Kitap, “Karşılaşma” bölümüne kadar romanın akıcılığından,sıcaklığından uzak.Okuması yorucu ve sıkıcı.Adeta gazete haberleri okuyormuşsun gibi,sırf başladığım bir şeyi yarım bırakmayım düşüncesiyle okudum.
İsrail-Filistin meselesi,bir Arap bir Yahudi ailenin hayatından kesitlerle ortaya konmuş.Avrupa’daki Yahudilerin uğradığı zulüm,Filistin’e göç etmek zorunda bırakılışları anlatılıyor.Dalia da küçük bir çocukken Bulgaristan’dan Ramallah’a geliyor.Öte yandan Khairi ailesinin bölgedeki nüfusu Ahmed’in olayların merkezindeki evi yapışı,5-6 kızdan sonra bir oğlunun oluşu,Beşir…anlatılmaktadır.1930’lu yıllarda bölgede İngilizlerin hakimiyeti söz konusu,planlı olarak Yahudiler bölgeye taşınıyor.İsrail Araplarla yaptığı savaşı kazanıyor ve pek çok bölgedeki Araplar yerlerini terk etmek zorunda bırakılıyor.İşte bu evlerden birine Dalia ve ailesi yerleşiyor.Yıllar sonra Beşir ve iki kuzeni topraklarına geri dönüyor ve çocukluklarının geçtiği evleri görmek istiyorlar.Birine çaldıkları kapı sert bir şekilde yüzlerine kapanıyor,öbür kuzenin evi okul olmuş,idareciler gezmelerine izin veriyorlar,Beşir de evinin kapısını çaldığında Dalia tarafından hoş bir şekilde buyur ediliyor içeri ve aralarında otuz kırk sürecek bir dostluğun temelleri böylece atılmış oluyor.
Aynı anda FKÖ ve Yaser Arafat’ın ortaya çıkışı,HAMAS’ın kuruluşu,İsrail’le yürütülen görüşmelerde Filistin için mücadele eden grupların birbirleriyle sürtüşmeleri,diğer Arap devletlerinin Filistin meselesinden nemalanmaya çalışmalarını da görüyoruz.
İsrail’in yayılımcı politikası karşısında Filistinlilerin misilleme amacıyla gerçekleştirdikleri saldırılar,İsrail’in bunlara sert şekilde cevapları da canlı bir şekilde verilmiş.Bu bombalı saldırılarının birinin sorumlusu olarak Beşir tutuklanıyor ve 15 yıl boyunca hapis hayatı yaşıyor,serbest kaldıktan bir müddet sonra da sürgün ediliyor.Bu arada kendinin ve Dalia’nın çocukluklarının geçtiği ev,ikisinin aldığı bir kararla Arap ve Yahudi çocukların beraber bakılacakları bir kreşe dönüştürülüyor.Evin bahçesinde Beşir’in babası Ahmed’in diktiği bir limon ağacı vardır.O ağaç toprak sevgisinin,yurt özleminin bir sembolü olarak karşımıza çıkmaktadır ve kurumuştur artık; bir bayram günü bahçeye Arap ve Yahudi çocukları yeni limon ağaçları dikmiştir.Roman,iki ulusun kardeşçe belirlenen sınırlar içerisinde yaşayacakları umuduyla biter.