E-Dergi

İnsanın içini ısıtan sımsıcak öyküler .

Mükemmel bir kurgu...Felsefeyi sevdiren bir kitap. Olaylara,düşüncelere ve kişilere daha geniş bir pencereden bakabilmeme yol açtı.

126 sayfalık bir öykü kitabı.İçinde birbirinden güzel 11 öykü var.Yazar,yine okuyucu olayların içine çekmekte müthiş başarılı.Sıcak yalın bir anlatım. Kahramanlar her gün çevremizde gördüğümüz tipler,yazar o kadar başarılı bir gözlemci ki,bu tiplerin her tavrını,mimiklerini,duygularını çok iyi çiziyor.Bu yazarı okumayı çok seviyorum.

-İncir Ağaçlarının Gölgesi’nde mahalle hayatı,
-Hep Böyle’de Anadolu köylerinde program hazırlamak isteyen bir ekibin aradıklarını bulamaması,
-Kayınvalide Hikayeleri’nde kocasının görevi gereği üç beş ay tanımadığı bir memlekette,bir misafirhanede kalan kadının,diğer çalışanların eşleriyle ilgili gözlemleri,onlar arasında kendini yabancı hissetmesi ve onların kayınvalidelerinden şikayetleri,
-Çay Bahçesi’nde masalarda oturan insanlarla ilgili gözlemleri; iki süslü püslü yaşlı kadının konuşmaları,eşine destek olmak için sürekli işlemeler yapan bir kadın,kahkahalarla konuşan bir grup genç,onların yanında olup ama onlardan çok uzak bir genç kız,o kızı gözüne kestiren bir genç subay ve yazarın onların hayatıyla ilgili kurguları,
-Aşk Nedir’de,aşkla ilgili yazdığı bir kompozisyon neticesinde sorunlu addedilen bir öğrencinin annesinin okul rehberlik servisindeki öğretmenlerle ilgili çıkarımları,
-Vakit Nakit(mi) dir’de okuyucu telefonlarından başını alamayan bir yazarın,artık telefon görüşmeleri yaparken ev işlerini de yapabilecek bir beceriye sahip olması,
-Kitap Kapakları’nda ilk kitabını çıkaran bir yazarın bunalımı,
-Tasvir’de bir gazetede kendiyle ilgili çıkan eleştiriyi kafasına takan bir yazarın,ikilemleri,
-Yaşamadığımız Dünya’da ödevi için bir radyo programcısıyla görüşme yapacak tesettürlü bir kızın,insanların gerçekte ne kadar olduklarından farklı bir portre çizdiklerini fark etmesi,
-Plan’da oğlunu kaybeden bir adam var kendinde değil,olup biten olayları algılayamaz durumda,bunun tedavisiyle uğraşan bir ekibin çalışmaları,
-Hayatınız Sizin İçin Yorumlanır’da bu şekilde iddialı bir tabelayla dikkat çekeceğini ve işlerinin birden bire artacağını düşünen bir psikolog anlatılmaktadır.

''Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...
Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile Mevlânâ...
Bab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı.''

Öyle de kalmış,hiçbir sır ifşa edilmemiş,edilememiş.Yazar,kapının önünde okuyucusunu yalnız bırakmış,arkası hâlâ muamma...Karen tiplemesiyle tasavvufa eleştirel bir bakış getirilmiş adeta.Kahramanın sorduğu sorulara ne Şems,ne de İzzet Efendi tatmin edici cevaplar verebiliyor.Romanı okuduktan sonra bende-gerçi öncesinde de vardı bu- tasavvufun tamamen ferdi bir yol olduğu düşüncesi iyice pekişti.Sevda ilahi de olsa,ona giden yolda birilerini ortalıkta bırakmak,ömür boyu acı yaşatmak hiç de insani gelmiyor bana.

Bir de iddia edildiği gibi burda bir Mevlana-Şems hikayesi de yok...Olay tamamen Karen üzerine kurulu.Bir otel yangını soruşturmak amacıyla sigorta eksperi olarak Konya'ya gelir Karen.Çocukluğunda da gelmiştir.Babası bir mevlevidir.Onları hiçbir açıklama yapmadan terk etmiştir.Babasına kızmakla beraber,onu anlamaya da çalışmaktadır.Bu görev onun için bir fırsattır.Bir yandan burdaki acentelerinin temsilcisi Mennan'la yangını çözmeye çalışırken bir yandan da rüyalarına giren Şems'le babasını,onun inandığı yaşamı anlamaya çalışmaktadır.Yazar, Mevlana-Şems ilişkisine Karen'in bu gerçek mi hayal mi olduğunu kestiremediği anlarda yer vermiştir,lakin çok az ve bütünlükten uzak.

Bir de merak unsuru canlı tutulamamış romanda.Daha yarıya gelmeden otel yangının bir sabotaj olduğu anlaşılıyor.

Her şeye rağmen elif şafak'ın 'aşk'ından çok daha güzel.

Çok güzel bir roman..Bu sefer öyle çarçabuk katillerin kim olduğunu da anlayamadım.Anlatım yalın,akıcı,sürükleyici,yorulmadan,sıkılmadan,tat alarak okuyorsun..
Bir yandan katillerin kimler olabileceğini tahmin etmeye çalışırken bir yandan da bir sonraki maktülün ve bırakılacağı yerin üzerine fikirler yürütüyorsun..
Yazar çok başarılı bir şekilde romanın içine çekiyor insanı.Kahramanların da her birinin acıklı,duygusal hikayeleri var..Hepsinden öte tarihi yarımadanın binlerce yıl önceki tasvirleri çok güzel yapılmış.Bu sefer her şeyiyle mükemmel diyorum bu Ahmet Ümit romanına.