Toplam yorum: 3.081.820
Bu ayki yorum: 1.500

E-Dergi

Abdullah Tosun Tarafından Yapılan Yorumlar

04.12.2012

Ben'in, egonun şişirildiği, rezaletin özgüven diye yutturulduğu bir dönemde bu kitabın önemi daha da artıyor. Ayakları yere basan, sahih tavsiyelerin ve tecrübelerin paylaşıldığı kitap çok ama çok önemli. Hiçliğin, manasızlığın, gayesizliğin, saçma'nın pençesinde can çekişen insanlığın ve insanın kurtuluşuna vesile olabilecek; hacimce küçük, anlamca büyük ve değerli bir kitap. Haz ve hız denizinde çılgınca, şuursuzca yol alan alan günümüz insanının rotasını çizebilecek, belirleyebilecek güzel bir kitap. Küçük büyük, genç ihtiyar herkesin okuyabileceği, okuması gereken bir kitap.
02.11.2012

Ezeli ve ebedi Dost'a dost olmuş, Dost ve dostluğun kıymetini her şeyden üstün tutmuş bir ''ağabey''in kitabı. Yazmaktan çok okumayı, okumaktan çok 'yaşamayı' şiar edinmiş bir güzel insanın kitabı ve ondan bahseden güzel mi güzel bir kitap. Okumak için günün yirmi dört saatini az bulan ve daima 'arayan' bir hakikat aşığının kitabı. Dost'u bulmak, Dost'a ulaşmak, Dost'u tanımak, bilmek, Dost'a dost olmak ve dostlar meclisinde dökülen bengisudan doyumsuz tatlar tatmak için mutlaka arayalım, bulalım, okuyalım ve yaşayalım. Dost'un dostlarını rahmetle anıyoruz.
28.10.2011

Değişmeyen insan ve mükerrer sefahat, eğlence... vee malum son. İnsan yaşadıkça Sodom ve Gomoreler olacaktır. İnsanoğlunun olduğu hiçbir yerde ''mutlak iyilik, mutluluk'' yoktur, olamaz; hatta ''olabilemez.'' İşin garip tarafı sanki Sodom ve Gomore oldu bitti ve artık olmayacak gibi bir havanın estirilmesidir. O dönem İstanbul'u Sodom ve Gomore'ye çevirenler bitti mi, İstanbul ''kurtulduktan'' sonra artık belde-i mükerreme mi oldu/olacak mı demek istiyor sayın yazar(lar). Ayrıca İstanbul'un çok iyi yansıtıldığı kanaatinde de değilim. Sadece bir pencereden bakarak ''başka'' pencerelerden bakanların bakışını değiştirmek daha ''başkalarını'' ''başka'' meselelere hazırlamak ve daha ''başkalarını'' da memnun etmek için yazıldığını düşünüyorum. Sayın yazarın hikaye kitapları dışındaki kitapları ''belli amaçlar'' için yazdığı kanaatindeyim. Neden okuyorum? Dili ve ''başka pencereden'' Türkiye'yi görmek için okuyorum. Okunmalı mı...
17.10.2011

Varla yok arası bir roman okudum; bir roman okuyup okumadığımı bilmiyorum. Ne var, ne yok. Bir varmış, bir yokmuş.Hayat rüya mı, rüya gerçek mi, gerçek var mı; bazen öyle bazen böyle. Ne olduğunu veya olmadığını bilmiyorum, biliyorum; bilip bilmediğimi de bilmiyorum. Ben, ben miyim, başkası mıyım; başkası ben mi; ben kimim, başkası var mı? Öylece akıp gidiyor roman tıpkı hayat gibi. Hayat akar mı, durur mu... Hayat dediğimiz nedir sahi...
03.10.2011

Yazarın birkaç kitabını okuduktan sonra iyiden iyiye yazarın hayatını, çocukluğunu merak ettim ve bu kitabı okudum. Çok teferruatlı olmasa da bir baba ve eğitimci olarak kendimce bir şeyler aldım diyebilirim. Hiç değilse ''çikolata fabrikası'' fikrinin sırrını az çok çözdüm. En önemli kazancı çocukluğumu hatırlatması ve o günlere doğru uzun yolculuklara çıkmamı sağlamasıydı. Yazarın ''değnek'' sahneleri, hatırası en canlı olan sahneleri gözlerimin önüne getirmekle kalmadı; dondurucu havalarda yediğimiz ve ellerimizin cayır cayır yandığı o günleri yeniden yeniden yaşattı. Hüzünlendim; annemi özledim; Mahmut Hocayı, Hababam Sınıfı'nın Mahmut Hocası değil, hatırladım ve, ''Ne gerek vardı sayın hocam,'' dedim; her şeye rağmen gülebilen çilekeş arkadaşlarımı andım. ''Küçük adam'' evet, büyüdü; ama nasıl? Onu bir yatılı okullarda anne kokusundan ve şefkatinden uzakta yaşayanlar bir de Allah bilir. Herkes çok ''şey'' alamayabilir bu kitaptan.