Anayurt Oteli Hakkındaki Yorumlar

Okuması çokta zor olmayan, (akrabalık ilişkileri dışında, şahsen ben çözemedim akrabaların olduğu bölümleri) ağır işleyen ama insanı içine çeken, karakterin yaşamını çok güzel yansıtan etkileyici, rahatsız edici ve sarsıcı bir roman. Okunmaya oldukça değer bir roman

Gerçekten iyi sayılabilecek bir kitap ama seviyesi zaman zaman yükselse de çokça abartıldığını düşünüyorum. Bu da beklenti yükseltip biraz hayal kırıklığına sebep oldu. Öncelikle kısa olmasına rağmen oldukça yorucu. Akıcılık zayıf bir anda paragraf bile değişmeden konu başka yerlere geçip dağılabiliyor. Yalnızlığı, insan psikolojisini arada güzel hissetirmiş ancak bu konuyu çok çok daha derinden işleyebilen ve bunu çok akıcı şekilde yapabilen kitaplar varken başyapıt demek ciddi bir mübalağa.

mutlaka okumalısınız! o yalnızlığı,amaçsızlığı o koca boşluğu size hissettiriyor.yıllar geçse de konusunu,zebercet'i unutamayacaksınız,bundan eminim.

okurken insanı biraz boğabiliyor karamsarlık yalnızlık ön planda ancak güzel bir tahlil kitabı.

Yusuf Atılgan denince Aylak Adam'dan sonra akla gelen ikinci eser mutlaka okunmalı

Yusuf atılganın çok değişik, bulunmayan tarzdaki kitabı. Herkesin kolay kolay anlayamayacağı türde bir kitap ama muhakkak okunmalı

insanlar postmodernizim içine girince ya hayat buluyorlar ya da boğuluyorlar ben hayat bulanlardan oldum yusuf atılgan oğuz atay gibi yazarlar sayesinde
ve bu kitabında yaşamıma kattığı o kadar çok şey oldu ki ve görmediğim gelecekte fark edeceğim daha bir çok etkisinin olduğunu göreceğime eminim

Yusuf Atılgan okunması gerekenlerden

karamsarlık ve çirkinliği iliklerinize kadar hissedebileceğiniz bir roman

filmini izledim kitabı da güzel tavsiye ederim

Zebercet adında kahramanımız babasından kalan Anayurt Oteli' ni işletmektedir. Kitap otele gelen bir kadın müşterinin Zebercet üzerinde bıraktığı etkiyle başlar. Zebercet normal biri gibi gözüksede dışarıdan, aslinda psikolojik sorunlar yaşayan biridir ve aklında yer eden musteri sayesinde kendini hayatını geçmişini sorgulamaya başlar.

C nin serüveni , güzel bir eser

Zerbecet ve onun içinden kurtulamadığı yanlızlığı...Aslında yanlızlığın, yabancılaşmanın içinden çıkılmaz umutsuzluğunun anlatımı: anayurt oteli...

bir türk edebiyatı klasiği olarak görülmekle beraber, olay akışı çok sınırlı ve yazarının bazı tasvirleri müstehcen ölçülerde.

zebercet. .. Psikolojik bir buhran ve takıntılar... Yusuf atılgan favori yazarım fakat kimilerine anlatımı karışık ve ağır gelebilir.

yalnızlık yada kalabalıklar içinde yalnızlık çekenlerin kendinden çok şey bulacağı bir kitap

Anayurt Oteli "Zebercet Yalnızlığı" diye bir terim kazandırdı kelime hazineme. Romanı okumakta geç kaldığımı düşündüm. Türk edebiyatının yalnızlık üzerine yazılmış en önemli eserlerinden biri. Üzerine filminin de izlenmesi tavsiye edilir.

Okumaya değer, filmini izlemediğim için kafamda hayal etmesi daha kolay oldu. Sevgiler.

Aylak adamı okuduktan sonra Yusuf Atılgan ın diğer eserini de okumak istemiştim ancak onun kadar etkisi altına alamadı beni.

Edebiyatımızda okuduğum en iyi psikoloji romanı diyebilirim.

Her insan bu kitabın içinde kendini ve yakın çevresinden birçok kişiyi bulabilir. Okurken ''Aaa, evet ben de öyle yapıyorum/öyleyim'' diyebilir. İnsan Olmak, insanı anlatan, psikoloji alanına ilgi uyandıran güzel bir kitap.

Bence sadece Türk Edebiyatı'nın değil,dünya edebiyatı açısından da özellikle saçma edebiyatı türünün en güzel örneklerinden olan bir eserdir.
franz kafka uslubu seven, camus'un yabancı'sını seven okurların kesinlikle atlamaması gerekir. camus'un mersault karakteri ile zebercet oldukça belirginlik bir paralellik taşır.

Tehlikeli aklın temayülleri...
Filmi de oldukça başarılıdır...

Yarım bıraktığım nadir kitaplardan, bi yerden sonra çok sıkmaya başlamıştı.

kitabın kurgusu karışık dikkatli okumak gerek yoksa olaydan koparsınız. bayağı psikolojik bir roman olmuş . insan biraz da etkilenmiyor değil..

Aslında güzel bir eser fakat önce Aylak Adam’ı okuduğum için biraz hayal kırıklığına uğradım… Aylak Adam kadar konusu güçlü değil zannımca… Aynı tadı vermedi…

bir aylak adam beklemiyordum tabiki ama çok sade geldi bana okuması zor bir kitap.

Tek solukta okumalık bir kitaptı.tavsiye ederim.

Daha önce filmini izlemiştim, şimdi de kitabını okumak nasip oldu. Kitabı beğenmedim, aslında kitabı değil de Yusuf Atılgan’ı beğenmedim. Yalnızlığı anlatıyor tıpkı Aylak Adam’daki gibi. Kitap yeterince ağır. Ağırdan kastım, hem karamsar bir ruh hali var(yalnızlık konusu geçtiği için olması da gerekir) hem de akıcı bir kitap değil. Okuyucuların bunları göz önünde bulundurması gerekiyor. Bir yerden sonra ‘artık bitse’ dediğim ender kitaplardan birisi oldu. Aylak Adam’daki yazım yanlışları bu kitapta da var. Konuşma cümleleri, düşünce sözleri falan iç içe geçmiş. Üslup bakımından kötü, anlatım ise ağır ama bu bir kusur değil. Sonuç olarak beğenmedim. Okumasam da olurmuş dedim. Bana bir şey katmadı.

Karmaşık kurgusu, kim olduğu tam aktarılamayan karakterler ve bir anda onların detaylı hayatları okuyucunun kafasını kurcaladığından sürükleyicik yok oluyor, bunun dışında baş karakter iyi tahlil edilmiş, gereksiz cinsellik kısmına katılmıyorum, 108 sayfa olmasına rağmen 300 sayfa gibi gelebilir bazı okuyuculara, dikkatli okuma gerektiren bir psikolojik roman

Bir çırpıda okuduğum, unutulmayacak oteli ve karakteri barındıran kitap.

çok başarılı buldum. hemşehrim bir yazar olması ve kitabın konusunun Manisa'da geçmesi bende sempati uyandırmıştı ancak kitabı okuyunca olay ve mekan boyutundan uzaklaşarak yazarın edebi diline hayran kaldım. insan zihnindeki düşünce akışını, çağrışımları, bir düşünceden başka düşünceye atlayışları çok iyi betimlemiş. kitabın zor okunan bir kitap olduğunu kabul etmekle birlikte, okunması okurun lehine olacaktır kanımca.

'Psikolojik Yalnızlık' kavramını açıklayan en iyi roman olarak görebiliriz Anayurt Oteli'ni. Zebercet'in yalnızlığı, bunalımları ve hayattan kopukluklarının getirdiği intihar ile gerçekleşen ölüm. Aylak Adam'dan sonra okuyunca bu romanı biraz daha hafif buluyoruz. Ama amaç olarak Yusuf Atılgan yine amacına ulaşıyor.

Ömer Kavur'un 1986 yılında yanılmıyorsam gösterime soktuğu bir kitap. Yusuf Atılgan'dan tek şikayetçi olduğum konu bu denli bir şairin az kitap piyasaya sürmesi.

Yazarın Aylak Adam'ını daha çok beğenmiştim. Yine de farklı bir kitap.

"Daynılacak gibi değildi bu özgürlük" kısmı beni benden aldıı

Hayatın anlamsızlığına anlam katan güzel olduğu kadar bir o kadar da sürükleyici bir eser.

Etrafımızda bir çok zebercet var .

sabahattin ali en ince detayları bile anlatmış.zebercetin günlerini .bir film izler gibi okudum

Anayurt Oteli Zebercet'in kendi yaşamı içerisindeki çaresizliği ve yaşadığı psikoloji. Aslında kalabalık içerisinde yalnız kalmış insanların hikayesi.

Bir BAŞYAPIT. Bu kitap adamı ÇARPAR. Okuduktan hemen sonra Ömer KAVRUK yönetmenliğindeki filmini de izlediğiniz zaman uzun süre etkisinden kurtulamayacaksınız.

Psikolojik tahlillerin başarısı, insan benliğini sansürsüz bir biçimde ortaya koyuşuyla değerli hale gelmiş bir edebi eser. Uzun, noktalamasız paragraflarla anlamayı güçleştiren yapısını yazar bilerek ve isteyerek yapmış olsa da okuduğunuz andaki haleti ruhiyenize ilgili olarak hoşunuza gitmeyebilir. Okuyunuz, biliniz amma..

Sıradan bir insanı, sıradanlık nasıl da canavarlaştırabiliyor. Anayurt Oteline gelip bir gece kalan kadın, romanın kahramanı Zebercet'in içindeki en karanlık tarafın zincirlerinden salıp gün ışığına kavuşturuyor. Roman tekniği bakımından okuyucuyu zaman zaman zorlayan yönleri olsa da yine de okunmaya değer diyebiliriz. Ancak Aylak Adam'dan aldığımız keyifle kıyaslanmaz.

Zebercet... İsminde bir efsun hissettiriyor! Aylak Adam, sonrasında yazım dili ve kurgusunu az çok benimsemiş olduğumdan mıdır? Nedir? Anayurt Oteli daha bir çekti beni kendine Yusuf ATILGAN' ın... Ancak, mükemmel bir sıradanlık ve yalnızlık içine kapanmış karakterin iç dünyasına girdiğimizde kurgu sebebiyle kopukluklar oluyor. Kitabın ilk başlangıcındaki heyecan ve merak, sayfaların ortalarını az geçince yerini el frenine bırakıyor. Ne merak kalıyor ne de heyecan! Hatta sonlara doğru nerede benim ilk heyecanım oldum. İnsan kafası içindeki çoklu sesleri yansıtış şeklini beğendim. Bir insanın kafasında koşuşturan tilkiler nasılsa okurken de hissediliyor.

Karışık.Bunalım,yalnızlık dolu.Okurken çok yoruldum.Tiskindirici ifadelerine sabretsem de kitabı sevemedim.Anayurt Oteli benim için hayal kırıklığı oldu.Aylak Adam'ın yerini tutamaz.

Ufak bir tetikleyici ile insanın içindeki melankolinin nasıl ortaya çıkabileceğini ve nasıl bir anda her şeyin değişebileceğini gösteren bir kitap. Dili biraz karışık olduğu için anlamakta zorlandığım yerler oldu ama genel olarak beğendim.

Üslub olarak bu kitabını okurken zorlandım. Nedeni ise sürekli geçmiş ve şimdiki zaman arasında sık sık gelip gitti kahramanımız. Parçaları birleştirmekte zorlandığım yerler oldu, ayrıca birazda müstehcen sahneleri olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim...

Kötü geçirilmiş bir çocukluğun ve diğer tüm iç ve dış etkilerle sürüklenilen bir yalnızlık neticesinde yaşanan buhran hali, herhalde Zebercet özelinden daha iyi ifade edilemezdi.

İnsanlar sadece tüketiyor, durup düşünmek yerine. Yusuf Atılgan'ın bu harika romanı, insan gerçeklerini göz önüne sunuyor. Her cümlesi üstünde durup düşünmeyi gerektiriyor. Fakat o kadar çok olumsuz eleştiri var ki, anlayamıyorum. Kimse yalnızlığının, sıradanlığının farkında bile değil.

Yalnızlığın ve sevgiye susamışlığın simgesi Zebercet. Bir dosta hasret, aşka susamış insan! Eşi, dostu, arkadaşı ve çocuk cıvıltısı olmadan geçen günler Anayurt otelinde, farklı farklı insanlar, farklı yaşamlara şahit olmuş gözler ama hepsi geçip gidiyor. Bir kendisi kalıyor odasında tek başına, gece yalnız uyuyor... Ve bir treni beklerken bağlanıyor hayata, gelmeyince de küsüp terk ediyor zaten yabancısı olduğu bu dünyayı...