Kitap ile ilgili çok olumlu bir yorum yapamayacağım.
Kitap bir kısmında "iyi" diye bir şeyin var olmadığını bunu bizim tamamen uydurduğumuzu söylüyor. Kitapta Tanrı, iyi diye bir şey yoktur, ne isterseniz yapın, neye inanırsanız inanın, cennet cehennem diye bir şey yoktur diyor. Bu açıklamaya göre bizim iyi diye gördüğümüz her şeyin, dürüstlük, yardımseverlik, sosyal sorumluluk almak, doğayı korumak, etik değerlere sahip olmak vb. içi boşalıyor. Bu kavramlar değersizleşiyor. "Aslında çevreyi korusam ne olacak korumasam ne olacak, zaten farketmez, iyi ya da kötü diye bir şey yok ki" şekline dönüşebilir iş gayet rahat. Bu noktadan sonra zincirleme etkiyle, çalışsam ne olur çalışmasam ne olur, şu işi yapsam ne olur yapmasam ne olur zaten iyi diye bir şey yok biz uydurmuşuz, yaşasam ne olur yaşamasam ne olur noktasına da varabiliyor durum kolayca. Çalışmak, değer üretmek gibi insanlığın gelişimi için olmazsa olmaz konular önemsizleşiyor zaten bunu geçtim yaşayıp yaşamamamızın iyi olup olmadığı zaten bizim seçimimiz, yaşasak ya da ölsek hangisi iyi belli değil, gibi bir düşünce kendiliğinden ortaya çıkıyor. Ben bu hiçbir şey iyi veya kötü değildir, ne yaparsan yap "farketmez", ne istiyorsan yap görüşünü tutmadım. İnsanda herhangi bir iş yapmaya istek bile bırakmayan bir düşünce bence. Kitabın en çok dikkatimi çeken kısmı bu oldu düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.