Toplam yorum: 3.080.622
Bu ayki yorum: 300

E-Dergi

İzzet Eroğlu

1980'de doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Aynı Üniversitede doktora çalışmasına devam etmektedir. Anayasa hukuku ve özellikle parlamento hukuku ve insan hakları alanında çeşitli makeleleri ve "İnsan Haklarının Parlamenter Denetimi" adlı bir kitabı bulunmaktadır. Biri (Suistimalci Anayasacılık) bağımsız, diğeri (Otoriter Anayasacılık) birlikte olmak üzere iki eseri TÜrkçeye tercüme etmiştir. Hukuk-edebiyat ilişkisi, tarihî romanlar ve hukuk tarihini edebi eserler üzerinden okumak gibi okumaya dair ilgili alanları bulunmaktadır.

İzzet Eroğlu Tarafından Yapılan Yorumlar

“İnsanın Anlam Arayışı”; yaşadığımız ya da gelecekte yaşanılacak durumlara, hayat yolundaki yürüyüşümüzde karşılaşabileceğimiz çeşitli durumlara ışık tutan bir kitap. Kitapta anlatılan olaylar gerçek hayattan kesitlere yönelik şahitliklerdir. Bu şahitlikleri anlatan kitabın yazarı, ağır koşullarda sınanmış bir kişi. Bu nedenle yazarın tecrübesi; soyut değil, somut ve gerçeklere dayalıdır. Dolayısıyla bu kitap, okuyan kişi üzerinde etki bırakıyor. Yazarın kitapta yer alan şu cümlelerine atıf yapmakta yarar var:

“Nöroloji ve psikoloji gibi iki alanda çalışan bir profesör olarak, bir insanın biyolojik, ruhsal ve toplumsal koşullara ne ölçüde tabi olduğunun tam anlamıyla farkındayım. Ama ben iki alanda birden profesör oluşumun yanı sıra, dört kamptan -yani toplama kamplarından- sağ çıkmış ve bu nedenle insanın düşünülebilecek en kötü koşullara bile görülmemiş ölçüde direnip göğüs germe yetisine tanıklık etmiş bir insanım.”

Kamplar mı? Kampların adı “Auschwitz”. Bu kamplardaki koşullar çok kötü. Ne kadar mı? Kitabı okurken satırlarında bu sorunun açık bir cevabını bulacaksınız.

Bununla birlikte kitabı okudukça, kamplardaki ağır koşullarda, hayatla ölüm arasındaki ince çizgiyi de görebilirsiniz.

Kitaptan “Oturup Bavyera manzarasına, dikenli tel örgüleriyle çevrili uzaktaki mavi tepelerin çiçeklerle bezeli eteklerine bakıyordum. Özlem yüklü hayaller kuruyordum...” cümlelerini okuduğunuzda, kendi hayallerinize sürüklenip, kurduğunuz hayalleri ve umutlarınızı hatırlayabilirsiniz.

Yazarın özgürlüğe kavuştuktan birkaç gün sonrasına ait bir anlatımı ne güzel: “Aklımda tekrarlayıp durduğum tek bir cümle vardı: ‘Daracık hücremden Tanrı’ya yakardım, o da bana özgürlükle yanıt verdi.’”

Kitapta; özgürlüğüne kavuşan bir tutuklunun daha fazla ruhsal bakıma ihtiyaç duyduğu hatırlatması önemli bir hatırlatmadır.

Kitaptan “Evine dönen tutuklu için, yaşanan onca şeyden çıkarılan onurlu deneyim, çekilen önce acıdan sonra Tanrı’dan başka hiçbir şeyden korkmaması gerektiği yolundaki harika duyguydu.” cümlesini alıntılayarak, kitapta güçlü ifadelerin yer aldığını vurgulamak istiyorum.

Kitabı okuyacaklara şimdiden, iyi okumalar diliyorum.
14.11.2021

Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki sistem değişikliğinden kaynaklanan buhran, Türkiye’yi farklı maksatlarla ziyaret eden iki Fransız’ın âşık olduğu iki Türk kadını üzerinden ele alınmıştır. Son derece yavan ve içerikten yoksun olan eser hem imla hem de tercüme bakımından da tam bir faciadır. Geçmişin inkârı üzerine kurulan yeni rejimin insanların hayatlarında meydana getirdiği değişiklik ve bunalımlara kısmen değinilmekle birlikte eser gezi tarzında iki aşk hikâyesine odaklanmıştır. 1930’ların Ankara’sı ile ilgili yetersiz de olsa fiziki ve sosyal gözlemler eserde yer almaktadır. Yazar kendince yeni rejimin geçmişi ve dinin dışlamasının sebeplerini aramaktadır.
Eserde yığınla imla hatası bulunmaktadır. Eserin tercümesi de tercümenin hiç de özenli olmadığını göstermektedir. Fransızca bilmemekle birlikte genel kültür bilgisiyle bile tespit edilen tercüme hataları gerçek bir inceleme yapıldığında herhalde durumun vahametini ortaya koyacaktır.
11.11.2021

Esasında eserin adı, eseri tam olarak yansıtmamaktadır. “Balzac & Altın Gözlü Kız” olmalıydı eserin adı. Eserin hacim olarak hem hemen yarısı Balzac ile ilgili değerli etüde hasredilmiş. 250 sayfalık Balzac etüdünün yayınevinde kayboluş öyküsü tam bir içler acısı bir durum. Niçin Balzac’ın okunması gerektiği Cemil Meriç’in özlü etüdüyle harikulade bir şekilde ortaya konulmuştur. Eser Balzac’ı tanımak ve Balzac’ın neden okunması gerektiği fehmetmek ve bu bağlamda eserlerinden küçük birini tatmak için okumaya değer. Altın Gözlü Kız’da Paris’in sosyal hayatına dair son derece tatminkâr tasvir ve ilginç bir aşk hikâyesi mevcuttur.
06.11.2021

Yırtıcılar reisi Ferragus’un sıra dışı hayat hikâyesinin anlatıldığı eser; şüphe, mahremiyet ve tecessüs ekseninde aşkı ele almaktadır. 1800’lü yılların Paris’in sosyal yaşantısını yansıtan eseri; Cemil Meriç, latif ve zarif Türkçesiyle okuyucularla buluşturmaktadır.
29.10.2021

1830’lu yıllarda Fransa’da geçen olayların ele alındığı eserde kadın erkek ilişkileri, ilk aşk, mutsuz evlilik ve sevgisiz büyüyen çocuklar gibi dönemin sosyal yapısını aksettiren konular ele alınmıştır. Sırf Cemil Meriç’in latif ve zarif tercümesi için bile eser okumaya değer. Günümüzde pek kullanılmayan az sayıda kelimenin karşılığının kelimenin yanında parantez içerisinde verilmesi isabetli olmuştur.