Son söyleyeceğimi ilk önce söyleyeyim: Dünyanın en iyi romanlarından biridir. Aynı zamanda bir romanın içine koskoca bir dünya sığar mı sorusunun cevabı niteliğinde bir eserdir. İçinde aşkı, azmi, hırsı, sınıflar arası çatışmayı, yoksulluğu, Darwin'i, Nietzsche'yi ve tabii ki Spencer'i barındırır. Değişimi ve gelişimi ilmek ilmek işlenmiş bir başkarakteri vardır. Gayet akıcı ve sürükleyici bir dili vardır öyle ki akşam uyurken de sabah uyanırken de kafamda hep Martin Eden vardı. Jack London gerçekten bütün övgüleri ve büyük bir saygıyı hak ediyor.