Karıncanın Su İçtiği / Bir Ada Hikayesi 2 Hakkındaki Yorumlar

Harika bir seri. İnsan çok güzel vakit geçiriyor...

birinci kitabı okudum harika bir kitaptı serinin ikinci kitabına başlayacağım. ilki gibi keyifle okuyacağım bir kitap olacağına inanıyorum.

yaşar kemalden müthiş bir hikaye daha lise yıllarında okuduğum ve şimdi kütüphanemde bulunması için kitap yurdu sayesinde edindiğim muhteşem roman

Yaşar Kemal'in güzel kitaplarından sadece biri. Mübadele sonrası insanların acılarını, yokluklarını, kayıplarını, yaşama mücadelelerini çok iyi anlatmış. Okurken biraz sabretmek gerekiyor biraz yavaş ilerliyor kitap ama kapakta da yazdigi üzere bu kitap sabretmenin romanıdır.

serinin ilk kitabı olan "Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana"ya göre daha keyifle okudum ben. karakterler çok tanıdık geldi, sanki çok önceden beri tanıyormuşum gibi. okumaya değer.

yaşar kemal okumaya çok geç başladığımı düşünüyorum..lise yıllarında bır ıkı kıtabını okumuştum ancak;bir ada hikayesnde yaşar kemal'in kaleminin güçlülüğünün farkına vardım..mübadele yıllarında göç etmek zorunda kalan yaşamların trajik öyküsü bu kitap..hikaye karınca adasında geçer..adanın varlığı bilinmesede kitabı okurken bızım ege adalarının esintisi gelir sanki...okumamaış olanlara şiddetle tavsiye edilir...

Yaşar Kemal in kitapları bende masal okuyormuş hissi uyandırıyor

Yaşar Kemal'in çok akıcı ve zengin bir dil kullanımı var hakikaten herkesin okuması gerek.Fakat yanınızda bir Türkçe sözcük bulundurmanızı tavsiye ederim.O kadar hoş ikilemeler,sözcükler kullanmış ki tadından yenmiyor .Kesinlikle kelime dağarcığınız gelişecek.Bir Ada Hikayesi serisini kesinlikle öneriyorum.Alıp tekrar tekrar okunası eserler.

Oturdukları yerlerinde insanların ölümlerine, sakat kalmalarına, çok zor şartlar altında yaşamalarına neden olanların insan (!) olduklarının anlatıldığı bir roman. Bir Ada Hikayesi’nin ikinci kitabı olan bu romanda mübadele sonucu, bulundukları yerleri terk edip bir adaya gelmeye başlayan farklı meslek gruplarından insanların yaşam mücadeleleri anlatılıyor. Adaya gelen insanlardan Sarıkamış’ta bulunanların anlattıkları bölümlerdeki tasvirler oldukça acı verici. Anlatımda kısa ve hareket ifade eden cümleler, gerçekçi tasvirler, destansı anlatım kitabı severek okumanıza yardımcı oluyor. Yaşar Kemal bu adaya gelmekte olan insanları anlatırken bazı gerçekleri de gözler önüne sermekte. Romana bu açılardan bakınca oldukça başarılı buluyorum.

ada kültürüne hayran bir insan olarak bu kitaba bayıldım. gerçekte karınca adası diye bir ada yok ama anlatılanlardan yola çıkarak anlatılan yerin bozcaada olduğunu tahmin etmek ve o anları yaşamak insana ayrı bir haz veriyor. bu romanı alın ve poyraz musa'ya komşu olun

bu kitabı 2 günde bitirdim kesinlikle tavsiye ediyorum

İkinci kitaptaki kurgu da birinci kitap kadar güçlü. Karakterler çok ilginç ve yanımızda gibiler. Ancak yazar betimleme yaparken -ki betimlemelerini de çok beğeniyorum- zaman zaman gereksiz bulduğum tekrarlar yapmış. Buna rağmen tat veren, okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum..

Yaşar Kemalin ikinci defa okuyorum.Ve beni derinden etkilemeye devam ediyor.En çok da kurgusu hoşuma gidiyor.Farklı bir yazı stili var.Bu seriyi okumanızı tavsiye ederim

Ben bu dörtlüyü bir seferde alıp okumak istediğimden olaylar çok hızlı gelişti.Peş peşe oluyor her şey.Adaya başka arta kalan insanlar geliyor.zenginlik hayalleri burada da bitmiyor tabii ki.İnsanoğlunun gözü doymuyor.bir yandan da yeni bir aşkın filizlendiğini görüyoruz kitapta.Umut olmadan olmazmış; bu kitapta daha iyi anlıyoruz bunu.yaşar kemal'in eşsiz anlatımıyla geleneksek,epik ögeler ön planda.

adaya yeni misafirler geliyor. hele içlerinde bir nişancı veli var ki hani derler ya avcunun içi gibi biliyor denizi.kayalıklardan balıkların yerini şıp diye buluveriyor sallıyor oltasını tüm adaya balık ziyafeti çekiyor, onun derdi de büyük oğulları gitmişler çarpışmaya dönmemişler,haber de yok,karısı da oğullarını aramaya düşmüş nişancı velinin yarası büyük yani. zehra var poyrazla gönülleri kayar birbirlerine,sonlarının ne olacağı belirsiz ama severler birbirlerini.. daha nice karakterler yaşar kemal anlatımıyla çok tatlı gidiyor.serinin bütün kitapları tavsiye edilir. karınca adasında deniz öyle durgun öyle durgundu ki karıncalar su içerdi.

yaşar kemal edebiyatımızın büyük çınarı.İnce memed den sonra en güzel romanlarından biri bence bu ada hikayesi. herkesin kendinden birşeyler bulacağını düşünüyorum. yaşar kemal bir ütopya yaratmış bu üçlemede. sevgiye emeğe tüm farklılıklarımıza rağmen hep beraber kardeşçe yaşayabileceğimiz güzel bir dünya. mutlaka okuyun...

Büyük ve özverili bir çalışmanın ürünü olan Fırtat Suyu Kan Akıyor Baksana, Yaşar Kemal'in romancılığının en önemli eserlerinden biri. Savaşlardan,kırımlardan,yıkımlardan çıkmış insanların ü
topik bir gelecekte birleşme umutlarının canlı,sıcak ve umut verici hikayesi. Yaşar Kemal gibi bir ustayla aynı çağı paylaşmak bile onur verici.

Bu kitapta Ada iyice kalabaliklaşıyor. Küçük bir Türkiye portresi gibi Anadolu'nun her bir yanından insanlar yerleşerek, adaya hayat veriyor. Tabii Yaşar Kemal kitaplarının olmazsa olmazı, emeği sömüren, sermayenin kulu olan insanlar da yavaş yavaş ses oluyor. Uzun uzun anlatmaya gerek yok, okuyun, okutun...

Sanki romanın içindeymişsiniz gibi yaşıyorsunuz adeta sayfalarda. Yıllar geçse de unutulmayacak bir eser.

Serinin ilk kitabını okurken sonlara doğru biraz sıkılmıştım.Bu kitaba başlarken tedirgin oldum ama hiç öyle olmadı o kadar akıcı o kadar gerçekçi bir anlatımı var

çok kaliteli bir seri.çok beğenerek okudum.karınca adası nı internetten araştırtacak kadar güzel bir anlatım.imkanım olsa ilk fırsatta gidip görmeyi düşündüğüm bir yer.

"Bir Ada Hikayesi" serisinin ikinci kitabını da okumuş olmanın mutluluğu içindeyim.
İlk kitap #fıratsuyukanakıyorbaksana da mübadele sonrası boşalan #karıncaadası nın hikayesini oranın halkı Rumların gözünden okumuştuk.
İkinci kitapta eksikler tamamlandı, yap boz yapıldı. #karıncaadası dolmaya başladı. Bu kez mübadele değiş tokuşunun diğer tarafı olan Anadolu insanının ağzından okuduk.
Adaya yerleşen ailelerin hikayesi yürek burkan hikayeleri o adada can buldu, birbirlerine umut oldu, yaren oldu.
Kocası, oğulları savaşa gidip dönmeyen analar, açlıktan ölmek üzere olan aileler, sevdalılar hepsi adada birbirine tutunup yeni bir hayat kurmaya çalıştı.
Yaşar Kemal anlatınca tabii muhteşem bir renk, duygu yaşıyor okurken insan, dağın, denizin, yeşilin, insanın rengarenk mozaiği gözünde canlanıyor.
Kesinlikle tavsiyemdir.

Bu seriyi okumak istiyorum

sabretmenin baş yapıtı

Serinin 2. kitabıydı şimdi heyecanla 3. kitaba basliyrim

ilk kitaptan daha sürükleyiciydi. savaşın getirdiği üzüntüler yıkım insan üzerindeki etkileri o kadar güzel anlatılmış ki. insanların yaşadıkları çok acı. yaşar kemal insanların yaşadıklarını çok güzel anlatmış. hele ada o kadar güzel tasvir edilmiş ki. insanın gidip o ada da ada insanları ile birlikte yaşayası geliyor.
ben çok beğendim kesinlikle okunması gereken bir kitap. 3. kitabı iple çekiyorum.

İlk kitapta mübadele sonrası boşaltılmış olan adaya Poyraz, Vasili ve Lena yerleşmişti. İkinci kitap olan Karıncanın Su İçtiğinde ise bir sürü yeni karakter katıldı. Yeni katılan karakterlerin başlarından geçenler, göç edenlerin yaşadıkları zorluklar, muhtelif savaşlardan bir şekilde kurtulup gelenlerin çektikleri, kadınların, çocukların yaşadıkları, yüreğe dokunur cinsten. Gerekli odaklanmayı sağlayıp okunduğu takdirde içine çeken ve bırakmayan bir kitap. Okurken balık yeme isteği uyandırıyor bende bu kitap. Ege'de geçtiği ve sıklıkla balık yendiği için muhtemelen. Kitabın en büyük rutinlerinden birisi buydu zaten. Balık tutuluyor, közlere seriliyor, deniz tadı ala ala yeniyor piştikten sonra. Bir denizsever, bir balıksever olarak ağzımın suyu akıyor okurken. Kitaba dair kendimce tek eleştirim çok uzun olması. O tasvirler, hikayeleştirmeler, betimlememler bir türlü bitmiyor.

Başka bir zamandan ve mekandan yazılmış ada öyküsü.

Poyraz Musa serinin ikinci kitabında yalnız değil. Anadolu ve hatta Rumeli'nin türlü türlü insanları ile birlikte. İnsanca yaşama arzusu içinde...

ne çok insan ne çok dram bu ada masum kalamayacak bu gidişle. yazın çıkıp arayacağım bu adayı ege denizinde şu an nasıl bir yer meraktan ölüyorum.

Serinin tamamı okunmalı muhteşem bir hikaye ama tabii ki yaşar kemal farkıyla

Karınca adası dolmaya başlıyor.sabır ve umutla hayata geri dönüyor savaştan çıkanlar

Yaşar Kemal'in dört seriden oluşan "Ada Hikayesi" ikinci cildi hakikaten mükemmel bir kitap.Ben dört cildi de okudum.Sadece son ciltte diğerleri kadar keyif almadım.Ancak;ilk üç cilt Yaşar Kemal sevenleri için kaçırılmayacak bir fırsat...

Poyraz Musa, vasili ve onlarca diğer karakteri içinde barındıran bu roman insanı uzaklara alıp götürüp savaş yıllarını mübadeleye uğramış insanların çilesini öyle bi anlatıyor ki sanki romanı okumuyoruz da o adada yaşıyoruz hissi uyandırıyor...

Okuduğum en güzel yaşar kemal kitabı... serinin de en güzel kitabı.

Her kitabı ayrı bir destan. Serinin tamamı da muazzam.

Savaş herkesi öldürür. Kimini gönderir öbür dünyaya; kimini bırakır bu tarafta. Bir mavi kuşun peşine düşer kalanlar, hissetmek için yaşadıklarını bir daha. Benim için serinin en güzel kitabıydı. Savaşı, yoksulluğu, aşkı, yurtsuzluğu çok güzel çok acı anlatıyor.

Yaşar KEMAL bir sefer okununca insanda alışkanlık haline gelen, okuyucuyu kitabın içine alan sonuna kadar da bırakmayan bir yazar. Bir ada hikayesinin ikinci kitabında da adaya yerleşenleri, çektikleri sıkıntıları, geçmişlerini, korkularını , sevinçlerini Yaşar KEMAL'in müthiş anlatımıyla okumak gerçekten çok zevkli.

Serinin 2. kitabı da birincisi gibi mükemmel. Yaşar Kemal'i okumak için neden bu kadar bekledim anlamıyorum. Betimlemeler sıkıcı gelirken artık zevkli geliyor. Çok fazla karakter olmasına rağmen akılda kalıyor. Keyifle okuyacaksınız.

Yaşar Kemal'in "Bir Ada Hikayesi" nehir romanının bu ikinci kitabı da aynı sürükleyicilik ve duru anlatımla yazılmış.Zevkle ve bir solukta okunacak bir eser...

serinin ilk kitabına göre daha akıcı betimlemenin daha az olduğu ve yavaş yavaş adaya insanların gelmesiyle romanın hareketlilik ve heyecan kazanmaya başladı.romanda Zehra ve Poyrazın aşk hikayesi de çok güzel okura aktarılmıştır.ayrıca adaya gelen her bireyin ayrı ayrı kendine has özellikleri olduğundan o kadar sıkıntılı hayatlar yaşamış olmalarına rağmen ada hayatına hayran olmamak elde değil. kitabı büyük hevesle herkes okuyacaktır.

Poyraz Musa yla birlikte denize hayran olduğum her fırsatta canımın balık çektiği harika bir kitap

Bugün Türkiye'de sanal bir ırk farkı yaratma çabası içersinde olanlar, bizi biz yapan değerlerle bir bütün göremeyenlerin tamamının okuması gereken br kitap olarak görüyorum.

Kitabı ne zaman düşünsem hala burnuma tıpkı romandaki gibi bir kahve kokusu geliyor. Yaşar Kemal'in anlatım dili o kadar zengin ki, birebir yaşıyorsunuz herşeyi. Uzun betimlemeleri kezinlikle sıkmıyo sizi aksine keyif alıyorsunuz. Serinin üçüncğ kitabını okumak için can atıyorum.

Akdeniz'i, Ege'yi anlattığı sayfalar mükemmel. Özellikle ilk başındaki doğa tasviri o kadar canlı ki, kitabı daha dün okumuş gibi net hatırlıyorum. Yaşar Kemal'in dehası burada.

Ancak araya giren donmuş asker senaryosu, hikayenin bütünlüğünü ve büyüsünü bozan anılar olmuş bana göre. Tamamen farklı bir doğadan, kültürden bahsediyorken birden bire bu konuya atlamasını anlamlandıramamıştım.

Yaşar Kemal için "betimleme ustası" dense yeridir. Mükemmel doğa anlatımları ve karakter tahlilleri ile romanı kurgulayan yazar, serinin bu ikinci kitabında adaya yerleşenlerin geçmişlerini ve geleceklerini irdeliyor. Başkarakter Poyraz Musa ve onun etrafında dönen kişiler, fırsatçı Kavlak Remzi, Poyrazın sevdalanmaya başladığı Zehra, Lena Ana, Melek Hatun, Kadri Kaptan, Nişancı Veli, Uso gibi karakterler bizim günlük hayattan tanıyabileceğimiz insanlar. Mübadelenin hem Rumlar hem de Türkler üzerindeki etkilerini de sorguluyor yazar. Mükemmel bir kitap. İnce Memedle kıyaslamayacağım, çünkü her ikisi de farklı konular. Önemli olan burada yazarlık yeteneği. Bunu da her romanında görüyoruz Yaşar Kemal'in.

Bir söz vardır; bir ülke ya yıkılırken, ya da yapılırken bazı insanlar zenginleşir. Romanda da Osmanlı yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti yapılırken zenginleşen Kavlak Remzi karakteri dikkat çekiyor. Bunula birlikte Poyraz Musa ve Zeynep arasında aşk filizleniyor. Genel olarak birinci kitabın akıcılığını burada bulamadım. Araya destanlar girmiş hepsi de kendi içerisinde güzel ama romanın genelinde kopukluk çok fazla. İnce Memed dörtlüsü gibi bir Yaşar Kemal romanı arıyorum ama o lezzeti hala bulamadım...

Kesinlikle muhtesem bir kitap. Kendizi Ada’nin bir sakini olarak hissediyorsunuz ve sanki tüm Roman kahramanlarini sahsen taniyorsunuz. Büyük Usta serinin dördüncü kitabini bitirmeden siz ilk ücünü okumayi bitirin bir an önce.

bende adam yayınlardan çıkan kitap var. fakat satışı tükendiği için olsa gerek yorum yapamadım orada. buradan diyelim: ilk kitabını hâlâ okuyamadım, ilk fırsatı kolluyorum. ikinci kitaptan tesadüfen başladım, zararı olduğunu sanmam. ilk başta, sanki psikoloğa gitmişim de bana sakin idyarların hayalini kurduruyormuş gibi geldi. hani filmlerde vardır ya; "... sakinleşin, çarşaf gibi bir deniz hayal edin, hava güneşli, rahatlayın, rahatlayın..." gibi. öyleydi, fakat sonra iş değişti. gözümün önünde hâlâ poyraz'ın kabusları dolanıyor. üstelik savaştan sonraki yıkımı, yalnızca bizim yani türklerin açısından değil, diğer azınlıkların açısından da ele almış olması ben de yaşar kemal'e derin bir sevgi büyüttü. zira bizim buna ihtiyacımız vardı. yaşar kemal'in, okuduğum ilk kitabıydı. bütün eserlerini okuyacağım bir yazar oldu gözümde. mutlaka.. mutlaka diyeyim siz anlayın gersini.

Gerçekten olağanüstü sürükleyici bir kitap! İnsana duygu fırtınaları yaşatıyor. Serinin 3 kitabını da bir solukta okuyabilirsiniz.