Sodom ve Gomorra / Kayıp Zamanın İzinde Hakkındaki Yorumlar

kayıp zamanın serisi ağır ilerlediği ve yorucu olduğu doğru ama pes etmezseniz okunmaya değer

Serinin en akici kitaplarindan biri. Veyine anlatimi kusursuz

Proust'u anlatmaya kelimeler yetmez. Bunu anlamak için okumalısınız. Muhteşemdi.

Önceki kitaplara göre daha rahat okunabilen ama daha fazla olay barındıran bir kitaptı bana göre. Kahramanımızın yine duygu durumlarındaki iniş ve çıkışlar çok fazlaydı. Asıl şaşkınlık yaratan ise eşcinsel ilişkilerdi benim için. Sosyete içinde bitmek bilmeyen dedikoduların yanına bir de bu durum eklenince iyice merak uyandırdı. Kurt kocayınca kuzunun maskarası olurmuş cümlesi Swann'ın sosyetedeki halini çok iyi anlatıyor.

İlginç bir girişle anlatıcının farklı gerçekleri öğreneceği bir kitap.

her toplumda var olan ve var olma hakkı olan insanlarla ilgili gerçekçi betimlemelerin yapıldığı harika serinin cildi.

Ağır bir dili olmasına rağmen, oldukça önemli tahliller içeren bir eser.

Proust için ne söylesek azdır, müthiş bir sözcük ustası.

Marcel Proust'un dev eseri "kayıp zamanın izinde"den bir bölüm.Sodom ve Gomorra.Kutsal kitaplardaki anlatımıyla eşcinselliğin sembolü hale gelmiş iki şehrin isminden yola çıkarak yazılmış bir eser.Mutlaka okumak gerekli

Proust eşsiz bir yazar. Kayıp zamanın izinde kitabı sıraya uygun okunmalı,ancak öyle tadını alabilir bir okuyucu. Ben de öyle yaptım ve sırasyla satın alıp okuyorum kitapları. Çok güzel

Kayıp Zaman İzinde serisinin mükemmel kitaplarından biri

" ne var ki insanlar, biz kendilerini tanıdıkça, tahrip edici bir karışıma batırılan bir maden gibi, yavaş yavaş, gözümüzün önünde meziyetlerini ( bazen de kusurlarını ) kaybederler."

Marcel Proust'un en sevdiğim kitabı

Cinsiyet ve cinselligi ele Alis bakimindan muhtesem bir eser

İnsan proust okumadan ölmemeli ..

Serinin heyecan verici eserlerinden.

Seri sürükleyici.

Serinin 4. kitabı. İnsanın heyacının sürekli olarak zirvelere çıktığı bir çalışma olmuş.

kayıp zamanın izindenin en şaşırtıcı bölümlerinden biri

Prosut'un anıt yapıtı Kayıp Zamanın İzinde'nin en heyecanlı bölümlerinden biri, tavsiye ederim.

Proust bu kitabında eşcinsel ilişkileri ele alıyor. Kimsenin yapmaya cesaret edemediği şeyi yaparak, eşcinsellerin de duyguları olabileceğini cesurca gösteriyor. Proust'un cümlelerini okurken, aktarılan duyguların eşcinsel iki kişi arasında yaşandığını görmek insanda garip duygulara yol açıyor. Zihnini açabilen bir kişi için bu cümleler oldukça doyurucu derecede romantizm içeriyor.

Sodom nedir Gomora nedir birde Proust’un dilimden okuyunmalı.

Büyük keyifle okuduğum bir kitap daha. Proust en güzelini yazmış.

Bu süper seri tüm kütüphanelerde olmalı.

Uzun süre hiçbir yerde bulamadım bu kitabı nedense. Aldıktan sonra da okumaya fırsatım olmamıştı. Ancak zaman buldum ve çok beğendim. Tabi ki kalitesi zaten tartışılmaz bir yazar ve kitap.

Anlaması ve okuması zor olsa da elimden bırakmak istemediğim kitapların yazarı Proust.

Şu ana kadar serinin okuduğum ilk dört cildi arasında en kolay okunur olanı. Yine de her bölümün sonunda daha az yorucu bir kitapla mola vermeden bir Proust kitabı bitirebilmiş değilim. Bazen yorsa da uğraşmaya değer.

Eşcinselliğin aristokrasi deki karşılığı işlenmiş. Proust 'un oldukça hacimli olan( 525) sayfalık bu kitabı normal roman yazımında 1000 sayfadan fazla tutar. Öyleki bir paragraf 10 sayfa şeklinde... kısa paragraflar 2-3 sayfa... ama yinede okumadı güzel...

günümüzde bile tabu kabul edilen bir konuyu bundan yüz yıl önce üstelik çok ağır bir dil içinde ustalıkla sunulduğu önemli bir kitap

Kayıp Zamanın İzinde'nin izindeyiz.Devam ediyoruz ve bu eşsiz yolculuk hiç bitmesin istiyoruz.Zira bu yolculuk bittiği zaman diğer edebi eserlere ve türlere gıpta ile bakmaktan kendimizi alıkoyamayacağız.

Okuduğum kitapların içinde kendine ayrı bir yer edinmiş başyapıt. Okuyun kesinlikle, bu seri sizin bakış açınızı değiştirecek.

Kesinlikle okunması gereken şahane bir kitap. proust'un tüm serisi gibi mükemmel

Kayıp zaman izinde serisinin mükemmel kitaplarından biri

Sodom ve Gommora metaforunu kullanarak dönemin eşcinsel dünyasını dünyasını anlatıyor. Diğer kitapları gibi dili ağır. 7 ciltlik serinin 4. kitabı

Üç Kutsal Kitabın yer aldığı bu eseri mutlaka okumak gerekli

Dili ağır. Bağlantıları kurmak için dikkatli okumak gerek. Dönemine göre cesurca yazılmış ve o kesimi güzel bir şekilde betimlemiş.

Kayıp Zamanın İzinde serisinin 4. kitabında Proust, yazıldığı döneme göre oldukça cesur bir konuya, eşcinsellik konusuna yoğunlaşmış. Diğer ciltlerde de eşcinsellikten bahsediyor Proust fakat en ayrıntılı tespitlerini ve yorumlarını bu ciltte yine olağanüstü,daha önce yapılmamış bir biçimde dile getiriyor.

Marcel Proust'un dev eseri "kayıp zamanın izinde"den bir bölüm.Sodom ve Gomorra.Kutsal kitaplardaki anlatımıyla eşcinselliğin sembolü hale gelmiş iki şehrin isminden yola çıkarak yazılmış bir eser.Kendi de eşcinsel olan yazar,20.yüzyıl başı gibi oldukça erken bir zamanda bu konuyu ele alma cesaretini göstermiş.Oldukca ağır bir anlatımı olsa da okunması zevkli bir eser...

Olaylardan çok yaşattığı duygular ile ön plana çıkan bir seri. 4. Kitabın ön plana çıkan duygusu ise kıskançlıktı.

İlk üç kitaba göre çok daha rahat okudum. Hatta son bölümlerde kahkahalar attım. Sen ne büyük yazarsın sevgili Proust

Serinin güzel bir bölümü. İlginç gelişmeler var. Edebi dil yine harika.

Mitolojik bir isme sahip olduğu için kendisine yöneltilmiş ağır, haksız ve yersiz eleştirileri haketmeyen kitap. toplumu tek tipleştirmeye çalışan bakış açısından yoksun insanların okumaması gerek. her toplumda var olan ve var olma hakkı olan bireylerle ilgili oldukça gerçekçi betimlemelerin yapıldığı harika serinin harika cildi.

Proust'un "Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde","Albertine Kayıp", "Mahpus" romanlarını okuyan biri bu kitaptan sayılan kitaplardaki tadı almaz sanırım.
Bir kitabın anlamında "okurun yorumu" büyük önem taşır J.Derrida'da. Doğrudur her okur okuduklarına kendince ve diğerlerinden farklı anlam verir çünkü yaşamı,kültürü, sosyal çevresi diğerinden farklıdır.
Yine de bir sosyete- kent soylu mu deseydim?- yazarı olarak benimsediğimiz, bu haliyle kabul ettiğimiz Proust bu romanında düklere markizlere bunlar arasındaki kıskançlıklara, bunların davetlerine fazlaca yer - belki de romanın tümünü-ayırmış. M.de Charlus'un eşcinsel aşkıyla somutlaşan günahkar iki kentin öyküsü geliyor akla.
Okunması zor bir kitap.

yazarın etkileyiciliği su götürmez bir gerçek. bahsi geçen konu ise malum. sürükleyici olmadığını düşündüğüm bir kitap, ağır bir dili var. fakat yazarı tanıyan herkes bilir ki bu onun kitaplarını basitleştirmez. günümüzde artık bir zamanlar kınadığımız eşcinsellerin evliliklerini duyunca bile tepki vermez olduk. kanıksadık onları. her alışkanlık böyle başlamazmı zaten.. özgürlük adına rezilliğe razı gelme... sodom ve gommora artık bir sembol dünyanın pek çok yerinde bu iki şehir gibi rezil bir yaşantı sürülen hayatlar var. yazar da bunu fransa da ele almış zaten. bunu biliyoruz da bakalım başımıza taş ne zaman yağacak demekten de öte gidemez bi durumdayız ne yazık. bu kitabı okumak bu konu hakkında da fikir sahibi olmamıza yada yeni fikir üretmemize sebebtir.