Goethe'yi önce Avrupa'da,sonra bütün dünyada tanıtan ilk romanı Werther, genç şairin başından geçmiş bir aşkın verdiği ilhamdan doğmuştur.Goethe, Strasburg'dayken,Charlotte(ya da kısaca Lotte) adında bir kızı sevmişti.Sonradan Werther'in kadın kahramanı olan Lotte,gene romandaki gibi,nişanlıydı.Bu elbette ki Genç Werther gibi genç Wolfgang'a da büyük ıstırap veriyordu.Yalnız o sırada (1772'de) Wetzlar'da Jerusalem adında bir delikanlı aşk yüzünden canına kıymasaydı, belki de Goethe böyle acıklı bir roman yazmayacaktı,Çünkü o aşk yüzünden kendini öldürmeyi hiçbir zaman düşünemezdi.Goethe,ıstırabını ağır vakarı altına gizlemesini bilmiş,hatta Lotte ile nişanlısı Kestner evlenirken onların nikah yüzüklerini kendisi alıp hediye etmişti.Yalnız,Jerusalem adındaki delikanlının çaresiz bir aşk yüzünden canına kıyması olayı o sırada bütün Almanya'yı öylesine titretmişti ki Goethe,kendi ıstıraplarını dile getirip bunu gerçek bir olaydaki sonuçla birleştirerek Farnkfurt'a döndükten sonra, Die Leiden des Jungen Werther (Genç Werther'in Istırapları)'i yazmaya başladı...
Werther'in aşkı, şartsız;yani,kendinden başka bir kanun tanımıyor.Werther,utanabileceği,kendini koruyacak sorumluluğunu duyabileceği bir toplum içinde yaşamıyor.Aşkın etkisiyle kendinden geçen genci ne bir dost, ne bir aile, ne de yurdu,hatta din kendine bağlayamıyor.Onun aradğı tek şey "sevgilisi ile ilişki kurabilmesi".Buna da imkan olmadığı için bu dünyadan ayrılmaya karar veriyor.
Alman edebiyatının dünyaya armağanı...