Kumarbaz Hakkındaki Yorumlar

kitabın sonu biraz aceleye gelmiş ama onun dışında okumaya değer...

Bildiğimiz dostoyevski romanlarından farklı bir roman. Psikolojik çözümlemeler ve felsefi yorumları es geçip sadece hikaye anlatmaya odaklanmış. Bu yönüyle de tanışmak için okunmalı. Ayrıca tam bir Rus milliyetçisi olduğu için de diğer avrupa ülkelerine karşı bol bol eleştirisi var. Çok akıcı ve okuması zevkliydi. "Ebedi koca" da aynı tarzda yazılmış bir kitap. Okunması gereken kitaplardan biridir. Naçizane tavsiyemdir.

Yazarın diğer kitaplarını okuyanlar anlar gerçekten alel acele yazılmış olduğunu ancak gene de yazarın anlatımı güzeldi.okurken sıkıcı olmamıştır.

Dostoyevskinin kumar sevdasını dile getiren onun 25 günde yazmak zorunda kaldığı bir klasik. okumalısınız.

gerçektende acele ile yazıldığı belli oluyor.tabii bunu diğer büyük kitaplarını okuyanlar anlayabiliyor.bundan dolayı önce büyük kitaplarını okumak sonra kumarbaz ı okumak hoşluk yaratıyor.

Hayatı ayrı, kitapları ayrı roman tadında. Ne ilginç ve de ne ilginç olmayan bir adam Dostoyevski. Aslında bitirmiş değilim kitabı, dün geceden beridir okuyorum. 25 günde ve ısmarlama yazıldığı söylenen bu kitabın diğer o harika eserlerinden hiçbir farkı yok bence. Yani kısa sürede yazılmış olması, onu hiç de kötü yapmamış. Yine Dostoyevski. Yine harika.

Fazla söze gerek yok , dosteyevski dehasını 25 günde yazdığı eserinde belli etmiş, ve kumarla sınırlı kalmamış günümüz dünyasından kareler de göze çarpmakta, ve şunu söylemekte fayda var ki bu kitabı okuyan biri kumar oynamadığını iddia edemez(!)

ısmarlama bir kitap.para için yazmış ama en çarpıcı kitaplarından birini yazmış,çünkü kendini yazmış.

Borges,insan üç günü unutamaz ömründe.Okula ilk gittiği gün,ilk aşık olduğu gün ve dostoyevski okuduğu ilk gün diyormuş.Bir Borges okurundan okudum bunu bir dergide.Neden bu böyle ? Neden bu kadar tesirli bu rus yazarı ? Bunun cevabına Cemil Meriç,delileri sevimlileştirdiği için diyor.Bunun için çağın insanı ona tutkun diyor.Doğru olmalı.Yetersiz ama doğru bir cevap.Kumarbaz,Dostoyevski'nin o kendine has edasını yudumlayabileceğiniz bir yapıt.Çok hoş.Eserin sonuna eklenen Gündüz Vassaf'ın değerlendirmesi ise romana bakış açımızı oldukça genişletiyor.Yeni ufuklar açıyor..

Dostoyevskinin ilk okuma deneyimiydi benim için. Güzel ve akıcı keyifli bir okuma oldu. Son sayfalara doğru gerçekten heyecan verici ve merak uyandırıcıydı.

Dostoyevski ruh tahvilleri konusunda mutlaka okunması gereken bir yazar ve bu kitabı da yine muhteşem teşekkürler...

Dostoyevski, bir kumarbazın psikolojisini ustalıkla yansıtmış. Psikolojik tahlil konusunda üzerine tanımadığım yazarı, bu yayından okuduğum için pişman olmadım değil. Birçok imla hatası mevcut ve okurken kitabın büyüsünü bozuyor. Kitaba puanım tabii ki beştir ama yayıncı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Gerekli biçime girme yeteneğimiz olağanüstüdür.

Dostoyevski'nin insanı sürekli heyecanlı tutan anlatımıyla olayların içindesiniz, bazı konularda saptamaları insanı düşündürüyor ve olayları değişik şekilde ele alışı keyifle okumanızı sağlıyor. Çeviri olarak güzel bir kitap.

Kumar özelinde insanın hırslarının nasıl hüsrana sürüklediğini göz önüne seren bir eser. Değerlendirme yazıları da çok güzel.

Dostoyevskinin aceleye gelmiş bir romanı yine de okunabilir

dostoyevski bu eserinde hayat bir kumar değil midir?sorusunun cevabını arıyor.

Klasiklerden olduğu için okudum. Akıcı bulmadım.

Kumarbaz, rus toplumunu ve bu toplumun diğer ülkelere bakışını çok iyi aktarıyor. Kurgunun ne kadar muhteşem olduğunu anlatmama gerek yok sanırım. Dostoyevski'nin diğer kitapları gibi bu da son derece başarılı.

Kitabın belli bir güne yetiştirme telaşıyla yazıldığından kitabı alıp almama konusunda şüpheye düşmüştüm. Sonra aldım. Kesinlikle pişman olmadım. Gerçi kitabın sonlarına doğru bazı şeylerin aceleye geldiği belli oluyor ama yinede çok güzel bir kitap. Ergin Altay'ın çevirisi zaten her zamanki gibi harika. Eğer benim gibi aceleyle yazıldığından alıp almama ikileminde kalan varsa önerim kesinlikle almalarıdır.

Dostoyevski'nin yaşadığı dönemdeki insanların kusurlarını zayıflığını ve tutkularını güzelce işlediği bir kitap olmuş.

sonradan evlendiği kadına yazdırdığı bu kitap kendisinin yazmamasına rağmen çok güzel bir roman. kadercilik her romanında olduğu gibi bu romanında da azda olsa belli. soluk soluğa okuduğum bu romanı herkese tavsiye ediyorum.

Dostoyevski klasik yazarlar arasında çok farklı bir yeri var. Bu kitap çok sürekleyici bir o kadarda ilgi çekici. yazarın düşünce anlayışı,hayat gayesi ve kaybetmenin ne demek olduğunu öyle güzel anlatıyor ki okuduğunuzda siz de aynı duyguları yaşıyorsunuz.

ısmarlama olarak yazılmış bir kitap yazar kendini anlatmış gibi yazmış ben okudum ve etkilendim sizlerede tavsiye ederim.,.

çocuk denilecek bir yaşta okumuştum ve beni çok etkilemişti. tavsiye ederim

Dostoyevski yine psikolojik analizlerini ve muhteşem gözlemlerini başarılı bir şekilde anlatmıştır. Onun, kumarı; kadere karşı bir başkaldırma olarak ifade etmesi kumara farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Elbette; bu romanı çabuk yazması gerektiği için de romanda yavan ve öksüz birakılmış konularla cümleler vardır; ama detaylara takılmadan ve bir bütün olarak romanı ele aldığımızda ''Hımm. O kadar da iyi olmasa da okumama değdi doğusu...''diyebileceğimiz bir eser. Dostoyevski'nin her romanında konu açlığı ve konunun sonlanmaması durumu vardır. Zaten bu onun tarzıdır. O'nu bilenler bilir... Dostoyevski'nin hayranı olmakla birlikte; eserlerini yorumlarken ne kadar objektif olabilirm diye de düşünüyorum. Okuyucu aldatmamak ve objektif olmak için elimden geleni yaptım. Okurken keyif almanız dileğiyle...

Ismarlama olarak yazılmasına rağmen, kitapta kendini anlatması bu iki faktörü dengeliyor. Çok içten yazıldığı anlaşılıyor hemen. Dostoyevski'nin en sevdiğim kitaplarından biridir.

tolstoyun güzel kitaplarından biri...duygular çok güzel ifade edilmiş...insana ders verebilecek bir kitap...

dostoyevski'nin hayatını merak edenler için kendini kumara kaptırdığı bu esrarengiz dönemi kendi ismini vermeden sanki bir başkası yaşarken onu gözlemlemişcesine hayatından bizlere sunduğu bir kesit..Belki bilenleriniz vardır; Suç ve Cezayı yazarken alacaklılarının tehditleri üzerine yayıncı bir arkadaşından avans alarak Avrupa'ya kaçar ve Rusya'ya döndüğünde yoğun bir tempo ile bu araya Kumarbazı da sıkıştırır Suç ve Ceza'yı yayınlama aşamasında..Artık ondaki yazma aşkını varın siz düşünün..

Kitap hakkında çok fazla yorum yapılabilir. Suç ve Ceza ile aynı dönemde yazılmış olması birbirine anlatım teknikleri bakımından benzemesine yol açmıştır. Bu iki kitabın yazarını bilmeyen bir kişiye kitapları okutsanız aynı kişinin yazdığını anlayabilecektir. Ancak ben kitap hakkında uzun uzadıya yorum yapmak istemiyorum, zira değerli kitapdostları gerekli bilgileri vermişler. Benim değinmek istediğim nokta klasik dünya edebiyatının İLETİŞİM yayınlarından okunması gerekliliğidir. Ergin Altay'ın müthiş çevirileri insana okurken büyük bir haz veriyor. Adını vermek istemediğim birkaç yayınevi kitabı ne hale sokmuş görmenizi isterdim. Kitabı okumanızı tavsiye ediyorum, tabi ki Ergin Altay'ın çevirisi ile. Saygılar.

inanın ben 18yy rus toplumundan dostoyevski sayesinde nefret ettim.hele hele dosto nun kadın karekterlerinden.birçogu sadece kendi çıkarlarına düşkün korkak,aşağılık ve menfaatci kadınlar.dostoyevskinin amacı o zamanın rus toplumuna karşı paraya sadece bir eğlence aracı olarak bakması ile kendini yüceltiyor...kesinlikle okunması gereken dosto klasiği...sevgiler...sevgi herşeydir...

dostoyevki'nin üç hafta içinde yazdığı kitap. baştan avans almasına rağmen romana bir türlü başlayamayan dpstoyevski, sonunda kendine genç bir sekreter bulur ve roman yaklaşık 20 günde tamamlar. bu kadar kısa sürede yazılmasına rağmen roman dünya edebiyatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilir. dostoyevski, romanı yazdırdığı genç sekreterle de daha sonra evlenmiş ve bu olay yazarlık hayatını da derinden etkilemiştir. eserin kendisi ve yazılma süreci de bir filme konu olmuştur.

bence edebi eser yönünden veya psikolojik eser yönünden olsun çok iyi bir eser. ikilemde kalanlara tavsiye edebilirim.

Dostoyevski kendisi de kumardan çok çekmişti.Rulet masasının başında kendinizi yazara müdahele etmekten alıkoyamıyorsunuz.Siz tamam yeter diyorsunuz, o bir el daha diyor.Çok hoş bir anlatım ve Dostoyevskivari bir tarz.Üstat yazar da okumamak olur mu?