İki günde bitirdim,ama ben de bittim....küstüm hayata,gözyaşlarımı tutamadım, nasıl bir zulüm bu Allah'ım...yaşananları anlatmaya insanın vicdanı el vermiyor,dili varmıyor...lanet olsun her şey bitti,düşmanlıkları körüklemenin anlamı yok,tüm insanlar kardeş diyenlere.
Kitapta belki en dikkat çeken yan,Leyla'nın Sırplar tarafından korunup kollanması..
Bir dram bile Batı'nın gözünde propaganda vesilesi yapılabiliyor.Sürekli Leyla'nın uğradığı şiddetlerde müslümanların da olduğu vurgulanıyor.
Leyla,marongoz bir babayla,ev hanımı bir annenin kızı.Baba içkici,tüm parasını hatta daha sonra işe giren karısının da parasını içkiye veriyor.Karısına karşı şiddet uygulamakla birlikte Leyla'ya sadece bir keresinde tokat atıyor.Küçük bir kasabada yaşıyorlar.Leyla ortaöğretim için anneannesiyle dedesinin yanına daha modern bir şehire gidiyor.Orda okurken bir haftasonu nermin teyzesiyle çarpışmaların daha yakınında olan bir kasabaya,onun evine gidiyor.Bir baskınla evleri aranıyor ve kadın Leyla'yı tanımadığını karşı tarafın ajanı olduğunu söylüyor,sorgu için karakola götürülüyor ve onun için çok kötü günlerin başlangıcı oluyor bu olay.Toplama kampına götürülüyor,yüzlerce kadınla büyük bir salonda yaşıyor,berbat bir ortam,tuvalet ihtiyaçlarını da aynı yerde gideriyorlar,yemek verildiği gün su,su verildiği gün yemek verilmiyor.Mutfakta çalışıyor,koğuşlardaki tuvaletlerin temizliğinde çalışıyor,karda kışta üstte başta bi şey yokken dereden su taşıyor ve bu sırada sürekli de tacize uğruyorlar.Çoğu aklını yitirmiş durumda ve bu kadınlara her gün erkek esirlere yapılan işkenceler de seyrettiriliyor.
Türlü sıkıntılardan sonra en son kaldığı polislerin yanından bir şekilde kaçıyor ve yakınlardaki askeri garnizonun mutfağına sığınıyor. Orda bunu saklayan adamla da daha önce su almak için gittiği derede tanışmıştı.Mutfak çalışsanları başlangıçta rahatsız olsa da zamanla Leyla'ya alışıyor ve onu çok seviyorlar.Burada bulunduğu süre içersinde kendini epey topluyor ve savaş bittiğinde kendine yardımcı olan o adamın köyüne gidiyor,evleniyorlar.Annesi de sürekli Leyla'yı arıyor,nihayetinde birbirlerinden haberdar oluyorlar,uzun süren telefon görüşmelerinden sonra bir tampon bölgede kavuşuyorlar birbirlerine.İlerleyen zamanlarda kocası anlayış gösteriyor Leyla ailesinin yanına gidiyor,annesinin tüm ısrarlarına rağmen kocasına bunu yapamayacağını söyleyerek orda kalmayı reddediyor,ama köyde de kayınvalidesinin baskıları,köydeki bunaltıcı ortamdan çok bunalıyor ve yaşadığı kötü olayların etkisiyle pekçok vazifesini yerine getiremez oluyor ve ailesinin yanına gittiğinde bir daha geri dönmüyor.Psikolojik tedavi görüyor,yeniden insanlar arasına karışıyor,bir iş buluyor ve bir adama aşık oluyor.Ancak çocuğunun babası olan Sırp kendini ziyarete geldiğinde aşık olduğu adamın ona karşı tutumları,kabalığı yüzünden o adamdan soğuyor ve aslında kocasını sevdiğini anlıyor.
Bu esnada da uluslararası bir mahkemede tanık olarak ifade verecek,onun kaygısını yaşıyor,çünkü anlatırken aynı şeyleri bir daha yaşayacak,nasıl altından kalkabileceğini,buna gücünün yetip yetmeyeceğini düşünüyor.Aynı anda da sürekli tehditler alıyor.