Psikolojik ve psikiatrik vakaların altın devrini yaşadığı bir çağda yaşıyoruz. Bu bağlamda "kendimizle barışık olma"nın hedeflenen bir durum olarak resmedilmesi ne kadar doğrudur? bilemiyorum. Belki de konuya "kendimizle barışık olma" kavramını tanımlamakla başlamak gerekir. Zira bu konu farklı zihinlerde neredeyse birbirine tezat oluşturacak şekilde algılanmakta, birçok insanda davranış bozukluklarına zemin hazırlayabilmektedir. Diğer taraftan konuyu insanın kendini tanımlaması sürecinde etkileşimde bulunduğu çevreyle duygu, düşünce, fikir, aksiyon, hâl, hareket, tavır ve davranışlarını toplumsal hedeflere katkı sağlayacak şekilde kurgulaması, belli bir istikamet doğrultusunda sürekli olarak geliştirilmesi olarak algılayacak isek elbette ki buna bir itirazımız yoktur.