Kırmızı Pazartesi Hakkındaki Yorumlar

çok güzel bir kitap.çok beğendim.bi solukta okudum diyebilirim.beni içine çeken bir romandı.genelde gece sessizliğinde kitap okuduğum için üç gecede bitirdim bu kitabı.gayet akıcı ve heyecanlıydı.okuduğun bir cümleyi o anda anlayamayabilirsin ama takip eden birkaç sayfada taşlar yerine oturuyor.gerçek bir hikaye olduğu için ayrıca ilgimi çekti.

Bir sevdiğinizi korumak isterken onun ölümüne sebep olduğunuzu düşünebiliyor musunuz, yok yere öldürüldüğüzü ya da öldüğünüzü. Okuduğum en etkileyici hikayelerden biri. Etkisinden yıllarca kurtulamayacağınız bence Marquez'in en güzel eseri. Aldığı tüm ödülleri sonuna kadar haketmiş bir roman.

incecik, çabuk bitecek diye üzen, süper kurgulu ve sadece 1 günü anlatan okunması gereken g.g.marquez kitabıdır kendisi...

1982 Nobel Edebiyat Ödülü´ne layık görülen roman Gabriel Gárcia Márquez´in harikalarından biri.Kırmızı Pazartesi Kolombiya´da bir ilçede işlenen bir cinayeti anlatıyor ki, Kolombiyalı yazarımız da romanda geçen cinayetin gerçek hayattaki tanıklarından biri olduğunu söylüyor .

Kırmızı Pazartesi sürükleyici ve güzel bir kitaptı.Bir cinayetin işleneceği bu kadar bariz bir şekilde lanselenmesine rağmen diğerlerinin buna inanmamasının sonuçlarını okuduk. Teşekkürler

toplumsal bir yargının, ya da yargısız infazın ondan daha da önemlisi pişmanlığın kitabını yazmış marquez. her ne kadar kitabında yüzyıllık yalnızlığa atıfta bulunsa da orada ensest ilişkileri dahi rahatlıkla yaşayan toplumu kurgulayıp burada namus cinayetini anlatıyor olması toplumsal farklılıkları net bir şekilde ortaya çıkarıyor.

aslında çok ilginç bi kitaptı.en sonda olan şeyler en başta verildiği için sıkıcı gelebilir.ama gerçekten de çok ilginçti.başta anlamakta biraz zorlandım.ama dediğim gibi kitap sonuçtan başlıyo.bütün kasabanın cinayetin olacağını bilip de kimsenin gidip de Nasar'ı uyarmaması ilginç bi olay.ayrıca bu tür töre cinayetlerinin sadece Türkiye'de olmadığını gösteren otantik bi kitaptı.ben beğendim.

Roman bir genç kızın evlendirilmesi ve sonrasında gelişen olaylarla ilgili.Eski erkek arkadaşının infaz dilmesine karar verilmesi ve tüm kasabanın bunu biliyor olması fakat infaz edilecek kişinin bunu bilmiyor oluşu romanı ilginçleştiriyor. Çok sürükleyici olmasada okunması gerekli...

Garcia Marquez benim en sevdiğim yazardı. Üslubu, Anlattığı konu, akıcılık her şey çok iyidir. Bu kitapta bize çok yabancı gelmeyen bir konuyu anlatıyor. Namus ve namus bekçilerini. Marquez'in bütün kitapları mutlaka okunmalı...

Marquez içinize işler ve bir daha asla çıkmaz! Tüm kitaplarını okumanız gerekir. Kırmızı Pazartesi'yi atlamak olmaz! Latin kültürünün sıcaklığına dalın...

Yazar, bize daha kitabı okumaya başlamadan önce ne olacağını söylüyor.Kitabın sonunda olacakları bilmenize rağmen hiç sıkılmadan okuyabiliyorsunuz.Yazar olayları anlatırken sürekli geriye dönüyor ve olayları büyük bir başarıyla birbirine bağlıyor. Kitap, çok akıcı bir uslüple yazılmış.Okumak isteyen arkadaşlara şiddetle tavsiye ederim.

marguaz gerçekten çok farkıl bir yazar.olayları ele alışı ve sunuşu ezber bozan cinsten.bu nedenle bu kitabıda bunu doğrulamakta.
kitabın sizi sürüklesi kaçınlımaz cinayetin işlenecegini herkesin bildigi haldde cinayet işleniveriyor.
okumanızı tavsiye ederim.

İlginç hem de çok ilginç...Okumaya başladığımda yer yer sinir olduğum zamanlar oldu. O bölgedeki tüm halkın cinayetten haberi olduğunu biliyorsunuz, katili biliyorsunuz, kurbanı biliyorsunuz...Nasıl olurda kitabın sonuna kadar hiçbirşey olmadan cinayeti işleyebilirler diyorsunuz. Ama oluyor. Hem de yazarın başında dediği gibi. Ama yinede çok güzel. Ne de olsa bizler değilmiyiz ki sonunu bildiğimiz filmleri bile tekrar tekrar aynı heyecanla izleyen...

Yazar bu kitabı için en iyi kitabım şeklinde bahsediyor.Kitap tamamen yazarın kendisinin de şahit olduğu bir köy cinayetini anlatıyor.Bütün kasabalının bildiği fakat sadece öldürülen kişinin haberi olmayan bir cinayet.İşte bunu yazar demese de kaderden kaçılmaz dedirtiyor insana.Bunca çabaya rağmen öleceğini öğrenemeyen birinin hikayesi anlatılıyor.Ben kitap biterken öğrenirim sanmıştım ama bazı sırların perdesi bir türlü aralanmadı.Belki de okuyucunun yorumuna bıraktı.Veya yazar da bilmiyordu...

farklı insanların kaderlerini bir noktada bu kadar ustaca birleştirmek ve kesiştirmek herhalde büyük yazarların ustalığını gösterir.hayatları bu kadar iç içe geçip ayrı yerlerde hayatlarını yaşıyan insanlarla sanki bir arada yşadım sanki o ortamda bulundum..Çok etkileyici bi kitap.

marquez'in rus biçimçiliğini en iyi bir şekilde kullandığı romanı kırmızı pazartesi..zihnin metin üzerine dayattığı anlam ve kalıp olgularını esnekleştiren bazen yok eden, tabiri caizse romanı yuvarlaklaştıran bir eser..bu kitap evrensel değerleri işleyen bir roman olabilir, ilk okuyuşta kendini teslim etmeyen karmaşık bir roman olabilir, okuyanları kendisine hayran bırakıp 'işte roman budur!' dedirtebilir ama bu kitap bunların üzerinde...bu kitap bir sosyoloji..bir teslimiyetin paranoması..kader çizgisinde yürümeye zorlanan sarhoş insanın yalpalamalarına atıf yapan bir köşe kaçkını..tepki gibi ama sade ve uysal..

Kitabı bir gece sabaha kadar okudum ve kaldım...O kadar dahil oldum ki hikayeye hareket dahi edemedim.Hemen sonra 3 kez daha okudum ve şimdi kim roman nasıl olmalı derse "Bu kitabı oku görürsün" diyorum.

Türk insanının bu romanı bu kadar sevmesinin bir nedeni de, Türkiye'nin gerçeklerinden birini hikaye ediyor olması bence. Olaylar çok tanıdık. Yaklaşan faciayı herkesin bilmesine rağmen, hiç kimsenin engellemek için kılını kıpırdatmaması ve bunu da "töre" ile açıkladıklarını düşünmeleri insanın kanını donduruyor. Çok uzun paragraflar, upuzun cümleler ve muhteşem üslubuyla tipik bir Marquez kitabı. Büyük tat veriyor.

kitabın bize binlerce kilometre uzaklardan yazılmasına karşın bizimle ortak bir çok özelliği taşıması bilmem tesadüf müdür? bu kitap bize bir şey daha anlatıyor ki ;
dünyadaki sınırlar artık kalkmaya başlamıştır. çünkü kitapta anlatılan olaylar bizim ülkemizde de hergün yaşanan olayların bir benzeridir.
bu kitabın bir çok ödül alması da kitabın başarısını perçinlemiştir.

İlginç bir cinayet öyküsü...Ölümün üzerine yürüyen bir adam...Marguez'in büyülü gerçekçiliğiyle çizilen bir Güney Amerika kasabasında bir günde yaşananlar dünya edebiyatında Marquez'in kalemiyle ölümsüzleşiyor.Beyaz kolalı gömleği ile Santiago Navar'ı unutamayacaksınız.Salık veririm.

G.G.Marquez çok faklı bir tarza sahip bir yazar.Yazdığı kitapların kapağına bakmadan bile bu kitabı kim yazdı sorusuna çok rahat yanıt vere bilirsiniz.Olayları sondan başadoğru öyle bir ustalıkla anlatıyor ki hayran kalmamak mümkün değil.bu kitabında da pisi pisine öldürülen ve öldürüleceği herkes tarafından bilinmesine rağmen hiç kimsenin bunun önüne geçememesini yani kaderin önüne kimsenin gecemiyeceği mesajını oldukça güzel anlatmış.Herkese tavsiye ederim.

Bu kitapta görülen vahşilik,acımasızlıkve anlayışsızlık insanı üzüp,karakterlere müdahale etme isteği doğursa da,bazı olayların şaşırtıcılığı hatta komikliği birbirlerini dengelemelerine yardımcı oluyor.Ayrıca ecel zamanı bilinse dekimsenin kurtarma çabası içinde olmadığı bizlere bu bilinmez ölümsüzlükler dünyasında ne kadar çaresiz olduğumuzu gösteriyor.Ve çoğu yerde de olduğu gibi törelerin ,geleneklerin insan hayatlarına verdikleri yön yine gözler önünde..

Bu kitap nasıl ödül almış ve yazar bu kitap için nasıl "En iyi kitabım?"diyor?Açıkçası anlayadım.Polisiye roman tarzında;ama cinayetin kim tarafından işlendiği başta veriliyor.Kitabın sonuna kadar cinayetin niye,nasıl gerçekleştiği bütün detaylarıyla anlatılıyor.Açıkçası iç karartan ve pek de özelliği olmayan bir kitap bana göre.Çok çabuk bitirilen bir kitap;ama bitirdiğinizde "Bu mu mükemmel denilen kitap?"diyorsunuz.Pek tavsiye etmiyorum.

Haritasına acı düşmüş toplumlarda sanat yüksek değerlerle konuyor ortaya.Acısı olmayanın sanatı olmaz gerçeğini ısrarla vuruyor zihnimize bu gerçek.Güney Amerikalı yazar ve şairleri coğrafyalarından kaptıkları acılarıyla tanırız.
Garcia, kültürler üstü bir temayla (bekaretin giderilmesi) yaklaşıyor silaha. Sıradan bir anlayış değil elbette. Kırmızı öğesine yüklenen anlam, birincisine dayalı (bekaret).Salt öldürme değil kırmızının taşıdığı anlam.Bir gün içinde olup bitmesi, her iki kırmızının aynı güne sığması, pazartesiyi kırmızı olarak tablolaştırıyor.