Alice, tavşanın ardından bir deliğe girer ve Harikalar Diyarı'na düşer. Peki nedir bu diyar? Bence hayal dünyasıdır. Oraya düşüşü hayli uzun sürer, yani epey derine iner. Yolda duvarların, kitaplarla kaplı olduğunu görür, yani kitaplar hayalleri besliyor ve daha derine gittiğimiz yolda bize eşlik ediyor. Peki aşağıda neler oluyor? Alice'in aklından geçen her şeyin gerçekleştiğini görüyoruz. Örneğin bir bebeğin domuza dönüşeceğini düşünmeye başladıktan hemen sonra bebek domuza dönüşür. Buradaki mesaj, hayalgücünün sınırlarının olmadığıdır. Bir de gerçekliği, misal büyüyen ya da küçülen boyuyla birlikte hayvanlar karşısındaki büyüklüğü yahut küçüklüğü, değişmektedir. Öyleyse bu masal çocuklara hayal kurmanın özgürleştirdiğini anlatır, diyebiliriz. Bir de Alice büyüdüğünde etrafında olanları yadırgarken, küçüldüğünde daha olağan karşılıyor. Yani yetişkinler ve çocuklar arasındaki fark vurgulanıyor sanki.