Toplam yorum: 3.080.803
Bu ayki yorum: 481
E-Dergi
Edebî Tarafından Yapılan Yorumlar
Lâl adlı, dışarıdan bakıldığında mutlu görünen, eğitimli, kültürlü, şehirli, başarılı bir iş kadınının babasının eski sevgilisi yardımıyla bütün ideoloji, din ve etnikten soyutlanarak bireysel varoluşunu gerçekleştirme serüveni anlatılıyor. Son derece akıcı bir dili var. Toplumsal bir başkaldırı romanı.
Elâ ve Memet adında bir erkek ve bir kadının etrafında oluşturulan öyküyle hem kadın erkek hem de toplumsal sınıflar arasındaki çelişki ve eşitsizlik sorgulanıyor. Kitabın zamanında müstehcenlik iddiasıyla toplatılmasını çok gülünç buldum.
Kovulduk Ey Halkım….ile büyük tiraj elde eden E.Çölaşan bu sefer Milliyet’teki günlerini anlattığı Önce İnsanım Sonra Gazeteci kitabını yeniden yayıMlamış.Arka kapakta da Milliyet’te yaşadıklarım Hürriyet’te yaşayacaklarımın habercisiymiş diyor.Bu kitapta Çölaşan’ın gazetecilikten önce neler yaptığını,yaptığı işler sayesinde de 60’lı 70’li yıllarda devlet kurumlarında neler olduğunu,Turgut Özal’la roman gibi ilişkilerini,gazetecilik mesleğinin bütün iç yüzünü öğrenebilirsiniz.Ayrıca Aydın Doğan’ın medya imparatoru olmadan önceki kişiliğini.
Kitap çok güzel, akıcı, ince esprili bir dille yazılmış.Bence Kovulduk…dan daha güzel.Türkiye’nin geçmiş siyasi,ekonomik gündemini hiç sıkılmadan öğrenebilirsiniz.Turgut Özal’la ilişkilerini anlattığı bölümler ise son derece esprili.
Y.Küçük ilk bölümde Roma Cumhuriyeti’ni çöküşe götüren nedenleri sorguluyor ikinci bölümde de Roma Cumhuriyeti’nden yola çıkarak Türkiye’yi nelerin beklediğine dikkat çekiyor, Türkiye’deki “Caligula”ların (tepeleyiciler)izini sürüyor. Güncel siyasetle ilgiliyseniz okuyun derim.
Her ne kadar yazılar 1970’lerde yazılsa da geçerliliğini koruduğunu söylemek mümkün. A.İlhan kadınlara haklarını arama konusunda derinlemesine yardımcı oluyor, sorunun çözümüne nereden başlanması gerektiğine işaret ediyor. Atatürk birçok gelişmiş ülkeden önce kadınlara çok geniş haklar vermesine ve cumhuriyetin temelini kadın üzerine kurmasına rağmen uygulamada pek başarı sağlanamadı. Sorunun temelini toplumumuzun henüz gerçek bir sanayi burjuva toplumu olamaması, dinsel feodal kökenli üst yapıyı kıramaması oluşturuyor diye düşünüyor yazar. Çünkü gelişmiş sanayili kapitalist toplumların ihtiyacı değişiyor ve değişen toplumda okumuş, aydın, akılcı ve üretime katılan kadınların ihtiyacını dinin toplumsal hukuk yönü karşılayamıyor. Yani toplumsal ve devletsel anlamda(seküler anlamda) kalkınmacı,ilerlemeci bir tutum benimsenip,kadın erkek hakları eşitliği sağlanırken dini inanç,dini yaşam ve ibadete müdahale edilmiyor.Bunun sonucunda da laiklik ilkesi benimseniyor.
Kitabı bir bilinçlendirme anlamında herkese tavsiye ederim.