İlk Yılların Ekmeği Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
İlk Yılların Ekmeği
Böll, Hitler'in gençlik birliğine katılmayıp Wehrmacht'a zorla alınınca Romanya senin, Fransa benim, savaşmak zorunda kalır ve dört kez yaralanır, ardından Amerikalılarca 1945'te esir alınır ve esir kampına götürülür, serbest bırakılır. Savaştan önce işi kitap satmaktır, ardından Universitat zu Köln'de Almanca falan bir şeyler okur. Savaşın bok ettiği psikolojisiyle 30 yaşından itibaren ilk öykülerini kaleme alır. Haliyle savaş vardır yazılarında. Tutunmak, yaşayabilmek, acıları bir şekilde geride bırakmaya çalışmak.
İlk Yılların Ekmeği'nde doğrulmaya çalışan 23 yaşında bir genç var. Çamaşır makinesi tamircisi, iyi kötü kazanıyor ama çalışma şartları ağır. Evinden ayrılmış, ailesiyle -daha doğrusu babasıyla- irtibatı koparmamış, yaşamaya çalışan genç bir adam. İşleri yolunda, arabası da var ama yaşam şartları zor. Çıraklar yurdunda eğitim görüp teknisyen gibi bir şey oluyor işte. İnce, zayıf.

Üç bölümden oluşuyor roman, ilk bölümde babadan bir telgraf geliyor. Bir zamanlar gencin öğretmeni olan Muller, Pedagoji Akademisi'nde okuması için kızı Hedwig'i gencin yaşadığı yere gönderiyor. Gencin adının geçtiğini hatırlamıyorum, genç diyeceğim. Genç ev tutmak üzere görevlendiriliyor. Babası da öğretmen, dolayısıyla babayla Muller arkadaş. Yapmam dese olmaz yani. Telgrafın ardından makineleri tamir etmek üzere evlere gidiyor genç, bu sırada geçmişi, ailesiyle yaşadığı yıllara flashback'ler yoluyla göz atıyoruz.

Romanın ana izleği yoksulluktan ziyade açlık. Alttan alta, derin bir açlık mücadelesi var.

"Orada, aynadaki yüzüme bakıp yüksek sesle: 'Hayvanlar gibi yiyebileceğim bir şey istiyorum...' diyordum." (s. 25)

Şu daha vahim. Genç, babasına yaptığı seyrek ziyaretlerden birinde:

"Ona açlığımdan söz açınca -sık sık sözünü etmezdim bunun ama, bazan ağzımdan kaçardı-, bir koşu mutfağa gider, yenecek ne bulursa kapıp getirirdi: Elma, ekmek, margarin, bazan da mutfakta dikilir, bana kızarmış patates yapmak için tavaya patates dilerdi. Bir seferinde elinde bir baş kırmızı lâhana ile mutfaktan çaresiz çıkıp gelmiş: 'Bula bula bunu buldum,' demişti, 'galiba salata yapılır bundan...'" (s. 25)

Anne ölmek üzere, gençle babası hastane odasında. Yandaki yatakta bir kadın yatıyor, annenin oğlu için sakladığı yiyeceklere göz dikmiş, kapsa yiyecek. Neyse, kadın ölüyor ve eşi gelip eşyaları topluyor. Bir gece önce et konservesi getirmiş ama bulamıyor onu, kadın da konserve geldikten kısa bir süre sonra öldüğü için adam kadının yediğini sanmıyor. Çıngar çıkarıyor, "Getirin ulan benim konservemi hırsızlar, hayvan herifler," diye ortalığı yıkıyor. Ortam böyle. Remarque'ın Siyah Anıt'ına bakarsak açlığın, enflasyonun ve ekmeğin değerini aynı ölçüde anlayabiliriz. Hatta olayı genel olarak ekonomi üzerine kurar Remarque, orada daha keskin saptamalar var. Bu romanın da güzelliği bu: Okuyucuya bazı şeyleri sürekli empoze ettirmek yok. Gencimiz savaşa da gitmiş ama savaştan sadece bir paragrafta, örtülü olarak bahsediliyor. Açlık hayatla bütünleşmiş bir olgu, her adımda karşımıza çıkmıyor, biz onun varlığını satır aralarında algılayabiliyoruz. Savaş sonrası bir genç nasıl yaşarsa onun romanı işte.

İkinci bölüm. Hedwig gelir, tanışırlar, gencimiz aşık olur kıza. Bankaya gider, bütün parasını çeker. Sahip olduğu bütün para her şeyidir aslında, o yüzden paraya bir insanmış gibi yaklaşır, banknotlara saygı duyar. Sonra itiraf eder kendine:

"Daima bilmiş olduğum, ama altı yıldır kendime hiç itiraf edememiş olduğum şeyi şimdi biliyordum: Bu meslekten nefret ettiğimi, şimdiye kadar denemiş olduğum bütün mesleklerden nefret ettiğimi... Bu çamaşır makinelerinden nefret ediyordum, kükürtlü sabun kokusuna karşı içimde bir tiksinti vardı, somut bir tiksintiden daha öte bir şey. Bu meslekte sevdiğim şey bana getirdiği paraydı ve bu para cebimdeydi; parayı tutup yokluyordum; hâlâ oradaydı." (s. 60)

Wickweber gencin patronu, kızı Ulla da gencin müstakbel eşi. Öyle bakıyorlar en azından. Romanda ekonomik durumun bir gencin psikolojisindeki tahribatını görebileceğimiz belli başlı iki nokta var. Birincisi, Muller'in Hedwig için tutulacak olan oda hakkında "ödenecek her kuruşuna değmeli" demesi. Bu söz, gencin en nefret ettiği söz, çünkü her kuruşa değecek şeyleri kendinden daha çok acı çekerek öğrenen bir başkasının olabileceğini düşünmüyor. Her şeyin fiyatını bilmek, küçük hesaplara göre yaşamak, insanı zaten her şeyin değerini bilecek bir hale getiriyor. İkincisi de patronun sattığı malzemelerin fiyatları. Burada anladığım kadarıyla enflasyona rağmen fiyatlarda düzenlemeye gidilmemesi gibi bir şey var, veya krizi fırsat bilerek parayı kırıyor Wickweber. Ekonomi ve dürüstlükle alakalı gencin fotoğraflarla ve negatiflerle ilgili kurduğu bir bağlantı var, nefis.

İşte Hedwig'i yemeğe götürüyor genç ve belli bir saatte tekrar buluşmak üzere kızdan ayrılıyor. Ulla'nın yanına gidiyor, yapamayacaklarını söylüyor. İlk yılların ekmeği olayı burada geçiyor; gencimiz Ulla'yı diyor ki lan bilader kız, bir ekmek fazla verebilirdiniz. İlk yılların ekmeği hesap birimidir, para birimidir. Bize çorba verirdiniz, midemiz ekşiye ekşiye çalışırdık. Baban leş gibi patrondu, sen de öylesin. Buna benzer şeyler diyor.

Hedwig'in yanına dönüyor genç ve bir gün içinde gerçekleşen onca olaya şaşırıp kalıyor. Açlığı, ölen sayısız çocuğun çığlığını, az daha yabancı bir erkekle gitmek üzere olan Hedwig'i ve geleceği düşünüyor.

"Artık ilerlemek istemediğimi biliyordum, dönmek istiyordum, amma nereye bilmiyordum; gerilere mi?..." (s. 142)

Böyle. Gayet güzel roman, helal.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Vahap Tuğba Çanak
09.07.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Zorlu şartlarda verilen ekmek mücadelesi ve bir aşk hikayesi. Yazarın okuduğum ilk kitabı bazı betimlemeleri çok hoşuma gitti.Genel olarak bu eseri fena değildi.Yazarı tanımaya devam edeceğim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
aloisi
25.11.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Kitap gerçekten adındaki gibi tamamen ana karakterin hayatı boyunca süren ekmek kavgası/açlık üzerine kurulmuş. Doğduğu andan itibaren, savaş sonrası Almanya’da olmanın verdiği her türlü zorlukla baş etmek zorunda kalan karakter gençliğinde hayatta kalmak için her şeyi yaparak, gerekirse çalarak büyümüş. İçine doğduğu ekmek kavgası o kadar büyük ki çalmayı da kendi içinde büyük bir sorun olarak görmüyor, çünkü aç! Yazım stilini tam olarak sıkıcı olarak niteleyemem ama çok uzun süre önce yazıldığı belli olan bir roman bana göre. Okunmasını tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
smz.n
01.10.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
o kadar kısa sürdü ki nerde başladı nerde bitti anlamadım bile, beklentimi biraz yüksek tuttum sanırım
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
gallery90
14.05.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
2.Dünya savaşı almanyasını en iyi anlatan yazarlardan BÖll'ün başarılı bir romanı, tavsiye
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ozdemirr1
12.05.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Açlığı ve ekmek kavgasını anlatan bir oturuşta okuyacağınız bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
büşinçek
26.10.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Her insanın kavgasının adı ekmek. Ama bu kavgayı nasıl vermeli? İşte sorunun yalın gerçekliği kadar çarpıcı bir anlatımla soruya cevap veren bir anlatıcı. Okumalı, okumalı, okutmalı, okutmalı...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
rabia kazan
24.10.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Savaş sonrası almanya harika kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
paşa1910
22.09.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bir solukta okuduğum güzel bir dönem kitabıydı.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
guest012
24.08.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Yazarın Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru isimli kitabından sonra okuduğum ikinci kitabıydı. Kısa ve güzel bir kitap, tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
gokceaslig
22.07.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Steinbeck’ten sonra savaş yıllarını böylesi anlatan yazarla tanıştığım ilk kitabı... Böll ile tanışmak için ideal kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
karaademm
01.05.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
1972 Nobel Edebiyat Ödülünün de sahibi Heinrich Böll eseri.

Yayımlanma tarihi 1955.
Eser, 2. Dünya Savaşı sırasında eğitimine devam etme çabaları gösteren kahramanımızın Dünya Savaşı sonrasında bir tamirci olması ile beraberinde yaşadığı olayları, tanışıklıkları ve naif de bir aşkı ele alıyor.

Birçok kişi gibi Böll için başlama kitabım oldu. Ona, en çok satılan ve okunduğunu düşündüğüm bu eseri ile başlamak istedim. Doğru bir tercih olduğunu düşünüyorum.

Aslında sizler kahramanın ‘24 saatte’ anlattıklarını geriye dönüşlerle sayfalar dolusu okuyorsunuz. Özellikle belirtildiği üzere uzun cümleler ve betimlemelere şahit olacaksınız her sayfada.

Genel itibariyle “ 2. Dünya Savaşı “ etkilerini yansıtan eserlerin kaliteli olduğu hissine sahibim.
İlk Yılların Ekmeği de buna dahil kesinlikle.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
mselim0654
05.04.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bu eserinde de Böll, bizleri savaş illetini daha yeni atlatmış bir Almanya'ya götürüyor. Bir tamirci çırağının gözünden bakıyoruz dünyaya. Yaşadığı aşka şahit oluyoruz.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
hellooovmtovbm
21.01.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Almanların savaş kitapları zaten okunmalı. Çok güzel bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Semptomania
29.12.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
2.dünya savasının aynasıdrı böll
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Alejandro10
20.12.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Savaş sonrası edebiyatın en büyük isimlerinden Heinrich Böll'ün bu kitabında yokluğun ne demek olduğunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
KY-3537834
07.10.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Böll'ü tanımak için güzel bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
yunis
01.10.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
İnsanın elindekinin değerini hatırlatan güzel kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
otorite2004
30.05.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bir çırpıda okunup bitirilebilecek çok akıcı bir Böll kitabı. Savaşın acımasız gerçeklerini yüzümüze bir tokat gibi vuruyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
berkanoren
25.03.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Okurken yanınızda bir parça ekmek bulundurmanızı öneririm.Güzel bir kitaptı.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ademhanesen
23.03.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Yüz on sayfada nasıl bir yumruk atılır? Yiyin de görün.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
esperan
22.12.2017
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Ilk almancasını sonra da türkçesini okudum. Türkçe çevirisi müthiş. Şiddetle tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Eugène de Rastignac
04.12.2017
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Yıkıntı edebiyatını beğenenler için mükemmel bir eser.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
aydınlık1980 19.08.2014
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
savaş sonrası yirmi yıl aralıksız patates yiyen bir toplumun romanı.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
azizekaracuha 14.03.2008
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
ilk yılların ekmeği bahsedildiği gibi Almanyanın 2. dünya savaşından sonraki ilk yıllarda olan ekmek kavgasını anlatıyor.Heinrich Böll gibi nobel ödüllü bir yazarın tüm kitapları okunmaya değer fakat ilk yılların ekmeği en ön sıralarda olmalı...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (16)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
milban
07.12.2021
Zamanı önemli değil adı savaş olunca toplumun her kesimine getirdiği acı ve yoksulluk kaçınılmaz oluyor. Hayatı oradan oraya, oradan buraya ezik ve korku ile geçen yazarın bu kitap gibi bir eser vermesi çok doğal. Onurlu bir kimliğin bir kırıntıya uzanan elini çok güzel anlatmış burada Böll. Bir ara saygın ve kariyer sahibi kişilerin Gölcük depreminde çorba kuyruğuna girip HİÇ olmanın ızdırabını yaşadıkları geldi gözümün önüne.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Gucal 11.04.2013
Konu fazla etkilemedi ama kahramanin yeteri kadar para kazandigi zamanlarda bile, cocuklugunda gecirdigi aclik ve sefaletten korktugundan dolayi, cebinde hep bir parca ekmek bulundurmasi cok etkileyici.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
canxx 08.09.2011
Yazarlar bu kitapla birlikte tanıştım. Dönemin şartları kitabıı çok iyi yansıtılmış. Yazar bir nevi dönemin dili, aynası olabilmiş. Konu beni çok çok etkilemedi fakat, İlk Yılların Ekmeği akılda kalıcı ve önemli bir kitap diye düşüyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla