Brezilyalı yazarın okuduğum üçüncü eseri.İlki herkesçe artık malum olan Simyacı.Hala Amin Maalouf’un bir fırın ekmek gerisinde olduğunu savunduğum yazar,aynen onun gibi doğuyu ve kültürünü alıp işlediği eseri 55 dile çevrilmiş,140 ülkede satılmıştı.O rüzgarla aldığım ikinci eseri Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım ise çok kötü bir eserdi.Sanki ilki tutup alelacele ikincisi çevrilen bir film gibi.Elbette Simyacı’nın rüzgarı ile çok satmıştır ama.Bu yüzden olsa gerek,Işığın Savaşçısının Elkitabını korka korka aldım.Ama bu eserinde Simyacı’dakine benzer bir üslubu (ve konuları) tercih eden yazar,yine iyi bir iş çıkartmış.Eser,yazarın 1993-1996 yıları arasında yerel bir gazetede yazdığı makalelerden oluşuyor.Tevekkül,sabır,azim,şükür vs gibi onlarca kavramı seçtiği bir şahsın üzerinden anekdotlarda birer sayfada okura vermiş.Herkesçe malum olanları yazıya dökmüş.Zaten biz bunları biliyorduk sendromuna kapılmadan okunmalı.