E-Dergi

Scudder serisinin diğer kitapları kadar beğenerek okumadım. Biraz sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Kitabın uzun olduğunu görüp, hemen bitmeyecegini düşünerek, heyecanla okurum diye almıştım ama beklediğim gibi çıkmadı.

Psikiyatr hastalarına ilişkin hikayelere yer veriyor bu kitapta. Bu hikayeler "ölüm" konusu etrafında işlenmiş. İşte kitabın bir mükemmelliği de bu noktada başlıyor; çünkü, ölümü bu kadar nefis anlatan bir yazıya, bir kitaba daha rastlamadım. Yazarın ustalığı her an belli oluyor. Dini öğeler kullanılmış sıklıkla. Kişilerin ve olayların anlatılışı da çok akıcı. Dili okuyucuyu yormuyor. Olayların devamında ne olacağı merakla okunuyor. Aynı zamanda insanın kendi yaşamında kullanabileceği dersler var. Bir psikolog olarak, kitabı çok beğenerek okudum.

Romandaki kahraman hayat arkadaşına çarşamba mektupları yazmıştır. Olaylar bu mektupların ortaya çıkması etrafında gelişiyor. Kitabın güzel bir yanı, ailenin önemine vurgu yapması. Yalın bir dille yazılmış ve çok rahat okunabiliyor. Olayların okuyucuya aktarılması da iyi. Okuyucuyu yormuyor. Ancak zaman zaman okuyucuyu sıkacak nitelikte. Okuyucuyu derinden etkileme amacı taşıdığını çok belli ediyor. Dolayısıyla olaylardaki hüzünde bir yapmacıklık hissettiğimi söyleyebilirim. Sürükleyici olduğunu söylemek zor. Ancak okudukça devamında ne olacağını merak edebiliyorsunuz zaman zaman. Ortalama bir kitap olduğu fikrindeyim..

Kitap heyecanlı başlıyor. Ortalarda biraz sıkıcı. Sonlara doğru tekrar heyecanlı oluyor. Genel olarak beğendim. Kitabın konusu olan teoriye katılmasam da; kitabın gerçek teoriyle ne kadar örtüştüğüne yönelik şüphelerim olsa da yazarın okuduğum ilk kitabı ve bir okur olarak merakla okudum, bilmediğim birkaç bilgi öğrendim. Akıcı yazılmış, beğenerek okudum.