İtiraflar Hakkındaki Yorumlar

Önemli bir eser, bir arayış hikayesi adeta.

felsefe öğrencilerinin kitapliğinda yer alması gereken bir kitap

Hz İsa'dan yüzlerce yıl sonra oluşan yada teslis ve tanrı devlet/tanrı kilise ilişkileri ile yeniden şekillenen bir dinin Pavlus'tan sonra esas şekil vericilerinden biri olarak nitelendirebileceğimiz bir filozofu kendi kaleminden dökülen metinleri ile okumak gerçekten ilginç.

Augustinus'un çok içten duaları var... Türkçe'deki tüm eserleri okunabilir. Bu çeviri de gayet iyi

Augustinus'un en önemli kitabının Türkçe'deki en iyi çevirisi

Eserin en etkileyici yönü yaşı. 1600 yaşında bir kitabı okumak her zaman karşınıza çıkacak bir fırsat değil. Yaşına rağmen halen geçerli bir üslubu, hiç ölmeyecek yaklaşımları var. Felsefe/Din alanında okumalarınız var ve bu alan ilginizi çekiyorsa bu ölümsüz esere zaman ayırmanızı ısrarla öneririz.

Teoloji ile ilgilenenlerin özellikle odaklanması gereken eserlerden.

Tanrı ve mutluluk sorununa farklı bir bakış açısı...

Hristiyan dünyasında çok sevilen bir adam St.Augustinus ama bana göre kafayı yemiş bir adam. Psikolog olduğum için mi yoksa din fikrinin aşırılığının her zaman zararlı olduğunu düşündüğümden midir bilmiyorum ama psikolog olduğum için daha sağlıklı bir karar verebiliyorum bu konuda. Ruh sağlığı gerçekten bozukmuş bu şahsın. Ben her dine aynı uzaklıktayım çünkü din kavramına inanmıyorum o yüzden hiçbir dini kötülemek amaçlı değil yorumum. Kitabı okurken de göreceksiniz ki kendisi çok dengesiz, mutsuz, mutsuzluğunu dinde eritmeye çalışan aslında son derece doyumsuz bir insan. Okunması gerek bence çünkü aşırı dinin insanı ne hale getirdiğini daha rahat göreceksiniz.

Hristiyan mantalitesini başka bir perspektifte değerlendiriyor.

Augustinus!un yaşadığı çelişkiler içten,samimi itiraflarıyla örtüşüyor.yaşadığı döneme ışık tutuyor

Augustinus zamana yazgılı bir varlık olan insanın görüşü ve anlayışı ile Tanrı'nın zamana aşkın doğası, görüşü ve anlayışı arasındaki farkı güçlü bir belagatle sunar eserinde ve mükemmelleşme çabasındaki insan ruhunun her şeyden önce bu farkı idrak etmesi gerektiğini defalarca, altını çizerek vurgular. Mükemmelleşme yolculuğu Tanrı'nın insandan tek beklentisidir. Çünkü O sadece insanoğlunu kendi suretinde ve kendine benzer yaratmıştır ve onu yarattığı andan itibaren de kendine dönmesini beklemektedir. Mükemmelleşme büyük bir sırdır ve bu sırrın anlamını bir insan bir başka insana anlatmaktan acizdir. Bu sır sadece Tanrı'nın kapısı çalınarak dilenecek ve anlamına vakıf olunacak bir sırdır ve Augustinus'a göre Tanrı'nın kapısını çalan insana o kapı mutlaka açılacaktır.

Paganizmden, maniheizme ve azizlik mertebesine yolculuk hiçte kolay olmasa gerektir. Bunu başaran bir kişiden kendi anlatımıyla okuma fırsatı veriyor. Bu kişi aynı zamanda ortaçağın en büyük filozoflarından biri olmayıda başarıyor. Oldukça samimi ve ilginç olduğunu düşünüyorum. Ortaçağ düşünce yapısını anlamak içinde faydalı bir kaynak niteliği taşıyor.

biraz anlamak zor olsada güzel bir kitap