Ölü Filozoflar Kahvesi Hakkındaki Yorumlar

burak_saluk
07.03.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Filozofları hayali bir cafede karşılaştırıp , düşüncelerini irdelememizi sağlıyor. Oldukça yaratıcı bir fikir. Felsefeyle ilgilenenlerin okumasını öneririm kesinlikle.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
kornea_iris 09.11.2013
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
mektuplardan oluşan ve her mektupta insanı düşünmeye zorlayan sorular.bu soruları kendi zihninde cevaplamak eğlenceli olacaktır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
gkhnsrn 06.04.2012
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
filozofları hayali bir kahvede karşılaştırması ve bu sayede düşüncelerinin karşılaştırması fırsatı doğması açısından güzel bir kitap
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ulassur 17.12.2011
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
olay örgüsünden kopulmadığı sürece, sevilecek, güzel içerikli, ağır bir felsefi mektuplaşma kitabı.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ufuksunbul 06.07.2011
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
sofinin dünyasına benziyor. ondan da bahsediliyor zaten kitapta birkaç yerde. sofiyi okuduysanız mükemmel demeyebilirsiniz bu kitaba. ama güzel kitap. düşünmeye sürüklüyor insanı. çocukluk ve felsefe üzerine ortaya çıkmış aynı zamanda. çoğu yerde kafanızı kitaptan kaldırıp düşüncelere daldığımı belirtmek isterim. dili de güzel. Okunabilir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (27)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
pdrattar 19.04.2005
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
bu kitabı okuduğumda ünv. dedeydim aklımı benden alan anlatım tarzıyla okumayı sevdim. okumayı ilk kez bu kitapta kendime hobi edindim. ve felsefi denemeler yazmayı öğrendim. kendinizi sorgulamak yaşamın anlamını aramk için mutlaka bu satırları okuyun...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
Filozoflarla küçük bir çocuğun konuşturularak felsefeyi okuyucuya zevkli bir halde sunan güzel bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
çeriye 24.11.2011
sofinin dünyasıyla aynı formatta bir kitap.. ama bu formatta okuduğum ilk kitap olması sebebiyle bende bıraktığı etki sofinin dünyasından daha büyük oldu.. okunası kitaplardan biri..hangisi daha iyi derseniz sofinin dünyası daha iyi, ama benim ilk gözağrım..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
tenzator 15.01.2011
On bir yaşındaki kızdan çıkan inanılmaz soruları ağzım açık okumuştum. Vittorio'dan biraz yardım alarak bunu yorumlamam gerekirse: çocuklar için herşey yenidir. Koşabilmemiz, konuşabilmemiz,.. Bir çocuk uçan bir insan görse buna çok şaşırmaz, insanların yürüyebilmesi kadar doğaldır bu. Henüz önyargıları yoktur. Fakat yetişkinlerin önyargıları vardır. "Neden uçamıyoruz?" sorusunu soramazlar. Çocuklar ise hiç umursamadan bu soruyu tekrar tekrar sorarlar. İşte bu nedenle en iyi filozoflardır çocuklar..
"Das cafe des toten philosophen" orjinal ismiyle çıkan bu kitap, işte bunu kanıtlar nitelikte. Nietzche gibi orta yaş adamların düşünmesi sistemi öldü, sıra küçük ve tatlı kızlarda.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ismail_atan 12.02.2010
Güzel bir felsefe kitabı okudum diyebilirim; ama pek çok okuyucunun zihninde canlanan karakterler benim için de aynı şekilde çağrışım yaparak fiziğe büründü. 12 yaşındaki bir kızın bu mektupları yazabileceğine pek ihtimal vermedim. Yazar da bu tedirginliğe kapılmış olmalı ki kendi ağzıyla bunu itiraf ediyor: ''12 yaşındaki bir kızın bu mektupları yazdığına inanmayabilirsiniz.'' Yine de güzeldi. Pek çok bilgi edindim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
emili_81 09.09.2009
sofinin dünyası benzeri felsefeyi eğlenceli hale getiren bir kitap. sofinin dünyasını da okumuştum, ondan hemen sonra bu kitabı okudum ve bana felsefeyi sevdiren "ölü filozoflar kahvesi" oldu. özellikle tanrının varlığı ile ilgili kısımlar beni çok etkiledi.tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
fsy 11.05.2007
Çocuklar filozof olmaya en yakın insanlardır.öğrenme istekleri o kadar samimi ve istekli soru sordurtuyor ki onlara.derin bir tefekkürden sonra sorabildiğimiz soruları çocukların bir çırpıda nasıl sorduklarına tanık oluyorsunuz bu kitapta.ve bir çocuğun bile anlayabileceği bir basitlikle bu sorunlara verilen cevapları buluyorsunuz.bizleri terletebilecek meselelere basit cevaplar bulmak istiyorsanız önerebileceğim bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (3)
Bu Yorumu Yanıtla
napburemal 05.10.2006
Öncelikle bu kitabın çok da basit ve çocuklara felsefe bilincini rahatça aşılayabilecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Bazı yerleri inanılmaz derece de ağır ve sıkıcı olmasına rağmen de bazı bölümlerinde bir kahvede tartışıyormuş gibi gösterilen ünlü filozofların inanılmaz güzel her kitap da rastlanmayacak tartışmalarına rastlıyoruz. Felsefeyi sevenlerin okuması gereken çok da ilgilenmeyenlerin yanına dahi yaklaşmaması gereken bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Düşünme ve soru sorma, felsefe için gerekli ilk adımlar... En iyi soruları soranlar ise çocuklardır. Sordukları sorularla yetişkinleri şaşırtan, kimi zaman “filozof gibi bu” dedirten çocuklar... Mektuplaşmalar başladığında Nora, on bir yaşında bir öğrenci ve aynı zamanda güzel sorular sorabilen bir çocuk... Nora'nın mektuplaşmalarda sorduğu sorular büyükleri bile şaşırtacak cinsten, felsefenin büyük sorunları olan sorular. E. E. Cummings’in “Güzel cevap her zaman daha güzel soru sorana verilir.” sözündeki gibi Nora, güzel sorularına cevapları felsefeci V. Hösle tarafından alır. Çünkü sorularını uygun kişiye yöneltmiştir. Soruyu güzel sormak kadar uygun kişiye sormak da cevap açısından önemlidir. Nora, hem güzel soru sorduğu, hem de sorularını uygun kişiye yönelttiği için uygun cevaplar bulur. Bu “sıradışı mektuplaşma”, Nora ile birlikte Hösle ve okurları felsefi düşünce dünyasında gezdirir.
Nora ile Hösle’nin tanışmaları elbette direk mektuplaşma ile başlamaz. Biz okurlar, kitap girişinde profesörün düştüğü kısa bir “başlarken” notu ile tanışıklıklarıyla ilgili biraz bilgi ediniriz. Daha sonraki sürece ise, okuma serüveni içinde, mektuplaşmalardan tanık oluruz.
Nora’nın felsefi düşünme ve okuma hevesi, gelip geçici bir istek değil, aksine arzu, şevk ve tutku şeklindedir. Bu konuda tutkuya kapılmış gibidir. Sormaya, düşünmeye ve okumaya bıkmadan devam eder (yetişkinleri imrendirecek bir iradeye sahiptir).
Nora’nın felsefe profesörü Hösle’ye –mektuplarla- Tanrı, dünya, yaşam üzerine sorduğu soruların derinliği ve felsefiliği, bazı okurların aklına, “bu mektupları gerçekten bir çocuk mu yazmış?” sorusunu getirirse, cevabını da Nora tarafından kitabın sonlarına doğru alacaktır.
... Çocukların böyle mektuplar yazamayacağını söylüyorsunuz; ama ben onları yazarak sizleri çürütmüş oldum! Ayrıca yetişkinlerin böyle mektuplar yazabileceğini de sanmıyorum –biz bazı konularda sizlerden öndeyiz. Örneğin çocuklar sizler gibi soğuk ve hesapçı değil. Jean-Jaques Rousseau’ya hak vermeden edemiyorum: “Aklı, ruhu dışarda bırakarak kavramak isteyenin vay haline!” sf. 186.
Hösle’nin kitapta yer alan son mektuplarından birinde Platon’un dile getirdiği gibi, “... Nora’da hem felsefe yapma hem de edebiyat yeteneği var.” Nora, pek çok çocuk gibi biraz filozof, biraz sanatçıdır.
Hösle’nin kitaptaki son mektubunda, Giambattista ile sohbetinden, Nora’yla mektuplaşmaları üzerine olan cümleleri de burada aktarmak istiyorum:
“...Bu mektuplaşma Nora’dan pek çok şey öğrendiğin bir fırsat oldu senin için. Ama sonra çocuk felsefesi üzerine pek çok kitap okudun ve gördün ki, bütün pedagoglar ve psikologlar çocuklardan bir şey öğrenmek yerine onlar hakkında bir şeyler bilmek istiyorlar. Ama bunu yapmakla çocukları nesneleştiriyorlar, bir üst düzleme çıkıp Nora ve onun gelişimi hakkında düşünmeye başladığın andan itibaren sen de aynı şeyi yaptın. Gerçi sen kendini de nesnelleştirdin, çünkü Nora hakkında yazmadan kısa bir süre önce kendi gelişimin üzerine de bir makale yazdın, bu makalede kendini adeta dışardan gözlemledin. Ama sen Nora’dan büyüksün ve insanın kendi gelişimini gözlemlemesi daha kolay –gerçi Nora’da bir defasında koruyucu filozofuyla kendi gelişimi üzerine sohbet etmişti.”
“Peki yeni yılda ne yapmalıyım ben?”
“Çok basit: mektuplaşmanızın gelişimi üzerine düşünürken de eşitlik yaratmalısın. Nora’ya kendi gelişimini nasıl gördüğünü, mektuplaşma sürecinde ve yazdığın son yazıda onun neyi beğenip beğenmediğini sor. Ama ona kısa süre cevap vermesi için baskı yapma –çünkü şu sıralar yapacak çok işi var, her ne kadar genç olsa da yapması gereken pek çok görev zamanını alıyor.” sf. 193-194
Ölü Filozoflar Kahvesi’ndeki mektuplaşmaların yer aldığı kısımdan sonra, Çocukluk ve Felsefe Vittorio Hösle’nin Sonsözü yer alıyor. Bu kısım, kendi içinde roma rakamlarıyla beş bölüme ayrılmış. Hösle tarafından, önce genel olarak felsefe ve çocukluk ilişkisine değinilmiş, bu ilişkiyle ilgili birkaç amprik bilgi verilmiş; üçüncü bölümde Nora tanıtılmış; dördüncü bölümde çocuk yeteneğinin problem alanına ait bazı düşünceler; beşinci bölümde ise eğitimde felsefenin rolüne yer verilmiş.
Bu kısımdan sonra Hösle’nin kitapta kullandığı dipnotlar bulunuyor.
Ve kitabın sonunda Bitirirken Nora tarafından kaleme alınmış. Bitirirken de Nora, “Sevgili Okurlar!” hitabıyla bizlere, mektuplaşma sürecini ve Hösle ile tanışmalarını kendi sevimli uslubuyla anlatıyor.
Son olarak bu bölümden Nora’nın cümleleriyle bitirmek istiyorum tanıtım yazımı. Çünkü bu satırlarda Nora mektupların yayınlanması hakkındaki düşüncelerini anlatırken, aslında bu kitabın basılış sebebini de anlatmış oluyor. Şunu da hemen belirteyim; her ne kadar Nora, bu mektupların yayınlanmasını, özellikle çocuklar için istediyse de, bu kitap ilk gençlik ve gençlik dönemindeki çocuklara hitap ettiği kadar, yetişkinlere de hitap etmektedir. Hatta özellikle yetişkinler tarafından da okunması gereken bir kitap gibidir.
“Mektupların yayınlanacağından benim haberim yoktu, bunu kitapta Vittorio’ya yazdığım son mektuptan az önce öğrendim. Tabii bu fikir önce çok hoşuma gitti, ama sonra bu konuyu uzun boylu düşünmek zorunda kaldım. Kimi zaman içimden hayır demek geldi, çünkü onlar sonuçta bizim mektuplarımızdı! Bu başkalarını niye ilgilendirebilirdi ki? Düşüncelerimi başkalarının bilmesine ne gerek vardı ki? Onların bilimsel sonuçlara varmaları için mi anlatacaktım düşüncelerimi? Hayır istediğim bu değildi, hâlâ da bu değil!
Ama sonra belki bu mektuplar yoluyla başkalarını, özellikle de çocukları dünyamızla ve onun gizleriyle ilgilenmeleri ve gelecek karşısında duyarsız ve acımasız kalmamaları yolunda yüreklendirebileceğimizi düşündüm. Bunu başardık mı bilemiyorum, ama öyle olmasını umuyorum.”

*Bu tanıtım yazısının bir kısmı Cumba İstanbul dergisi 2005-kasım sayısında yayımlanmıştır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
myangie 31.08.2004
12 yaşındaki kız çocuğu ile bir felsefe profesörünün ilginç mektuplaşması... gerçekten ilginç çünkü bana 12 yaşındaki bir çocuğun bu kadar felsefeye düşkün olması, bu konuları çok iyi bilmesi ilginç geldi bana. felsefeye giriş için iyi bir kitap. okuması keyifli ve akıcı. sırf çocuklar için değil büyükler için de güzel bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
has-hus 29.04.2002
felsefeye giris icin en azindan olaya yabanci kalmamak icin
tavsiyue edilebilecek bir kitap ama tabiki yeterli degil..
asla sikici degil,karmasikta degil...zaten bir cocukla
bir felsefeci arasişnda gecen mektuplardan olusuyor..
cocuk deyip gecmeyin..
meger en iyi filozoflar cocuklarmis.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla