Malafa Hakkındaki Yorumlar

Oldukça özgün bir dili ve anlatımı var. Tek solukta okunabilen, akıcı bir kitap. Günday'ın tüm kitaplarını öneririm.

malafa okuduğum ilk hakan günday kitabıdır ve bence şahane bir kitap.... hemen arkasından Zargana'ya başladım ve daha ilk sayfalarda etkilendim. Hakan Günday çok iyisin ve başarılısın...

İlk başta bir sürü argo söz karşınıza çıkıyor ve hızınızı kesiyor fakat sonra alışıyorsunuz, romanın tam da o argo sözlerle anlatılması gerektiğini anlıyorsunuz. Hakan Günday bu romanında turizm sektörünün iç yüzünü sansürsüz ele almış. Vuruculuğunu arttırmak için de bazı anlatımları tekrar ettirmiş. En etkileyici romanlarından biri ama yine de ilk kez Hakan Günday okuyacaksanız bu romanından başlamayın.

Diğer kitaplarının yanında oldukça sönük kaldığı söylense de Hakan Günday'ın okuduğum ilk kitabı olduğu için belki de, gayet sürükleyici gelmiştir. Bu yüzden Hakan Günday'a bu kitaptan başlamak, diğer kitapları için beklentileri aşırı yükseltmemek adına doğru bir seçim olur gibi gözüküyor.

PİÇ KADAR ZEVK VERMEDİ NE YAZIKKI OKUDUGUM BUTUN KITAPLARININ ICINDE EN SIKICISIYDI DIYEBILIRIM

Severek okduğum bir yazarın severek okuduğum bir eseri , tavsiye edilecek en iyi yazarlardan bir tanesi

Hakan Günday'ın en kötü kitabı diyebilirim, sebebi ise çok sıradan oluşu. Ama sırf bu kitaba bakarak Hakan Günday'ın diğer kitaplarını okumamak gibi bir yanılgıya düşmeyin. Özellikle "Kinyas ve Kayra" için diyebileceğim tek şey "Mükemmel kelimesi sönük kalır". Ardındanda zargana kitabı, tavsiyem.

kullanılan jargon nedeniyle başta adapte olmanız zor olsa da yine bir günde bitirilecek şekilde akıcı yazılmış bir kitap. H.G. Tarzının tamamen dışında olmasa da diğer kitaplardan farklı bir hava var. Hikaye tarzında çok fazla uzatmadan sonunda çok şaşırtmayacak ama okuduktan sonra keşke okumasaydım dedirtmeyecek kitaptır. diğer kitaplarını okuduysanız bunu da alın.

hakan günday'ın bu kitapla, gayet bilinçli olarak yeni bir dil yarattığına şahit oluyorum. yeni bir şeylere ihtiyaç vardı. bu sözcükler topaz'la, kozan'la, malafayla sınırlı kalmaz umarım.

benim de okuduğum ilk hakan günday romanı idi.nasıl bitirdiğimi anlayamadım bile çok güzel ve akıcı bir dili var özellikle sokağı ve onun jargonunu sevenlerin zevkle okuyacağı bir kitap.

Benimde zamanında çalıştığım bir sektörü, kelimesi kelimesine birebir anlatan bir kitap. Özellikle eğer turizm sektöründe çalışıyorsanız sizi çok eğlendirecek eğer turizmi tanımak istiyorsanız da size en yalın haliyle gösterecektir.

Hakan Günday'ın Ziyan hariç tüm kitaplarını okudum.Malafa'nın yerini diğerlerinden ayrı görüyorum.Kinyas ve Kayra'da,Piç'te olduğu gibi nihilizim üzerinde kurulmamış bir kitap.Günday bizlere tezgahtan,turistlerden,insanların gerçek yüzlerinden bahsediyor.Bunları yaşamla ve siyasetle de ilişkilendirerek çok zengin bir hazine sunuyor.İyi bir kurgu,hemen okunan bir kitap ve yine altını çizeceğiniz bir dolu sayfa...

Çoğu "best-seller" denen kitaba taş çıkartacak bir kurgu. Günday'ın daha önce Kinyas ve Kayra'sını da okumuştum ve çok hoşuma gitmişti, açıkcası ondna sonra bu kitaptan çok da beklenti içinde değildim ama sağlam bir kurgu ve güzel anlatımıyla beni haksız çıkardı. Kesinlikle tavsiye ederim.

orjinal bir hakan günday kitabı daha..
bilinen veya bilinmeyen olaylar çarpıcı ve akıcı şekilde aktarılmış yine vurucu cümleler mevcut
bir kinyas ve kayra mı ? asla ama yine de güzel.

yine güzel bir hakan günday kitabı.

antalya'da bir grup turistin bir acenta vasıtasıyla girdikleri topaz isimli kuyumcudaki birkaç saatini anlatır. bu sırada, turistler ve tezgahtarlar üzerine muhteşem çıkarımlar yapar.

bir ustanın çırak tezgahtara öğütü ise bence dillere destan:
"evladım herşey hayırla başlar. müşteri hayır der, ben hayırdır derim."

hayat bir tezgah ve önemli olan tezgahın ne tarafında durduğun. bu kitap tezgahın arkasında duranların kitabı.

Argo kelimele ilk başlarda okuyucuyu bunaltıyor. Ne dediğini anlamıyorsunuz yazarın. Ancak sayfalar ilerledikçe yazılanlar dah abir anlaşılır hal alıyor. Konu oldukça ilginç. Anlatımı merak uyandırıcı ve üslubu çok değişik. Diğer kitaplarını okumadığım için yazarın diğer kitaplarıyla karşılaştırıp iyi yada kötüydü diyemiyeceğim. Ama bana kalırsa iyi bir kitap olmuş, okuduğumda keyif aldığımı söyleyebilirim...

turizm bacasız sanayi ama keşke bacası olsaymış da havayı kirletseymiş insanları değil dedirten bir hakan günday romanı. uyuşturucu, kaybolmuş, kimliksiz hayatlar, tezgah ve tezgahtarlığın anlamı. tezgaha kurban gidenlerin anlamadığı bir j(argo)n ve bu dili çözmeye çalışmanın verdiği keyif.( anthony burgess in a clockwork orange ını okuyanlar anlarlar). topaz jewellery mikrokosmosunda sisteme karşı bir tepki ve tek derdi geçmişi unutmak, bu amaçta uyuşturucu tedarik etmek, cinsel açlığını gidermek isteyen özünden uzaklaşmış yozlaşmış insanların hayatları anlatılıyor.