Hocama demiştim ki;
"Hocam, Ses ve Öfke mi yoksa Siddhartha mı, sırada bu ikisi var?" "Siddhartha" demişti, "Ses ve Öfke'ye hazır değilsin." Sinirlenmiştim, neyini anlamayacaktım ki?! Ses ve Öfke'yi okudum tabi. Kitap zor bitti! Hiçbir şey anlamadım... Sandım! Kitap bittikten sonra anladım ki, çok güzelmiş. Neredeyse her bir gün hafızamda beliriyordu herhangi bir ova, çayır, sokak, çocuk ya da bir çocuğun kaçamak, bilinçsiz ve araştıran bakışı...
Böyle bir yer yok mesela ama Faulkner kafasında bir dünya kurmuş. Hemen, "Her yazar bir dünya kurar yazdığında" demeyin, bir mekan, kasaba vs ne derseniz, fiziken dünyada olmayan, ismi cismi olan bir coğrafi bölge kurmuştur yani!
Bilinç Akışı, zaman mekan algısı ya da bunlar birbirine girmiş... Böyle şeyler duydunuzsa eğer, en güzel örneklerinden biri de işte bu kitaptır.
Kafa karışıklığına hazır olun. Zaten kafanız karışık değilse bu zamanda, asıl buna hazır değilmişsiniz!