Kitabı okurken Yaşar Kemal'in kendi hayatından esinlendiğini düşünüyorum. Çünkü Yaşar Kemal ve ailesi de kitaptaki aile gibi 1. Dünya Savaşı zamanında Van'dan Çukurova'ya göç etmiştir. Ve bu göç sırasında yaşadıkları zorlukları, imkansızlıkları ,sıkıntıları, mağduriyetlerini, körü körüne inanılan olayları anlatır. Ama bir yandan da saf sevgiyi, korkuyu, pişmanlığı , kıskançlığı yani aslında her insanın gizli ya da açık gösterdiği birçok duyguyu ve bunların insanlar üzerinde oluşturduğu olumlu olumsuz etkiyi de anlatmış. Sorgulamayan , her şeye inanan, çaresiz halkın başkalarının(zenginlerin) elinde nasıl oyuncak haline geldiğini gösteriyor