E-Dergi

Belgesel tadında bir roman diyebilirim. Bir toplumda herkes erkek çocuk isterse ve ailelerin büyük çoğunluğu erkek çocuk sahibi olursa o toplumu nasıl bir felaket beklediğini belgesel tadında anlatmış yazar. Değişik ve başarılı bir roman olduğunu düşünüyorum.

Ortaokul yıllarında bir yarışmada kazanmıştım bu kitabı. İstanbul'un fethinin öncesi ve sonrası kısa, öz fakat doyurucu bir şekilde anlatılmış. Fatih Sultan Mehmet'in bilmediğim birkaç yönünü öğrendim bu kitap sayesinde. Mesela fetihten sonra İstanbul'da 13 tane kütüphane kurulmasına rağmen hiçbiri Fatih'in saraydaki şahsi kütüphanesi kadar zengin olamıyor. Temin edebileceklere tavsiye ederim.

28 Şubat postmodern darbesi ile ilgili yazılmış en güzel eserlerden biri. Dindar insanlara yapılan psikolojik baskıların ve dindar insanlara yapılan akıl almaz tuzak ve oyunların anlatıldığı bir kitap. Yakın bir gelecekte "kara günler" olarak kitaplara geçecek bir dönemin ayrıntıları anlatılıyor kitapta.

Kitabı sıkılmadan okudum fakat konu gereğinden fazla uzatılmış gibi geldi bana. Belki de bu yüzden klasikler arasına giriyor bu roman. Yani ortada dönen konuyu sıkmadan uzatıp dolandırmak da önemli bir meziyet. Özellikle son sayfaları çok etkileyici buldum.

Bir günde bitirdiğim, başından bir türlü kalkamadığım bir kitap oldu Kayıp Gül. Müthiş bir hikaye ve müthiş bir kurgu, daha ne denebilir ki.