Kayıp Gül insanın özniteliklerini kaybederek başkalarının gözünden kendini görmenin olumsuzluğunu, şekilci insanlar tarafından şişirilen egoların yine aynı insalar tarafından dağılabileceğini, insanın kendisini sahip olduğu içsel değerleri ile sevebileceğini anlatan sade bir öykü. Böyle anlatılınca içerikli bir öykü kitabından bahsediliyormuş gibi görünebilir ama yukarıda söylediklerim kitapta sadece birkaç cümle ile geçiyor, gerisi gül kokusu...
Dili oldukça yalın ancak kurgu da aynı yalınlıkta. Kitabın sonuna doğru içim dışım gül oldu, neredeyse güllerden iğrendim. Kesinlikle Simyacı ile kıyaslanmamalı, bu çok büyük bir hata olur. Simyacıdaki çok katmanlı hikaye duruşu burada tek boyutlu süprizsiz bir anlatıma dönüşmüş. "Reklamlarla bestseller olmuş" demiş biri, kesinlikle hemfikirim.