Papa’nın ısrarlı tekliflerine dayanamayan Avrupalı Hıristiyanlar, Kudüs’ü Müslümanların elinden almak için Haçlı Seferlerini başlattılar. Yarım milyonun üzerindeki Haçlı ordusu, Kudüs’ü almak için yola düştüler. Bu büyük orduyu Anadolu da büyük bir sürpriz beklemekteydi. Selçuklular, Kudüs’ü almak için gelen bu çapulcu sürüsüne günlerini gösterecek, 600 binin üzerindeki bu Haçlı ordusundan yalnızca beş bini Kudüs’e varacak, Müslümanlar arasındaki karışıklıktan faydalanıp, Kudüs Latin Krallığı, adında bir devlet kuracaklardır.
Hıristiyanların, I. Haçlı Seferlerinden beri 80 yıldır devam eden Haçlı idaresi altında zulmün, her türlü pisliğin kralını yaşayan Müslümanların bu durumu bir kişiyi aç ve uykusuz bırakıyordu. Bu kişi diyordu ki: “Müslüman kardeşlerim, Hıristiyan zalimlerin idaresi altında zulüm görürken ben nasıl uyuyabilirim, nasıl yemek yiyebilirim” diyordu. Kimdi bu mücahid? Tabiî ki; Selahaddin Eyyubi.
Selahaddin Eyyubi, Müslümanlar arasındaki karışıklığı ortadan kaldırdı ve Kudüs’teki Müslümanları kurtarmaya karar verdi. Kudüs’ü, Hz. Ömer (r.a)’dan sonra ikinci kez fethetti.
Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü fethetmesini gururlarına yediremeyen Hıristiyanlar, üç büyük Hıristiyan İmparatorların komutasında toplanıp, III. Haçlı Seferini başlattılar. Kimdi bu İmparatorlar? İngiliz Kralı Arslan yürekli Rişar, Fransız Kralı Filip Ögüst, Alman Kralı Frederik Barborossa. Bunlar, Selahaddin’e gününü göstermek amacıyla yola çıktılar. Alman Kralı Frederik, Kudüs’ü göremeden Silifke çayında boğularak hayata veda etti. Kendisine, Aslan Yürekli denilen İngiliz kralı da Selahaddin’i görünce Aslanlığı kediliğe dönüştü. III. Haçlı Seferi’de olumsuz sonuçlandı. Haçlı çapulcusu, Selahaddin Eyyubi ve Müslümanlardan medeniyet öğrendiler.
Son zamanlarda Selahaddin Eyyubi’ni soyu hakkında, kimisi Türk diyor, kimisi Kürt. Size ne kardeşim Soyu. Sonuçta sapına kadar Müslüman değil mi? İslamiyet’e büyük hizmetleri olmamış mı? hem Kainatın Efendisi Hz. Muhammed (s.a.v) demiyor mu? “Arapın Aceme, Acemin Arapa hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.” Selahaddin Eyyubi, kendisi hakkında yapılan bu ırkçı düşünceleri bir bilse ne kadar üzülecektir.
Selahaddin Eyyubi, Eyyubi Devleti’inin Sultanı olduğu halde yaşayışı halkından herhangi bir insanın yaşayışı gibi geçmiştir. Mütevazidir. Ölüm sırasında emrindekilere bir emir vermiş, şöyle demelerini istemiştir: “Ey Müslümanlar, sakın ola ki gurur yapmayın, Eyyubi Sultanı Selahaddin bile iki metre kefenden başka bir şey götüremeyecektir.” Selahaddin’in emri üzerine bir mızrağın ucuna kefen bağlanıp, Kudüs sokaklarında tellallar tarafından bağırtılarak gezdirilmiştir...
bu yazı, Orta Çağ Tarihi dersimizde vize ödevi olarak hazırladığım "Selahaddin Eyyubi'nin Hayatı" adlı ödevimin önsözüdür, okuyun bakalım belki beğenirsiniz...
Yavuz Bahadıroğlu'nun ellerine sağlık, güzel bir roman...