E-Dergi

Türk kültürü Tanzimat siyasetiyle birlikte Batı kültürüne dönerken, ülkenin İslam kaynaklarını yok etmeyi isteyen bir sürü insan tarafından Batıcılık ve kaynağındaki ahlaki yapı övülmeye başlanmıştır. Attila İlhan gibi bazılarınca ise (ki kendisi siyaseten Batıcı bilinen gruptan sayılır) onun gerçek yüzünü ortaya koymaya çalışılmıştır. Orda yaşamış bir aydın olarak iç yapısını eleştirel gözle aktarmıştır. Dejenere olmuş bir kültürün örnek alınamyacağını birtakım önyargılara rağmen savunmaktan geri kalmamıştır. Bu mantıkçılığı ve gerçekçiliği ile benimsenmiştir.

Ölümünden kısa süre önce Türk halkının yüzde 65'inin (yanılmıyorum umarım) aptal olduğunu söyleyen Aziz Nesin, burada bunu yapmıyor sandığınız gibi. Deliliği erdem gibi alıyor. Russell'inn 'Deliliğe Övgü'sünü hatırlatıyor eser. Planladığından fazla çıkması ile espriyi patlatıyor: Hepimiz erdem sahibi delileriz! Yani Nesin'in Nesince olan deliler onlar.

Yıllar önce öğretim üyesi arkadaşlarıyla Erzurum'da lunaparka giden Nurullah Genç'in, döner dönmez diline takılan şu mısraları ömrümce unutamadım.Bu kitaba kadar da bir esere konu olabileceğini düşünmedim:"Çarpışan otolardan süzülüyor saldırganlık içgüdümüz." Modern insanın giderek Sad'a yaklaşan davranışlarına ideal bir örnek anlatılmakta. Otomobil kazalarından olağanstü zevk alan bir grubun bundan aldığı cinsel hazzı buluyoruz eserde. Ölümseverliğin otomobil kazalarıyla sağlanması bir tür.

Ursula K. LeGuin'i bir bu sitede eleştiri yazan bir öğrencimden tanıdım:Kıvanç Kürten'den. Okumaya karar vermeden ona sordum ve hayret!Ne zaman bir kitabı başkasından duysam, mutlaka cinsellik içerikli çıkıyor karşıma. Atuan Mezarları'nda bir kızın büyümesini konu ediniyor. Doğal olarak da Freud'u haklı çıkaran bir yetişme içinde gösteriyor bu kızı. Geçmişte baskı altında kalan duyguların bilinç alanına çıkması biçiminde özetlenecek bir Freudyen yaklaşım. Baskı altında yetiştirilen küçük kız buna bağlı olarak özgürlük özlemi çeker. Kavuştuğu mirasla ulaşır buna. Buradaki miras bana maddi olmaktan çok sözünü ettiğim cinsel dürtüleri doyuma ulaştıran şey anlamında aktarılmış bir motif olarak göründü.

Sözlü saldırı, tüm ülkelerde var olan bir çatışma hali. Ancak yumruğun unutulup sözlerin unutulmadığı bizim kültürümüzde çok daha derin yaralar bırakmıştır. Bunları ana babadan duysak da onların yaptığı gibi her zaman sözlü saldırıda bulunuruz. Bu kitabın yapmaya çalıştığı, bu noktalardan kurtulmak için yapılması gerekenleri vermek. Bilmediğimiz, karşımıza geçen bu zorluğu nasıl yeneceğimise, kitap anahtarını sunuyor işte bunun. Susmaya dair onca altın değerinde söze sahip millet olsak da sözlü kavgamızdan kurtulamamışsak, bir denemede fayda var bu eseri okumayı.