füruzanın okuduğum bu ilk kitabı Türk hikayeciliğinin özellikle gönül düşürdüğü "küçük insan" temasına farklı bir bakış getiriyor. özellikle osmanlının yıkılıp cumhuriyetin kurulmasının hemen ardından değişmeye başlayan toplumsal yapının ve hayat anlayışının özellikle saray eşrafına yakın insanların yaşamlarını nasıl değiştirdiği, onların sarayın dağılmasıyla düştükleri boşluğu, geçmişe olan özlemleri, yaşadıkları toplumsal statü bunalımları, yeni kuşaklarla olan çatışmaları, babasız küçük kızlar ve gelecek için besledikleri umutlar, balkanlardan anadoluya göçe zorlanmış soylu insanlar, parasızlık, sefalet yazarın büyük bir başarıyla oluşturduğu gözlemleri ve hem son derece tutumlu hem de okura büyük keyif veren üslubuyla birleşiyor ortaya da cumhuriyet döneminin en iyi hikaye kitaplarından biri çıkıyor.