Yakup Kadri'nin milli savaş yıllarında üstlendiği görevi ve peşinden yürüdüğü, daha doğrusu koştuğu, "Türk İnkılabı" idealine bakınca onun Atatürk'e paslanmayan zincirlerle bağlanışına ve yine onun bu güttüğü dava uğruna Atatürk'ü kendince "Üstün İnsan" olarak tanımlamasına dayanarak böyle bir biyografiyi "objektif" olarak yazması, kendinin de itiraf ettiği üzere, imkansız denebilir. Atatürk'ün ahlaki değerleri yanında üstün siyasi ve askeri kabiliyetlerinin de yer bulduğu bu kitapta, Yakup Kadri, kendi döneminin aydın kişiliğiyle Atatürk'ü tam manasıyla kusursuz bir lider olarak görmüş ve onun şahsiyetinde Türk milletini yüceltmiştir. Atatürk'ü ve davasını Türk milletinin maneviyetıyla birleştirmeye çalışmıştır, böylelikle bugün "imkansızı başarmak" diye tanımladığımız bağımsızlık zaferimizi sağlam bir temele oturtup bu zaferi psikolojik tahlillerle resmetmeye çalışmıştır. Yeni nesil Türk aydınlarına, ruhta ve fikirde Atatürkle beraber olan her kesime bir belgesel niteliği taşıyan bu kitabın okunmasını tavsiye ediyorum.