşmüş... Olayın akıcılığı, gereğinden uzun tasvirlerle katledilmiş adete... Kurgu olarak da çok basit bir roman, adeta bir aceminin kaleminden çıkmış görünümü veriyor...

Özel'in kırk yaşına kadar yazıp yayınladığı şiirleri... Felsefik, ideolojik ve imge dolu... Bazen ne anlattığını kendiside bilmiyordur tereddütlerine düşmedim değil... Gece 03 idi kitabı kapadığımda; üstümden tank geçmişçesine yorgun hissediyordum kendimi... Üzerinde düşünülmesi gereken çok mânidar mısraları yok mu... "Gözlerim nemli değil/Gözlerim namlu", "Uzun bacaklı tanrılar koştururdu sokaklarda" gibi düşünülesi mısralar...

Kurtuluş Savaşı'nı dakika dakika yaşamış olan Halide Edip'in kaleminden mükemmel bir savaş ve aşk romanı... Zorunlu olarak okuduğum halde mükemmel birkaç saat geçirdim... Kurutluş Savaşı esnasında oğlu ve kocası öldürülmüş Ayşe'ye çıldırasıya âşık Binbaşı İhsan, aşkını gizli tutan Peyami ve tek düşüncesi özgürlük olan Ayşe üçlüsünün çarpıcı hikâyesi... Eserin son kısmında İhsan'ın kahramanca şehit oluşu ne kadar da etkileyiciydi... Betimlemeler o kadar çarpıcıydı ki günlerce kendimi Sakarya Muharebesi'nbde top gürültüleri altında sanıyordum...


Ve asıl anlatıcı Peyami'nin şehit oluşu: Hiç beklenmedik bir tarzda bitiş... Peyami, ana kuzusu olarak büyümüş, Ayşe'nin aşkıyla belki de Milli Mücadele saflarına katılmıştı... Savaşta büyük yara almış, bacaklarının ikisi de kesilmişti... Beyninde de bir kurşun... Ölümü bekleyen bir insanın psikolojisi böyle etkileyici mi olur Allah'ım!!!

26 yaşında ölen yazarımızın, bence, yarım -yamalak- kalmış bir eseri. Öyle adına bakıp da bir Amerika rüyası sanmayın; zira berbat bir kurgu ve bağlantıları akılla çelişen olaylar. kurgu çok zayıf. Şahıslar nedensiz yere ortaya çıkıp kaybolmakta. sonuç kısmı ise bağlantı sağlanamadığı için muallak...