Anayurt Oteli Hakkındaki Yorumlar

stgvn 10.09.2008
Bireyselligin en guzel anlatimlarindan bir tanesi...Takintilarin insan hayatindaki yeri...Kucuk bir kasabada gecen ve okumaya baslandigi andan itibaren sizi kendisine ceken bir yapit...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
sevcankapcak 14.07.2008
beni aşırı karamsarlığa sürükleyen bir kitaptı.zebercet'in içinde bulunduğu ruh halini hissetmek beni çok yordu.o kadar tek düze bir hayat ve hiç bir şeyi umursamayacak bir karakter yapısına sahip zebercet'in hayatının birdenbire bu kadar değişmesi inanılmaz bir ustalıkla anlatılmış.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ozgur05 11.06.2008
Zebercet "garip" bir adam, fazlasıyla yalnız, "garip" cinsel istekleri var. Sıkıcı, monoton bir hayatı var. Ama hayatında "hiç kimse" yok. Beklediği, bir hatun kişi var, hayal dünyası sadece bu kadın. Ve onun gelmeyeceğini anladığında yapacağı tek şey kalır. Daha fazla bu anlamsız hayata katlanmamak. Ve intihar eder. Konakta yani Anayurt Oteli’nde kalırken aynı zamanda konakta yaşamış olanların hayatlarının derinliklerine de iner. Zaten onun hayatı tuhaftır, ismi de öyledir: ZEBERCET. Güzel bir eser, bana biraz Oğuz ATAY tadı verdi. Psikolojik tahliller çoğunlukta. Ve cinselliği de ilginç yönleri ile işliyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Zyenpe 07.04.2008
Antisosyal birinin iç dünyasını anlatan bir yapıt. Kuşkusuz içerdiği psikolojik anlam doyurucu; ancak açıkçası ben kurguyu çok beğenmedim; ancak zaten antisosyal bir kimsenin yaşamının da renkli olmasını bekleyemem. Olaylar çok donuk olduğundan kitap da donuk bir kitap. Kısa olması bu açıdan uygun olmuş yoksa okuyucuyu fazlasıyla sıkabilirdi. Görüldüğü üzere kitap hakkında ne olumlu ne de olumsuz bir yorumum var. Sübjektif olarak "sıkıcı" bir kitap ama objektif olarak baktığımda da zaten olması gereken o.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
dinc33 15.03.2008
anlaması zor. ama insan tüm bunlar neden diyor ister istemez. zebercet ölmeli idii ve öldü
...hemde kendi elinden
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
gencer.tr 22.02.2008
Yıllarca yalnız kalmış, hayatı tekdüze geçmiş, sıradan gelip geçici kişilerle geçmiş Zebercet'in hikayesi anlatılır romanda. Zebercet'in ne bir annesi ne bir arkadaşı vardır. Otelden başka tek arkadaşı, uyurken odasına girdiği ve seviştiği temizlikçi kadındır. Cinselliği bile hayallerden faztazilerden yoksun yalnız ve heyecansızdır.
Bir gün Ankara treniyle gelen kadın ile hayata bakışı değişir, O kadının geri gelmesini beklerken hayatta birçok şeyi kaçırdığını farkeder. Neredeyse otelden hiç dışarıya çıkmamıştır. Otelden çıkmaya başlar, gezer, horoz dövüşlerine gider, insanlar ile konuşmaya başlar, toplum içine karışır.
Yaşadığı anlamsız hayat ve yalnızlık ile konuşmaya başlar....
Sonunda sade, tek düze yaşamından kurtulduğunda ise yanlış yollara sapar ve cinayet işler. İşlediği suç onun pek umurunda olmaz, otele polislerde dahil gelip gidenler olduğu zaman bile yakalanma endişesi duymaz.
Bütün anlamsızlıklar ve yalnızlık içinde yaşamanında anlazsız olduğunu düşünerek kendisini asar.

Mutlaka okunması gereken bir başyapıt...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
bkilinc 29.01.2008
Zebercet sanki bazen aniden omzumun dibinde bitiveriyor. Bilmem ki, biraz ürkütücü, biraz tuhaf, ama yakınımda işte, hep. Tanışmalısınız mutlaka. İpin ucunda nasıl döndüğünü görmek için, yalnızlığını bir parça olsun algılayabilmek için, kendiniz için.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
e.k 04.01.2008
Eser şaşırtıcı derecede düşündürücü. Adeta "Suç ve Ceza"nın Raskolnikov'u Zebercet olarak karşımıza çıkıyor. Okuyucuyu saran, bazen Zebercet'in karmaşık duygularını çözmek, ona yeni bir yaşam bağışlamaya çözmek istiyor okuyucu...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
KARTALİST_58 08.12.2007
Türk Romanına farklı bir soluk getiren Atılgan'ın yalnızlığı, sevgiyi, iletişimsizliği, başkaldırıyı kaleme aldığı romanı...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Bolokur 09.04.2007
1973 yılında yazılmış olmasına rağmen günümüz Türkçe'sini koruyan;duru ve doğrudan;fakat rahat anlatımı ile aslında bir otelcinin günlük yaşamından ibaret olan "sıkıcı" olarak adlandırmaya yatkın bir konuyu roman haline getirebilmek zor bir iş.Psikolojik roman kategorisine sokabileceğimiz Anayurt Oteli,hafızalardaki yerini koruyacaktır.Okunması gereken bir eser.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
hazin bir yalnızlığın sevgi'den çok ilgi'yi arayışının öyküsü..çarpıcı yalnızlık halleri..ruh hali kesitleri..acı bir son..gördüğü ilgiyi hak eden bir roman..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Yusuf Atılgan'ın önemli bir yapıtıdır
"Anayurt Oteli"
Platonik bir aşk ve bu aşka dayalı bir aldatma söz konusu romanda. Romanın erkek kahramanının intiharıyla sonuçlanan platonik aşk. Sanal bir zina.
Bu yapıtta erkek kahaman kendini bir türlü erkek özne olarak tanımlayamaz/kuramaz.
Kimliği belirsiz bir kadının otele gelmesi Zebercet'teki bu eksikliği ortaya çıkarır. Sonuç intihardır.

"İntihar, kan dökücü Tanrıdır." der Alvarez.
Burada Zebercet'in intiharının kadının otele gelişiyle yaşamında meydana gelen değişimden kaynaklandığı düşüncesi yanlıştır.
İntiharın temel nedeni kadının otele gelişiyle kahramanın, yaşamında meydana gelen değişim karşısında değişememiş olmasıdır.
İntiharın nedeni, kıpır kıpır ve sevgi dolu bir dünya karşısında Zebercet'in ruhunda bitmez bir durağanlığın yaşamasıdır.
"Yaşam diğerlerinin emrinde ölüm bizim." Montaigne
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (7)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla