Bu kitabı okuyunca piyasada satılan birçok kişisel gelişim kitabının neyi referans aldıklarını anladım.
Freud, Jung ve Adler'e göndermeler yaparak onları eleştirmiş, kendi tezi olan logoterapiyi öne sürmüştür. Varoluşçu yaklaşım ile psikolojik bir bakış açısı geliştirmiştir.
Sayfa 116'da ki örnekte, bilinçdışı yaklaşımı ile her zaman başarı elde edilemeyeceğini güzel bir örnek ile ifade etmiştir.
Esasında yazar diğer, psikiyatırlardan şu yönüyle farklıdır. Frankl, bu yazdıklarının hepsini yaşamıştır. Diğerleri ise başkalarının yaşamlarından gözlemler yaparak teoriler üretmiştir. Sadece bu yön yazarın önemini artırmaktadır.
Kitabı okuduğumda, yaşama bağı, acının önemi, yaşamın anlamı diye bir şeyin olmadığı, insanın her şeye alışabileceği, duygu yitimi, sevginin önemi, acının göreceliği, kişisel egonun yitimi, son sözün kadere ait olduğu, Tahran'daki Azrail öyküsü, insanın kendi yolunu seçmesi, insanın onurunu koruması, hedeflerinin önemi gibi kavramları açıklamaktadır.
Bu kitabı bitirdiğimde şu söz aklıma geldi; Batman Begins'te yer alan
"Sorun ne olduğun değil, yaptığın işler seni diğerlerinden ayırır." Rachel Dawes