E-Dergi

Nazi Almanyası'ndan kaçıp Hollanda'ya gelen ve 2 seneyi hiç sokağa çıkmadan daracık bir evde geçiren 8 kişinin hikayesi, bir çocuğun genç kızlığa adım attığı dönemin günlüğü. Tam bu kitabı araştırıp almayı aklıma koymuşken İş Kültür yayınları'nın modern klasikler serisinden yeni basımı çıktı. Hasan Ali Yücel'in önsözü de zaten kitabın önemini ve değerini açıklıyor.

Tam olarak bir çöküşün öyküsü gerçek, sarsan bir hikaye Madame de Prie'nin yaşamına dayanıyor bir anda sürgüne gönderiliyor ve hayatı alt üst oluyor oyunlarla hem kendini hem çevresindekileri kandırıyor. Yalnızlığının bu sürgünün acısını oyunlarla almaya çalışıyor fakat başarılı olamıyor. Kısa ama etkileyici bir öykü.

Kitap bittiğinde kafamda şu soru oluştu: Herkesin mutlu olduğu tek renk bir dünya mı yoksa acılarla, entrikalarla ve sevinçlerle yoğurulmuş içindeki her bir bireyin farklı bir renk taşıdığı dünya mı? 1932'de yazılan bir eser olduğunu düşünürsek Huxley'in müthiş öngörüsüne şaşmamak elde değil. Bilim kurgu ve distopik yazılara özel alaka duyan herkes okumalıdır. İlgi duymayanları ise tatmin etmeyebilir.

Her yaştan insana hitap eden ve hayata yönelik bir çok ders çıkarılabilecek harika bir kitap. Kesinlikle her evin kütüphanesinde bulunmalı.

2 asır önce yazılmış ve hâlâ günümüzde en önemli klasikler arasında yerini alıyor. Okurken Elizabeth gibi Mr. Darcy hakkında önyargılı olduğunuzu farkediyorsunuz. Jane Austen'ın anlatımı mükemmel. Kesinlikle her okurseverin kütüphanesinde bulunması gereken bir başyapıt.