Büyük bir merakla alıp herbir sayfanın bir diğerinde heyecan ve öğereticilik aradığım, fakat hayal kırıklığına uğradığım bir eser ile karşılaştım. Okuduğum romanların ardından oturur, o eserin bana öğrettiklerini sıcağı sıcağına mütalaa etmeyi çok severim. Ancak Kırmızı Saçlı Kadın'da bırakın didaktik bir unsurla karşılaşmayı, kafamı kurcalayan ve olağan olarak sunulan, değil Türk toplumunda, tüm insanlık özelinde anlayışla karşılanamayacak düşünce ve yaklaşımların olumsuz etkilerinden kurtulma telaşına kapıldım. Bu kadar basit olmamalı, dedim her şeyden önce. Yazarın bize sanki her gün, her insan bu yaşanmışlıklarla karşılaşıyor havasında sunmuş olduğu tesadüfler ve kader inancı, ahlaki olarak kabul edilebilecek ölçünün çok üzerinde. Bununla birlikte Cem'in olaylar karşısında takındığı soğukkanlı tavır da sanki her gün, her insanın bu tarz olaylarla karşılaşıyor düşüncesini destekler nitelikteydi ya da yazarın yüzeysel bir tutum sergileyerek eksik kaldığı bir yöndü.